Hücreden Ethem'e!

Murat Güneş, Sincan F Tipi Cezaevi'ndeki hücresinden Ethem'e ve Haziran İsyanı'na seslendi
 

F Tipi sansüründen günler sonra sıyrılarak elimize ulaşan mektubu yayınlıyoruz.: 

1 Haziran günü kafasından silahla vurulan Ethem. Beyin ölümünün gerçekleştiğini haberlerden öğrendim. Defalarca TV'den izlediğim olayın gerçekleşme anının videosunda polisin ateş ettiği net olarak görülüyor. Sanki ateş etmeden namluya mermi sürdüğü de var. O kısa çatışma anını izledikten sonra Ethem’in ve o grubun bizim insanımız olduğunu düşündüm. Daha sonraki açıklama ve görüntüler de bu düşüncemi doğrular nitelikteydi.
(...)

Bu arada, Ethem de benim gibi bir demir işçisiymiş. Meslektaş olmamızdan dolayı ayrıca bir yakınlık duyduğumu da söylemeliyim, yani işçi olmasından dolayı...

Bugün Ethem’in kalbinin de durduğu haberleri vardı TV'lerde. Bir proleter devrimci daha aramızdan ayrıldı ve gökteki yıldızların arasına karıştı. (...)

Burjuvazi içimizden bir proleteri daha katletti.
İstanbul Gezi Parkı’nda “çevreci” ve “insancıl” bir protesto eylemi ile başlayan, ancak polis saldırılarından sonra burjuvazi ve onun temsilcilerine karşı bir öfke patlamasına dönüşen direniş, günlerce sürdü/ sürüyor.

Burjuvazinin ihtiyaçlarını gidermek (birikimini arttırmak) amacıyla neoliberal saldırı planını tek tek uygulamaya sokan hükümet, işçi sınıfı ve emekçi kitlelerin her türlü hak arama eylemine, protestolara, basın açıklamalrına dahi bütün gücüyle saldırıyor

Sömürü politikalarını daha hızlı yaşama geçirebilmek için otoriterizme yönelen burjuvaziye karşı yıllardır biriken bu öfke, “Her yer Taksim, her yer direniş!’’ genel sloganı ile ülkenin her yerini sarıp sarmaladı.

Burjuva hükümetin kolluk güçleri, direnişi büyüten ve omurgasını oluşturan devrimci güçlere bütün kentlerde kudurmuş gibi saldırdı/saldırıyor. Şiddetli çatışmaların yaşandığı ikinci kent olan Ankara’da Ethem Sarısülük yoldaş, Kızılay'daki çatışmalardan birinde faşist bir kurşunla katledildi.

İşçi sınıfı devrimcisi Ethem yoldaş, sömürü esasına dayalı kölelik koşulları altında yaşamları zindana çeviren ve tüm baskı aygıtlarını sonuna kadar kullanan burjuvaziye karşı fırlattığı taş sonrası vurularak şehit düştü.

Kurşuna karşı taş olup faşizmin korkusunu büyüten Ethem yoldaş şahsında, tüm dünya devrim şehitlerini saygıyla anıyor, mücadeleleri mücadelemiz, kavgaları kavgamızdır diyoruz.
Alnınızda dalgananan bayraklar adına
Bayraklarda yaşayan ölümsüzler adına
Durmak yok bu koşuda, teslim olmak yok!
Ağıt yok dilimizde, dizlerde titreme yok!
Kaç güneş sönerse sönsün içimizde
Hep ayınlıkta yakalayacağız ölümü
Ya şafak sökerken ya güneş yükselirken
Sizin sesiniz olup sizi haykıracağız
Biz kazanacağız, biz kazanacağız!’’

Anılarını mücadelemizde yaşatacağız

Burjuvazi içimizden bir proleteri daha katletti.
Türk tekelci burjuvazisi ve onun hükümeti, işçi sınıfı ve emekçi kitlelerin yaşam alanlarına gözü dönmüş bir şekilde saldırıyor.

Geçmişten bu yana yapageldiği gibi devlet gücünü kullanarak, işçi, emekçi ve orta sınıf katmanlarının birikmiş emeklerine/kazanımlarına zorla el koymaya devam ediyor.

Gaspa dayalı bu birikim politikası ile işsizlik ve deprem sigorta paralarısosyal sigorta primikıdem tazminatı fonları… kapitalist karadeliklerde iç ediliyor. Ulusal İstihdam Stratejisi Programı ile de işçi ve emekçilerin elinde ne var ne yok herşey kökünden budanmak isteniyor.

Çalışma koşullarını daha da ağırlaştıran, sömürüyü sonuna kadar arttıran, her türlü muhalif sesi bastırmakta her türlü zora başvuran bir zorbalıkla, kölelik koşullarını dayatıyor.

Burjuvazinin hükümeti bu otoriter anlayış ile hareket ederek bir ‘’dönüşüm’’ masalı etrafında bütün yaşam alanlarını zorla ele geçirip patronlara servis ediyor.

1 Mayıs'larda alanlara çıkan işçi emekçi ve öğrencilerin tüm bu pervasız saldırılara karşı yükselen sesini, gözüdönmüş bir saldırganlıkla kısmaya çalışıyor. İş yaşamı ve gelecek güvencesizliğini derinleştiren bir saldırı konsepti çerçevesi içinde önüne çıkan tüm engelleri yıkarak ilerliyor.
Bu haydutluğa ve zorbalığa karşı sınıf içinde biriken bir öfke var. İşçiler, emekçiler, öğrenciler gasplara, yağmalara, yıkımlara, sürgünlere, cinayetlere ve her türlü baskıya artık yeter diyor!

Yaşadıkları doğanın, kentlerin ve yaşam alanlarının parça parça yağmalanıp ranta açılmasına, patronlara peşkeş çekilmesine artık yeter diyor!

Kölece çalışmaya, kölece yaşamaya artık yeter diyor!
İstanbul Taksim Gezi Parkı Direnişçileri'ne sabaha karşı faşist kolluk güçleri tarafından gerçekleştirilen saldırı sonrası her geçen gün büyüyen ve dalga dalga ülkenin her yerine yayılan direnişin temelinde de, burjuvazinin etrafına ördüğü hücreleştirilmiş yaşamın “korku duvarını’’ parçalayan bir öfke var.

Bu topyekün ağaya kalkış, burjuvazi ve onun uşaklarını paniğe sürükledi, şiddeti körükledi. Bu yüzden bütün güçleriyle direnişçilere saldırdı/saldırıyor. Ancak işçi sınıfı devrimcileri, kitleler geri adım atmak yerine barikatlar ardında safları daha da sıklaştırdı. Faşizme karşı bedenlerini kalkan yaptılar.

Faşizmin saldırılarında binlerce insan ağır yaralandı. Kimyasal gazlara boğuldular. Birçok direnişçinin gözleri, gaz bombasının mermileriyle kör edildi; kafatasları, kolları, bacakları kırıldı. Onlarca direnişçi hastanelerin yoğun bakım ünitelerinde yaşam savaşı veriyor.

İstanbul’da 21 yaşındaki Mehmet AyvalıtaşHatay'da 22 yaşındaki Abdullah Cömert polisler tarafından katledildi.

1 Haziran günü Ankara Kızılay’da 26 yaşındaki yapı taraftarı kaynak işçisi Ethem Sarısülük yoldaşımız ise, kuşandığı “Taksim Kızılay …Tahrirleşmeden bu abluka yarılamaz!’’şiarı ile düşmanla dövüşürken yakın mesafeden polis kurşunu ile başından vuruldu.

Şehidimizin/şehitlerimizin hesabını misli ile soracak militan sosyalizm mücadelemizle burjuvazi ve onun temsilcilerinin büyüyen korkusunu dönüştüreceğiz!

Kurşuna karşı taş olup faşizmin üstüne yağan Ethem yoldaşın anısını, proleter sosyalist devrim mücadelemizde yaşatacağız!
Ethem Sarısülük yoldaş ölümsüzdür!
Asla unutmayacak, asla bağışlamayacağız!
Yaşasın proleterya Sosyalizmi yolunda ölümsüzleşenlerimiz!

MURAT GÜNEŞ/ SİNCAN F TİPİ CEZAEVİ

Kaynak: alinteri.net