Merhaba Ben Mahir, Mahir Ulaş...
Bugün günlerden perşembe. Perşembe günleri bizim için çok önemli ve özeldir. Çünkü Babama kavuşmanın diğer adı Perşembe olmuştur bende.
Babam nerede mi babam hapishanede o bir tutsak ama bana söylemiyorlar. Hatta anlamadığımı sanıyorlar…
Babamı ilk gördüğümde daha 7 günlüktüm. Ben doğmadan tutsak düşmüş beni ancak 7 günlükken kucağına alabilmiş. Kucağına alır almaz koklamaya başladı dimdik bakıyor yüzümü inceliyordu. Zaten babamı her görmeye gittiğimizde bana öyle bakıyor biliyor musunuz? Babam beni görünce hemen gözleri büyüyor, yüzü gülüyor, mutlu oluyor. Ben de onu görünce mutlu oluyorum. Bu arada babam çaktırmadan kokluyor beni. Tam birşeyler diyecek gibi oluyor ama susuyor yine de ben anlıyorum.
Babamdan önce biz giriyoruz görüşeceğimiz yere. Oraya varana kadar her yerimizi arıyorlar. Üstümüzü, ayakkabılarımızı çıkarıyorlar. Bu hoşuma gitmiyor, korkutuyorlar bizleri ama ben korkmuyorum. "Yapmazsanız göremezsiniz" diyorlar mecbur kalıp yapıyoruz dediklerini, babamı görebilmek için.
Burası çok güvenlikliymiş öyle diyorlar ama ben hiçbirine güvenmiyorum babamdan başka. Sonra prosüdürleri tamamlayıp içeri giriyoruz.
Birazdan babam gelecek ben yine kapının önündeyim bekliyorum. Kapı açılıyor ve açılmasıyla babam geliyor ilk önce. Göz göze geliyoruz. hemen kucağına alıyor beni. Sımsıkı sarılıyoruz. İçine çeke çeke kokluyor beni. Kucağı o kadar rahat ki bende sarılıyorum küçücük ellerimle. Hatta bazen çok sıkıyor hemen sakallarını çekiyorum.
Beni hiç kucağından indirmek istemiyor ama ben huysuzluk yapıyorum, indirmek zorunda kalıyor. Çünkü onu özleyen annem var ona da vakit ayırmalı.
Bazen annem gelmiyor, gelemiyor, çalışmak zorunda olduğu için. Böyle durumlarda babam, anneme sevgisini özlemini hasretliğini iletmemi istiyor. Ben de dönünce hemen annemin boynuna sarılıyor öpüyorum. O da hemen anlıyor.
Ben orada sağa sola koşturmaya masalar arasında gezmeye devam ediyorum, yoruyorum kendimi, o sırada annemle babam sohbet ediyor ama babamın gözü sürekli üzerimde, beni izliyor, düşersem, çarparsam diye. Hatta bir keresinde başımı masaya çarpmıştım, hemen ayağa fırladı. Beni kucağına aldı. Endişelendi bir şey oldu mu diye. Annem benim yerime onu sakinleştirmek zorunda kaldı ama ben zaten bilerek çarptım, beni kucağına alsın diye. Tabi bunu babam bilmiyor
Babamı görmek için geldiğimiz yol babamı gördüğümüz zamandan daha çok.
Biz babam için o kadar yol geliyoruz o bizi 1 saat görüyor. Kızıyordum ben de o yüzden görüş bitmeden uyuyordum. Çünkü babamdan ayrılmak istemiyordum. O güvenmediğim adamlar görüş bitti deyip babamdan ayırıyorlardı bizi. O yüzden de güvenmiyordum onlara. Babamla arama giriyorlar. Bende uyuyordum daha doğrusu uyuyor numarası yapıyordum ki babamla ayrılışımız daha kolay olsun. Beni hep ilk gördüğü andaki halimle hatırlasın istiyordum.
Babam ayrılırken gülüyordu aslında gülüyormuşluk yapıyordu. Bunu anlayabiliyordum. Çünkü o da benim onu hep öyle hatırlamamı istiyor
Sonradan ögrendimki babam bizi 1 saatten fazla görmek istiyormuş ama demiştim ya o güvenmediğim adamlar anca bu kadar izin veriyormuş. O yüzden artık uyumayacağım. Henüz 19 aylığım tuhaf olabilir belki ama herşeyin farkındayım.
Annem hiç aksatmadan bütün açık görüşlere götürdü beni ama yasaklar cezalar girdi araya. Yani 19 ayda 19 saat görüşemedik. Baba oğul ama görüşememiş olmak bizi ayrı düşürmedi. Aksine biz daha çok bağlandık birbirimize.
Bben biliyorum babam gelecek biz doya doya sarılacak, gülecek, top oynayacak, uçurtma uçuracağız…
Bugün yine Perşembe ve biz annemle yola düştük babamı görmeye gidiyoruz.
Ben büyüyorum artık 1,5 yasındayım yanı 19 aylık. Bugün babama sımsıkı sarılacağım, yüzünü okşayacağım anlayacak beni, ben de babamı anlayacağım. Ve ben giderken uyumayacağım artık el sallayacağım hoşçakal yine geleceğim sen gelene kadar hep geleceğim dercesine.
Bugün Perşembe ve biz yola çıkıyoruz babamı görmeye. Babam beni bizi bekler…
babamın adresi: Umut Abay Tekirdağ T Tipi 1Nolu Hapishanesi A/25 koguşu
- 13 gösterim