“COVID-19 hapistekilere ikinci ceza oldu”

Uluslararası Af Örgütü İnsan Hakları Savunucuları Araştırmacısı Lisa Maracani “COVID-19, haksız yere cezaevinde tutulan insan hakları savunucuları için fazladan bir cezalandırma oldu” açıklamasını yaptı.

İstanbul - BİA Haber Merkezi

06 Ağustos 2020, Perşembe 13:48

* Çizim: Gordon Johnson, Pixabay

Uluslararası Af Örgütü bugün yayımladığı yazılı açıklamada, hapisteki insan hakları savunucularının COVID-19 tahliyelerinin dışında bırakıldığını ifade etti.

“Pandemi Döneminde İnsan Haklarını Savunmaya Cesaret Edenler” başlıklı açıklamada, mahpus tahliye programlarının, kamuoyunda kapsamlı bir biçimde tanıtılmasına rağmen, Mısır, Hindistan, İran ve Türkiye’nin düşünce mahkumlarını cezaevlerinde tutmaya devam ettiği belirtildi.

“Pandemiden çok eleştiriden korkuyor”

Uluslararası Af Örgütü İnsan Hakları Savunucuları Araştırmacısı Lisa Maracani konuya ilişkin yaptığı açıklamada şunları söyledi:

“COVID-19, haksız yere cezaevinde tutulan insan hakları savunucuları için fazladan bir cezalandırma oldu ve tacizlerin, yargılamaların, hatta öldürmelerin bahanesi olarak kullanıldı.

“İnsan hakları savunucularının tahliyelerin dışında bırakılması, hapsedilmelerinin siyasi niteliğine vurgu yapıyor. Örneğin Türkiye’de, temelsiz suçlamalarla tutuklu yargılanan gazeteciler, avukatlar, aktivistler ve muhalif siyasetçiler, hükümetin Nisan ayından bu yana 100 binin üzerinde kişinin tahliye edilmesine olanak sağlayan tedbirlerine rağmen cezaevinde. Türkiye hükümetinin hala pandemiden çok eleştiriden korktuğu ortada.”

“Mahpuslar arasında ayrımcılık yapıldı”

Açıklamanın Türkiye ile ilgili kısmında şu tespitler yer aldı:

“Türkiye’de, mahpusların cezaevinden tahliye edilmesine olanak sağlayan tedbirler, tutuklu yargılananları ve terörle bağlantılı suçlardan yargılanan kişileri açıkça tahliyelerin dışında bıraktı. Bu kişiler arasında siyasi aktivistler ve insan hakları aktivistleri, gazeteciler, akademisyenler ve hükümeti eleştirenler yer alıyor.

“Basın özgürlüğü ve bağımsız sivil topluma yönelik süregelen baskılar, hijyen koşullarından yoksun cezaevlerindeki kalabalığı azaltmak üzere çıkartılan yeni yasanın, birçok gazeteci, insan hakları savunucusu ve yalnızca insan haklarını savunduğu için cezaevinde tutulan diğer kişilere fiilen ayrımcılık yapmasıyla sonuçlandı.

“Hak savunucularının birçoğu, sıklıkla muhalif düşüncelerini ifade etme cesareti gösteren veya hükümete muhalif olduğu varsayılan kişileri hedef almakta kullanılan terör suçlamalarıyla tutuklu yargılanıyor veya haksız yere mahkum edildi.

“Bu kişiler arasında, baskıların başladığı 2015’ten bu yana tutuklanan birçok akademisyen, insan hakları savunucusu ve gazetecinin yanı sıra gazeteci yazar Ahmet Altan, Kürt siyasetçiler Selahattin Demirtaş ve Gültan Kışanak, iş insanı ve sivil toplum aktivisti Osman Kavala da bulunuyor.

“Selahattin Demirtaş daha önce cezaevinde kalbiyle ilgili sağlık sorunlarını bildirmişti. Her ikisi de 60 yaşın üzerinde olan Ahmet Altan ve Osman Kavala ise COVID-19’a yakalanma konusunda yüksek risk grubunda yer alıyor.”

Diğer ülkelerdeki durum

25 Mart 2020’de, BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri tüm devletleri, COVID-19 pandemisiyle mücadele etmek için “siyasi mahpuslar ile eleştirel veya muhalif görüşleri nedeniyle tutuklananlar da dahil olmak üzere yeterli hukuki zemini olmaksızın tutuklu bulunan herkesi” cezaevlerinden tahliye etmeye çağırdı.

Af Örgütü, birçok ülkenin, insan hakları savunucularını, cezaevleri ve diğer gözaltı merkezlerindeki kabalığı azaltmaya yönelik tedbirlerin dışında bıraktığını ifade etti:

“Hindistan’da, ayrımcı vatandaşlık yasasına karşı barışçıl protestolara katılan birçok öğrenci ve aktivist halen haksız yere cezaevinde tutuluyor.

“Mısır’da hükümet, yalnızca görüşlerini ifade ettikleri için tutuklanan insan hakları savunucularını ve birçoğu son derece muğlak ‘terör’ tanımıyla bağlantılı suçlamalarla tutuklu yargılanan kişileri, adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin kaygıların bulunduğu bir ortamda tahliye etmedi.

“İran’da yetkililer, 85 bin mahpusu geçici olarak tahliye ettiklerini açıkladı; ancak birçok insan hakları savunucusu, korkunç koşullar altında siyasi nitelikli suçlamalarla hala cezaevlerinde tutuluyor.

“Bu kişiler arasında sağlık sorunları yaşayan ve COVID-19 belirtileri gösteren insan hakları savunucusu Nergis Muhammedi de var. Yetkililer, Nergis Muhammedi’nin cezaevinde tıbbi tedaviye erişimini engellemeye devam ediyor ve 8 Temmuz’da yapılan COVID-19 testinin sonuçlarını bildirmiyor.

“Azerbaycan’da hükümet, onlarca siyasi aktivist, gazeteci ve insan hakları savunucusunun, çoğunlukla hükümetin pandemiyle mücadele şeklini eleştirdikleri için toplu halde gözaltına alınmasını ve yargılanmasını hızlandırdı.

“İnsan hakları savunucularına yönelik toplu gözaltılar, diğer birçok ülkede olduğu gibi Tunus, Fas, Nijer, Zimbabve ve Angola’da da gerçekleşti.” (AS)

Kaynak: www.bianet.org