Zeynep Avcı

Tek kişik hücrede tutulan hasta tutsak Zeynep Avcı'dan mektup var: "Adeta tümüyle kapatılmıştım bir “tabuta”. "

“Önce üşüten bir kış yaşandı, ardından kavurucu, bunaltan bir sıcak yaşadım şu daracık hücrede. Geçen yılı koronayla geçirmiştim. O zamanlar yazamamıştım size. Adeta tümüyle kapatılmıştım bir “tabuta”. Olayı trajediye vurduğuma bakmayın. Şimdi gülümseyip geçiyorum. Defalarca revir doktorunu ya da bir insanı göreyim diye dilekçeler yazmıştım. Fakat şu iki buçuğa altı metrelik (banyosu da dahil) alanda… Tam Ağustos sıcağında ve haftalarca pencereden havalandırmaya bakmak, o virüsle birlikte mücadele ederken, sıcağın da etkisiyle aklımı oynattığımı bile düşünmüştüm bir ara!”

Merdivendeki İz

Bugün doğum günüm. 60 yaşıma girdim. Uzun sayılabilecek uzun bir yaş. Bir su damlası gibi. Hiç evlenmedim. Bir halam vardı, dili acı söyleyen bir halam; “evlenmemiş kızdan korkmayacaksın” derdi. Neden böyle söylediğini hiç açıklamaz, dik dik gözlerimin içine bakardı. O küçük yaşlarda korkutmuş olacak ki, takıntılı biri olup öyle büyümeye başlamıştım. Halam göçüp gitmişti. Onunla birlikte birçok sevdiğimi de… Hepsi iz bıraktı, ama en çok halam dokundu aklıma. Adeta kendisine benzetti beni, ya da ben benzemek istedim. O yıllarda beni de terapilerine götürürdü.