25'liklerin 33'lüklerin ahvali nasıl anlatılır

T24    Hülya Karabağlı/ ANKARA

TBMM Genel Kurulu’nda dört partinin ortak önergesiyle özgürlük kapısını aralayan 33 yıldır  cezaevinde Tahir Canan ve benzer hükümlülerle ilgili CHP Tunceli  Milletvekili Hüseyin Aygün, “ Bir çifte standarda, vicdansız  bir barbarlığı son verildi” dedi. Aygün,  yıllar sonra Meclis’te yapılan düzenleme sonrasında şunları kaleme aldı:

 

‘25'liklerin, 33'lüklerin hal-u-ahvali nasıl anlatılır’? Hapishane kapılarında 45 dakikalık görüşlerde 'baba yüzünü' doya doya seyredemeyen çocuklarıyla mı? Son çeyrek yüzyıla tanık olan zindan-hücre yaşamlarıyla mı? 'Hayata Dönüş' barbarlığında atılan tonlarca bombanın dumanında tükenen nefesleriyle mi? Ulucanlar da ‘gidenlerle mi? Adil Okay'a 'Ben Çıkana Kadar Büyüme emi.' kitabını yazdıran soluk kesen kederli öyküleriyle mi? Erzurum Yüksek Güvenlikli Hapishanesi'nde çelikten, betondan ve demirden ibaret yüzleriyle karşıma çıkan askerlerin bile adını söylediğimde saygı duyduğu Mulla Çakıroğlu ile mi?

 

29 yıldır hapishanede olan  Hasan Gülbahar

Yıllardır hücre-hücre, damar-damar eriyen bedeniyle inadına yaşayan Erol Zavar'ın sadece hücrelere değil kansere de direnişiyle mi? Mercanlardan gelen çığda, zemherinin ortasında, eksi 20 derecede, silahların kulakları sağır eden kıyametinde romanlar yazan, 'Maoizm'i ciltlerce anlatan Halil Gündoğan ile mi? 29 yıldır hapishanede olan Hasan Gülbahar ile mi? 20 yıldır babaları Abdulkerim Aktaş'ın yolunu gözleyen Salih, Hazal, Çiçek ve Rêber'in öyküsüyle mi?

Henüz 8 aylık bir bebekken götürülen babası Mustafa Abi'yi hep gözü yaşlı anlatan Çimen ile mi? Ağırlaştırılmış müebbete mahkum olduğundan 16 yıldır tek başına bir hücrede kalan ve ilk eşinden olan çocuklarının yüzünü hiç görmemiş Alaattin Öget ile mi? 18 yıldır hapishanede olan 'karı-koca mahpus' Baki Yaş ve eşi Elif Yaş ile mi?

 

Torunları  da dışarıda büyüyen  Tahir Canan

İçeri girdiğinde kızı Berivan 2.5, oğlu Mahsun 1 yaşında olan ve 'binlerce kilometreden görüşüme nasıl geldiler' diye hayıflanan 18 yıllık mahpus Hayrettin Engin ile mi? Kızını 11 yıl sonra ilk kez gören Ali Baba Arı ile mi? 21 yıldır hapishanedeki Resul Baltacı ile mi? 22 yıldır mahpus Turan Demir ile mi? Yoksa 33 yıldır içeride yatarak Türkiye adına utanç veren bir ‘dünya rekoru’ sahibi olan, sadece oğulları değil, torunları da ‘dışarıda’ büyüyen Tahir Canan ile mi? Sayıları bitmez saymaya, adları değişir.

 

‘Ben hep 17 yaşındaydım’

Bugün sessiz-sedasız salıverilmeleri için nihayet bir yasa çıktı. Bahçelievler’in faillerini içimize salan; Hizbullahçılar’ı özgürleştiren ‘yüce Türk Parlamentosu’ bugün onlar için de lütfen bir adım attı. 25’liklere, 33’lüklere, güneşe doya doya bakmanın, yıldızları saymanın, hiç dokunamadığı çocuklarıyla parklarda dolaşmanın, uçurtma uçurmanın, denize girmenin yolu açıldı. Bir çifte standarda, vicdansız bir barbarlığa son verildi. Onları en iyisi ‘onlardan birinin kızı’ Eylem’in sözleriyle anlatayım:

 ‘Ben hep 17 yaşındayım, Her ayak sesinde ürperirim, Demir kapının her açılışında, Göğsümün kafesine sığmaz yüreğim, Her türlüsünü tattım acıların, ayrılıkların, Her şeye biraz alıştım, Bir seni beklerken kendimi yenemedim..’

 

Dört siyasi partinin ortak imzası

TBMM Genel Kurulu'nda, "4. Yargı Paketi" olarak bilinen,  İnsan Hakları ve İfade Özgürlüğü Bağlamında Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’na AKP Parti, CHP, MHP ve BDP milletvekillerinin imzasıyla verilen değişiklik önergesiyle geçici madde eklendi. Buna göre, 7 Kasım 1982 tarihinden önce işlemiş olduğu bir suç dolayısıyla hürriyeti cezaya mahkum olan kişi hakkında, mahkum olduğu cezanın infazı sürecinde koşullu salıverildikten sonra deneme süresi içinde işlediği yeni bir suç sebebiyle koşullu salıverilme kararı geri alınmayacak. Bu düzenlemeden, yaklaşık 32 yıldır cezaevinde bulunan Tahir Canan'ın da yararlanacağı belirtiliyor.