Video

GÜNEŞE ASILAN MAHPUSLAR

" Hücre yaşamının olmazsa olmazı yarım saatlik sabah voltası ardından başlayan ve 12:00’ye kadar süren ‘sessizlik saati’ içinde yapacağı işleri gözden geçiren Tekin, José Saramago’nun Körlük ve Görmek isimli romanları hakkında yapmayı planladığı inceleme yazısı için aldığı notları tasnif etmeye başladığı anda nal seslerini andıran gürültüyle irkildi. Tekin’den önce hareketlenen Tufan: “Eyvah! Havalandırmayı atlı gardiyanlar bastı. Bir bu eksikti!” diyerek kahkahayı basınca durum anlaşıldı.

Tutsak yazar ve gazeteci Uğur Yılmaz'dan yeni bir öykü: Musa'nın davası...

                                                   Musa’nın Davası

“Neden babam, anne?” Neden babamın yerini söylemiyorsun? Ben sizi oğlunuz değil miyim? Babamın yerini öğrenme hakkım yok mu? Dönülmeyen yerlere mi gitti? Söyle anne, söyle. Allah aşkına söyle. Öldüyse bir Fatiha okumak hakkım değil mi?

Tokat hapishanesinde yazılan bir öykü: EKMEK KUTSALDIR

 

                Henüz küçük bir çocukken Annem Cennet’ten öğrendiğim ilk derslerden biri: “Eğer yerde bir parça veya kırıntı olsa dahi ekmek görürsen mutlaka kaldır, öp, başının üstüne koy, sonra da yüksek bir yere bırak”tı. İkinci ders ise: “Asla üstüne basıp ezme ekmeği günahtır, öyle yaparsan ekmek ağlar. ” Böylece benim için ilk kutsallıklardan biri ekmek oldu.