NURİYE GÜLMEN SİLİVRİ’DEN YAZDI “Ceza aldığım açlık grevinden yeniden yargılanıyorum”

Tutuklu ihraç akademisyen Gülmen, üçüncü duruşma öncesi yazdığı mektubunda “Beni kaçma şüphesiyle tutukladılar ve hala aynı şüpheyle de alıkoyuyorlar. Oysa ben hiç kaçmadım, hep buradaydım” dedi.

Ayça Söylemez

İstanbul - BİA Haber Merkezi

07 Haziran 2021

İhraç edilmiş akademisyen Nuriye Gülmen, yaklaşık bir yıllık tutukluluğun ardından görülecek duruşma öncesi bianet’e yazdı. 5 Ağustos 2020’de İdil Kültür Merkezi’ne düzenlenen polis baskınında gözaltına alınan Gülmen, yedi günlük gözaltının ardından tutuklanmıştı. Şimdi Silivri 9 Nolu Cezaevinde.

Gülmen’in yargılandığı davanın üçüncü duruşması, 10 Haziran Perşembe günü Çağlayan’daki İstanbul 28. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek.

“Yargılama, direnişi bitirmeyi amaçlıyor”

Mektubuna iyi olduğunu söyleyerek başlayan Gülmen, sorunun dört duvar arasında olmaktan çok maruz kaldıkları adaletsizlik olduğunu söyledi:

“Disiplinli bir yaşam, üretim, gündemi takip etme, okuma, yazma... Günler böyle geçiyor. Yılmaz Güney “Baba” filminde bir karaktere söyletiyor ya, “bitmeyen mapusluk görmedim” diye. En nihayetinde öyle. Mahpusluk biter, bir de şu “adaletsizliği uğramış olmak” olmasa.

“Haksız yere özgürlüğünden alıkonulmuş olmak korkunç bir şey. Hapishanelerde geçen günlerimin bir teki için dünyayı verseler bedelini ödeyemezler. Sadece kendi yaşadıklarımdan değil öfkem. O kadar çok insanın sağlığı, gençliği, ömrü hapishanelerde çalınıyor ki adaletsiz yargılamalarla…

“Hakkımda açılmış 20'den fazla dosyayla, on yıllara varan cezalarla yargılanıyorum. “İşimizi Geri İstiyoruz” mücadelesini başlatan kişi olmanın bedeli böyle ödetilmek isteniyor.

“Yargılanmakta olduğum dosyada, 2017 yılında işime geri dönmek için öğretmen arkadaşım Semih Özakça ile birlikte yaptığım açlık grevinin yeniden yargılama konusu yapılması, bunun bir intikam dosyası olduğunun en net göstergesidir. Zira bu açlık grevi yaptığım sırada aynı iddiayla yargılanmış ve ceza almıştım. Şimdi aynı iddialarla yeniden yargılanıyorum: Açlık grevi yapmak ve KHK’lılarla, adaletsizliğe uğrayan tüm kesimlerle birlikte mücadele etmek.

“Bu yargılama, her türlü saldırıya rağmen 4,5 yıldır süren “İşimizi Geri İstiyoruz” direnişimizi bitirmeyi amaçlıyor.

“Gözaltına alındığımız Ağustos 2020'de direnişimiz yaklaşık 4 yıldır sürüyordu ve her türlü gayri hukuki ve gayri meşru yol ve yöntemle bitirmeye çalışılıyordu: Gözaltılar (iki binden fazla kez), işkence (Nazan Bozkurt'un göz kemiği, benim burnum ve bacağım kırıldı. Acun Karadağ’ın kalbine pil takıldı, Mehmet Dersulu’nun ayağı çatladı); para cezaları (direniş boyunca direnişe katılan kişilere kesilen para cezaları toplamda 1 milyon lirayı aştı); hukuksuz yargılamalar (hepimiz hakkında açılmış onlarca dava var) haklı bir direnişi bitirmek için araçsallaştırıldı. Bunlar yetmeyince yeni bir siyasi operasyon yapıldı. Amaç, hem direnişi bitirmek hem de bizleri cezalandırmak ve yıldırmaktı.”

“Bacağım kırıldı ama bana ceza verildi”

“Beni kaçma şüphesiyle tutukladılar ve hala aynı şüpheyle de alıkoyuyorlar. Oysa ben hiç kaçmadım. Hakkımda açılmış onca davaya ve istinafta onanmış altı yıl üç aylık bir cezaya rağmen hep “buradaydım”. “İşimi Geri İstiyorum” talebimden vazgeçmedim. Nerede bir direniş, nerede bir adaletsizlik varsa orada olmaya çalıştım.

“Eğer, bu adaletsizlik ortamında haksız cezalardan dolayı “gitmeyi” tercih etseydim de buna “kaçmak” denmezdi ama ben gitmedim. Sebebi, kalıp ekmek mücadelemi sürdürmem ve adaletsizliklerin karşısında durmak gerektiğine olan inancımdır.

“Tutuklanmamdan bu yana hakkımda iki yeni dosya açıldı ve yargılanmakta olduğum iki dosyadan ceza verildi.

“Ceza verilen dosyalardan birinde, Mehmet Dersulu ile birlikte gittiğimiz Bodrum'da gözaltına alınmıştık ve bu gözaltında bacağım kırılmıştı. Benim şikâyetim, bacağımdaki kırık doktor raporlarıyla sabit olmasına rağmen takipsizlikle sonuçlandı. Mehmet Hoca’yla benim hakkımda açılan davada, polislere hakaret ettiğimiz gerekçesiyle (ve Mehmet Dersulu’ya ayrıca polise mukavemet ettiği gerekçesiyle) para cezası verildi.

“Benim hakkımda verilen ceza 11.300 TL.

“Diğer ceza Nazan Bozkurt'un göz kemiğini kıran polisin işkence yaptığını ifade ettiğim paylaşımından dolayı verildi. Polis hakkında, görevini yaptığı gerekçesiyle kovuşturmaya gerek görülmedi. Bu gerçeği ifade ettiğim için 5.300 TL para cezasına çarptırıldım.”

Gülmen, “Dört buçuk yıldır ekmek ve adalet mücadelesi veriyoruz ve bu mücadelenin bedeli olarak tutukluyuz” dedi ve 10 Haziran’daki duruşmasına çağrı yaptı. (AS)

Kaynak: Ayça Siylemez.Bia haber ajansı