Hukuk terörüne karşı direnirken, yaşamlarımızı sizin ellerinize emanet ediyoruz.

27.07.2020

    Sevgili Özcan YAMAN

    Merhaba! Hasret ve sevgiyle sıkıca kucaklıyor, selam ve sevgilerimi gönderiyorum. Yeni bir projenizi Temmuz ayında bitirdiğinizi köşenizden okudum. Tebrik ediyor ve yeni projelerinizde başarılar diliyorum.

    Ve size bir proje önerisiyle geliyorum. Belki yakın dönemde böyle bir çalışmanız da olmuştur. Dışarıdaki etkinliklerde ya haberdar olamıyoruz, ya da çok geç haberimiz oluyor.

    Aslında proje önerisinden çok Korona günlerinde biz tutsakların fotoğraf bile çektiremiyor oluşuyla ilgili bir çizim oluşturarak basın emekçilerine de göndermişti.

    Adaletin yok edildiği ülkemizde biz Adalet Direnişçilerinin mücadelesini, taleplerini konu alan bir çalışma olabilir mi, olmalı mı?

    Önümüz Bayram, devam eden adli tatil süreci ve akabinde "1 Eylül Dünya Barış Günü!"

    Adaletin yok edildiği bir dünyada hangi barış kutlanacak?

    Sevgili Özcan YAMAN, bugün 160. günümüzdeyiz. Candaşım Dİdem Akman'la. Diğer direnişçiler Av. Ebru 207, Aytaç Ünsal ise 171. gününde. Adil yargılanma hakkı için, iftiracılık müessesesinin ortadan kaldırılması Seg-Bis iptali, ağır müebbet hapis cezası uygulamasından vazgeçilmesi gibi bir dizi talepler için eriyor bedenlerimiz. Bu haklı ve meşru direnişte herkesin bir şeyler yapması gerektiğine inanıyorum. Sizin de 2000-2007 Ölüm Orucu'nda duyarsız kalmayarak tutsakların sesi olduğunuzu anımsıyorum. O günlerde tutsakların sesi olmak için katıldığım demokratik faaliyetlerden kaynaklı gözaltılar-tutsaklıklar yaşadım. YILMADIM-KORKMADIM. Tam aksine zaferin elde edilebilmesi, yaşamlarını bizlerin ellerine teslim eden tutsakların yaşatılması için daha dinamik-dirençli oldum.

    Bugün de hukuk terörüne karşı direnirken, yaşamlarımızı sizin ellerinize emanet ediyoruz.

    Sevgili Özcan Yaman, size  bir adet de fotoğraf gönderiyorum. Direnişten kısa süre önce Ocak Ayı açık görüşünde çekilmiştim bu fotoğrafı.

    Yanımda oturan Haydar Yıldırım! Direniş başladıktan kısa süre sonra tahliye oldu. Kendisi '96 Ölüm Orucun zaferini kazandı. Dün de onun yıldönümüydü. Bizlere destek için açlık grevi yaptığını duydum. Sol baştaki Haydar Abimizin kayınvalidesi. Belki tanırsınız KEZBAN ANA'yı. En son mevsimler boyu Armutlu Cemevi'nde Adalet için oturma eylemi yapmıştı. Yanındaki anamız ise arkadaş görüşçüm. Kızı da tutsak. Hukuksuzca bir senedir tutuklu. Daha bu ay ilk defa mahkemeye "çıktı!" Koronavirüs bahanesiyle götürülmedi bile. Yanındaki Gülser Ablamız ise Eser ise dolabı ecza dolabı olan bir hasta tutsak. En sonu da Göksel Abi kaldı. Gazi Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Başkanı. Haydar Abimizin eşi de o sıralarda tutsaktı. Armutlu ASAKU'dan. Pir Sultan'ın takipçileri birbirlerini sahipleniyorlar işte.

    Bir fotoğraf üzerine çok şey yazdım galiba. Belki de az... Bu fotoğrafı çekilirken Adaletsizliğe karşı direnme kararı almıştım sadece "Nasıl" sorusunun cevabını vermemekte birlikte yargılandığım İstanbul 28. ACM'nin kararını da bekliyordum.

    Mahkeme günü geldiğinde "Tekli ring" dönen tabutluk yüzünden mahkemeye gidemedim. Direnişe başladığım günse 7,5 yıl ceza serildiğini telefonda ailemden öğrendim. Bugün itibariyle 2 yıl 10 aydır tutukluyum. Dosya halen istinaf aşamasında. Sonra yargıtay süreci var! Daha önceden de birçok kez tutuklandım. Toplamda 6 yılı buluyor tutsaklıklarım. Varsayalım ki "ceza" verilse bile, tahliye edilmem gerekiyor. "ceza" almadan "cezanın infazını" yatıyorum bir bakıma.

    Neyse işte bu fotoğrafı tarihe miras bırakmak için çekilmek istemiştim. Fotoğraf karesiyle sizler tarihe not düşerken, bizler de direnerek not düşüyoruz.

    Birlik-beraberlik olduğunda AKP taleplerimizi kabul edecektir. Duyarlığınızı bekliyor, çalışmalarınızda başarılar diliyorum.

    Sevgiyle- Dirençle

    

Özgür Karakaya

1 No'lu T Tipi Cezaevi İzmir