Cezaevi İzleme Komisyonu Üyesi: Toplumsal hafızaya mesaj veriyorlar

Diyarbakır Barosu Cezaevi İzleme Komisyonu Üyesi Avukat Önder Alçiçek, tek tip kıyafetlerinin ilk olarak, 12 Eylül darbesi karşısında büyük direniş gösteren Diyarbakır Cezaevine gönderilmesinin dikkat çekici olduğunu ifade etti. 

Tek tip elbiselerin ilk olarak gönderildiği Diyarbakır Cezaevi’ni ziyaret eden Diyarbakır Barosu Cezaevi İzleme Komisyonu Üyesi Avukat Önder Alçiçek, görüştüğü tutukluların bu dayatmayı kesinlikle kabul etmeyeceklerini belirttiğini dile getirdi. Tutukluların tek tip kıyafeti bir kişiliksizleştirme girişimi olarak değerlendirdiğini belirten Alçiçek, “Tutuklular gerekirse duruşmalara ve hastaneye çıkmayacaklarını belirtiyor. Bu konuda netler” dedi. 

Tek tip ile çıkılan duruşmalarda adil yargılanma sağlanamayacağına işaret eden Alçiçek, “Hem toplum hem mahkeme nezdinde kişi direk suçlu olarak kabul ediliyor. Bu da adil yargılama hakkının ihlali demektir” diye ifade etti.  

‘TOPLUMSAL HAFIZAYA MESAJ VERİYORLAR’

Tek tip kıyafetlerin ilk olarak Diyarbakır’a gönderilmesinin dikkat çekici olduğunu dile getiren Alçiçek, “Direnişin simgesi olan bir cezaevi. Ancak devlet, 12 Eylül darbesi sonrası yapamadığını bugün yapmak istiyor. Bununla tutsakların hafızalarında yer alan direnişe tarihi bir mesaj veriyor” dedi. 12 Eylül darbe sürecinde tutsakların büyük bir direniş sergileyerek tek tip kıyafetleri giymediğini hatırlatan Alçiçek şöyle devam etti: “Açlık grevleri oldu. Elbiseler yırtıp attılar. Mahkemeye çıplak çıkıldı. Bu tepkilerden sonra karar değiştirildi. Bugün bu karar dayatılmaya devam edilse toplumda büyük bir etkisi de olur. 150 bine yakın tutuklu, hükümlü var. Bunların ailelerinin de refleksleri olacaktır.” 

‘HUKUKİ BİR ZEMİNİ YOK’

Her geçen gün Ceza İnfaz Kurumunun tutukluların haklarını kısıtladığını kaydeden Alçiçek, tek tip kararın onur kırıcı bir muamele olduğunu belirtti. Tek tip kararının evrensel hukuk ilkeleri ile çeliştiğinin altını çizen Alçiçek, bu kararın Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler ile örtüşmediğine dikkat çekti. İktidarın örnek olarak gösterdiği Guantanamo’deki uygulamanın ABD’deki hukuka uygun olmadığını ifade eden Alçiçek, BM ve Avrupa’da tutukluların aleyhine olan bu tarz hak gaspları bulunmadığını dile getirdi. AİHS’in belgelerini hatırlatan Alçiçek, “AİHS’e göre tutukluların kıyafetlerinin kendisini küçültücü olmaması gerekiyor. Tutuklu dışarı çıktığında da tutsak toplumdan farklı bir kıyafet üzerinde olmalıdır. AİHM daha önce Romanya ile ilgili verdiği bir karar da tek tip kıyafetin adil yargılamayı engellediği ifade edildi. AİHS’e göre suç kesinleşmeyene kadar herkes masumdur” dedi. 

‘DOSYALAR AİHM’DEN DÖNECEK’

Tek tip dayatması karşısında duruşmalara çıkmayan tutukluların dosyalarının AİHM’den döneceğini kaydeden Alçiçek, AİHM’e göre kişinin kendini savunma ortamı hazırlanmadan yargılanamayacağına dikkat çekti. Alçiçek, yerel mahkemeler ceza vermesi halinde dosyaların AİHM’den döneceğine işaret etti.

Alçiçek tek tip kıyafetin AİHS’in “işkence Yasağı. Hiç kimse işkenceye, insanlık dışı ya da onur kırıcı ceza veya işlemlere tâbi tutulamaz” kısmını içeren 3’üncü maddesi ihlal ettiğini kaydederek şunlar dile getirdi; “İktidar tüm uluslararası sözleşmeleri ve hukuki yönden hak ihlallerini bildiği halde bu KHK’yı art niyetli olarak çıkardı. Bu karar muhaliflere karşı politik bir saldırı olarak kullanılacak. Çok sayıda insan mağdur edilecek.”

Cezaevi komisyonu olarak bu dayatma karşısında herkese hukuki destek sunacaklarını ifade eden Alçiçek, insan hakları ile bağdaşmayan bu durum karşısında tüm sivil toplum örgütleri ve insan hakları dernekleri ile ortak hareket edeceklerini belirtti. 

Kaynak: Mezopotamya Ajansı