Bu sesi duyun zulmü durdurun!

Cezaevlerinde çocuklara zulüm dinmek bilmiyor. Siirt Cezaevi’nde çocuk tutsaklar çıplak aranıyor, kelepçeleniyor, Pozantı ve Esat Oktay tehdidi yapılıyor

Cezaevleri tam zulüm evleri durumunda. Hasta tutsaklar ölüme terkedilirken, çocuk tutsaklara yönelik de en aşağılık işkenceler sürüyor. Siirt E Tipi Cezaevi’nde çocukların çıplak aranarak taciz edildiği, Pozantı hatırlatmasıyla tehdit edildiği ortaya çıktı.

Çocuklara Pozantı tehdidi

Diyarbakır E Tipi Cezaevi’nden Siirt E Tipi Cezaevi’ne yaklaşık bir ay önce 2 arkadaşıyla birlikte sürgün edilen çocuk tutuklu Y. Y., ailesi aracılığıyla gönderdiği mektupta cezaevinde ve sürgün sırasında yaşadıklarını anlattı. 19 ay boyunca tutuklu bulunduğu Diyarbakır E Tipi Cezaevi’nden yaşamsal haklarını talep ettiği gerekçesiyle Siirt E Tipi Cezaevi’ne sürgün edildiğini aktaran Y., Diyarbakır D Tipi Cezaevi’nde yaşadığı sorunları anlattı. Cezaevinde kaldığı sürece kendisine ve arkadaşlarına çıplak arama dayatıldığını belirten Y., “Ben Diyarbakır Cezaevi’nde 1 yıl 7 ay kaldım ve bu süre içerisinde cezaevine gelen tüm arkadaşlarımızı çıplak aramaya tabi tuttular. Genel olarak bu insanlık dışı onur kırıcı uygulama askerler tarafından uygulandı. Tabi bu uygulama onların denetimlerinin altında yürütüldüğü için son gelen arkadaşlara kadar devam etti” diye belirtti. 18 yaşın altındaki kişilere yasal olarak kelepçe takılmasının yasak olmasına rağmen kendilerine kelepçe takıldığını belirten Y., “18 yaş altında olduğumuz için, yasal olarak kelepçe takılamaz deniyordu. Yasayı bilmelerine rağmen bize kelepçe takıyorlardı” diye aktardı.

Kurs adı altında ajanlaştırma!

Spor faaliyetleri ve marangoz kurslarıyla çocuk siyasi tutuklulara ajanlık dayatılmaya çalışıldığını söyleyen Y., “Spor kurslarına marangozculuk kursuna çıkmamız sürekli dayatılıyordu. Bize ‘gelin katılın çıktığınızda bir mesleğiniz olsun’ deniliyordu. Diyarbakır Cezaevi’nde genel olarak itirafçılar marangozculuk yapıyorlardı. Zaten bu cezaevinde ajanlaştırma politikası da yürütülüyordu. Daha önce beni müdür görüşü adı altında istihbaratçılarla görüştürdü. Daha sonra adlilerin içerisine alınan iki arkadaşımızı avukat görüşü adı altında yine onlarla görüştürdüler. Arkadaşlarımıza fotoğraf göstererek, ‘Bunu tanıyoruz, budur bize her şeyi yaptıran deyin serbest kalacaksınız’ deniyordu. Bu arkadaşlarımız adliler tarafından sürekli baskı ve işkence görmüşler koğuş ağası ve yanındakiler sürekli işkence yapmışlar, fiziki hem de psikolojik tabi. Bunun yanında gardiyanlar da arkadaşlarımızı darp etmişlerdi” diye belirtti.

Siz Esat’ı tanımıyorsunuz!

“Cezaevinde birçok sefer tehdit edildik” diye belirten Y., şunları aktardı: “Cengiz isimli başgardiyan bize ‘spor kurslarına çıkın yoksa sizleri Pozantı’ya gönderirler, ailenize yazıktır’ gibi hem uyarı hem de tehdit içeren sözler kullandı. Yine birinci müdürün ‘yaptıklarınızda pişman olacaksınız’ tehdidi açıkçası sürgün edileceğimizin kanıtıydı. Gelmeden yani bu cezaevine sürgün edilmeden önce onlarla (müdür ve gardiyanlarla) görüştüğümüzde bu uygulananlar gösteriyor ki, Esat Oktay ruhunun yeniden cezaevinde dolanmaya başladığını söylediğimizde yine Cengiz başgardiyan bize ‘Siz Esat’ı tanımıyorsunuz gelin bir gün size anlatayım’ demesinden sonra artık anladık, bizlere bir şeyler yapılacağını. Sürgün edilmeden yaklaşık iki hafta önce yapıldı bu son tehdit.” Diyarbakır’dan Siirt E Tipi Kapalı Cezaevi’ne sürgün edildikleri sırada da şiddete uğradıklarını aktaran Yanar, gördükleri şiddet sonucu dengesini kaybederek düştüğünü ve kafasını ringe çarptığını ve taleplerine rağmen doktor tarafından rapor tutulmadığını kaydetti.

Kaynak: http://www.ozgur-gundem.com