“Parası olmayan mahpus mektup bile atamıyor”

Sincan’dan yazan Yücel, mahpusların ped, kağıt, kalem, bardak, sabun, şampuan, iç çamaşırı, temizlik malzemesi gibi kişisel ihtiyaçlarını arkadaşlarının ödemesinin engellendiğini, hesabında para olmayanın hiçbir şey alamadığını yazdı.

Ayça Söylemez

İstanbul - BİA Haber Merkezi

05 Mayıs 2021, Çarşamba 

 

Sincan Kadın Cezaevi’nden mektup yazan Eylem Yücel, gönderilen ya da satın aldıkları dergilerin, kitapların kendilerine ulaşmadığını, mektuplarının sansürlendiğini, avukatına gönderdiği mektubun bile okunduğunu anlattı.

Mektupta, hapishanede yapılan ödemelerin artık bir başka mahpusun hesabından yapılmasına yasak getirildiğini, arkadaşının hesabından ödeme yapamayan ve parası olmayan mahpusların mektup bile gönderemediğini ifade etti:

“Şubat ayına kadar aynı koğuşta kalan kişiler, kantin, gazete, elektrik, mektup gibi ödemelerini birbirlerinin hesap kartları ile yapabiliyorken, buna engelleme getirildi. Başkası yerine ödeme yapmak isteyen kişinin buna dair verdiği dilekçe de kabul edilmezken parası olmayan kişi mektup dahi gönderemiyor.”

Mahpuslar hapishanede ped, kağıt, kalem, bardak, sabun, şampuan, iç çamaşırı, temizlik malzemesi gibi kişisel ihtiyaçlarını ve günlük yemek dışında yemek istedikleri gıdaları hapishane kantininden ücretiyle alabiliyor.

Ayrıca kullandıkları elektriğin de faturasını ödüyorlar, mektup yollamak için PTT ücreti veriyorlar.

Kişisel hesaplarına dışarıdan yatırılan paraların karşılığı olarak kendilerine harcamalarda kullanılmak üzere hesap kartı veriliyor.

“3 aydır koğuşlar dezenfekte edilmiyor”

Yücel, pandeminin başında uygulanan hijyen önlemlerinin de bırakıldığını yazdı:

“COVID-19 sürecinin başında koğuşlarda haftada bir dezenfekte işlemi yapılırken, 3 aydır hiçbir şey yapılmadı. Pandemi önlemi kapsamında koğuş başına 500 ml sıvı sabun ve çamaşır suyu aylık olarak dağıtılmaya başlandı. Hapishane personeli ise maske ve mesafe gibi kurallara dikkat etmiyor, pandemi de hak gasplarının bahanesi haline geldi. Pandemi sürecinde personel az olduğu için mektuplar, koliler verilmiyor, gecikiyor…”