GEZİ TUTSAKLARINDEN KUBİLAY İYİT HAKKINDA

   

KUBİLAY  İYİT’İN SESİ

   “Dışarıda bir şeyler oluyor arkadaşlar, duyuyor musunuz?” (Y. Güney)

   Sesleri duyuyor musunuz? Seslerin yankılanışını. O yankılardaki tınıları, bu tınıların içindeki hayata dair, aşka ve kavgaya dair, titrek, hafif, naif, kararlı solukları duyuyor musunuz?  Duyuyorsunuz mutlaka. Duyargalarınız açık. Algı eşiğiniz yüksek. Bu iyi.

   Ama o seslerin, o solukların içinde, o seslerden o soluklardan bir tanesini, Müzikolog Kubilay İyit’in sesini  ulaştırmak istiyorum size. Aslında onun sesinin gücünün buna ihtiyacı yok. Çünkü onun sesi berrak, derin, sınırsız ve güçlüdür. Bizimkisi yalnızca onun sesine ses katma çabası, çırpınışı beklide.

Kubilay İyit bir ses işçisidir.

Seslerin içindeki anlamı arayan, o anlamlardan kuramsal çıkarsamalar yapan ve bu çıkarsamaları halkının dağarcığına aktarmaya uğraşan bir ses işçisi.

Seslerin estetiği mutlaka notadır. O, seslerin içindeki notaları arayıp bulur, bulup derler, toplar, bu notaların bu coğrafyanın acılı halklarına, “ha ho”, “hawar… hey lo lo lo”, “vax lera, vax vax leraaaa”, lardan, yani ağıtlardan, yakarışlardan ibaret olan halklarına, seslerin içindeki derlenişi, dirlenişi, umudu, yeniyi, sevinci, hüznü, aşkı, kavgayı,  uyanışı, açlığı, tokluğu, susuzluğu, havasızlığı, karamsarlığı, hayata ait tüm tatları, dokuları ulaştırmayı, anlatmayı, duyumsatmayı, anımsatmayı  iş edinmiş yüreği seslerle dolu, anlamlarla, arayışlarla, ışıklarla, düşüncelerle dolu, genç, gepgenç bir müzikolog Kubilay.

   Demirin tornaya, çeliğin suya, orağın buğday sapına, suyun taşa, hamurun ateşe, kalemin kağıda, dağın göğe, aşkın tene dokunuşunun, değişinin seslerini, bu seslerin estetiğini arayan, yani hayatı müzikle, müzik düşüncesiyle kurmaya örmeye çalışan bu yaratıcı, üretken arkadaş günlerdir F Tipi Hapishanede, donuk, yüksek duvarların arasında tutuluyor.

Neden mi?

Haftalardır tüm ülkeyi saran, sınırlar ardına da taşan Gezi Parkı Direnişçilerinden biri olduğu için. Ağaca, suya, yaprağa, yaprağın üzerindeki toza, yani hayata sahip çıktığı için, onların sesini dinlediği aradığı, ürettiği için. Sokaklarda, tepkili, inatçı, dirençli insanların yüzlerinde, bağırışlarında, çığlıklarında ses aradığı için, o sesleri duyduğu ve yüreğinin imbiğinden geçirip süzdüğü, durulttuğu ve onlardan yeni notalar, müziğe dair yeni düşünceler geliştireceği için o duvarların ardında.

   Kubilay İyit, genç müzisyen, öğrenci , öğretmen, kardeş, arkadaş, yar, yaren, kirve…

   Ağaca, suya, ateşe, tuza , toprağa, tohuma, tere, emeğe aşık.

   Kubilay İyit serbest bırakılmalıdır. Bırakın, nota arasın, müzik yazsın, yapsın, ışısın, ışıtsın. Gezi Parkı tutsakları serbest bırakılmalıdır. Onlar bu ülkenin düşünen ve üreten her meslekten pırıl pırıl insanlarıdır.

   Bu Kubilay İyit’in sesidir! Gezi Parkı tutsaklarının sesidir. Duymalı, duyurmalı, yalnız bırakmamalı, onları o duvarlara teslim etmemeliyiz!

Ağaç ile, yaprak ile, tohum ile, toprak ile…

 

Deniz Faruk ZEREN