Makale

“Korona Günlerinde Mahpusluk” kitabının yayınlanmış olması zemheri soğuklarına direnme gücü verdi.

"Dışarıdakiler mahsus mahallerde nelerle karşılaşıldığına ilgi duymaz oldular. Kanıksanma ve yüzeysel yaklaşımlarla geçiştirmeyi esas almaktalar. Kanıksanmaya alıştırılanlara inat, sesimize ses olan, duymayanlara duyurmak için yola çıkan Adil Okay'ın bu dosyayı hazırlaması takdire şayandır.

Tutuklu gazeteciler haber yapmayı özlediler...

Van’da helikopterden atılan iki köylünün haberini yaptıkları için yaklaşık dört aydır tutuklu bulunan dört gazeteci arkadaşımızdan biri olan Cemil Uğur’un pek çok başka mahpus gibi kitaba ihtiyacı var. Şöyle diyor: “Cezaevi kütüphanesinden ayda iki kitap alabiliyoruz. Odada üç kişiyiz. Böylece odaya 6 kitap gelebiliyor. Ancak ayda 6 kitap, benim için çok az. Burayı bir okul olarak görüp, kendimi geliştirmek istiyorum. Böylece dışarıya çıkınca daha iyi haberler yapabilirim. Haber yapmayı, haberler için çekim yapmayı çok özledim. Bu nedenle iddianamenin hazırlanmasını dört gözle bekliyorum.

Açlık grevi

Yorgun ama imanlı bedenlerin ahlaki, vicdani itirazına, isyanına bir kez daha tanıklık ediyoruz. Bu güçlü itiraz içeriden; 7’den 70’e bu ülkede insanca yaşamak isteyenlerin tutulduğu cezaevlerinden yükseliyor.

Pandemi ve Hapishanede Annelerle Çocuklar: 4 Yıldır Çocuğu Çiğdem Arjin'le Birlikte Hapiste olan Gazel Bulut ile Söyleşi

Tüm ülke bir hapishaneye dönüştürülmüşken, pandemiyle beraber hemen herkes de bizzat somut bir tutsaklık yaşamış, deneyimlemiş oldu.  Duvarın öte yanıyla bu yanı arasında pek bir farkın kalmadığı böylesi bir dönemde, en benzer olan noktalardan biri de, elbette cinsiyetçi politikalar ve uygulamalardır. Kasım 2019 itibariyle 800’den fazla çocuk anneleriyle beraber hapishanedeler. Çocuklara ceza çektirilirken anneler de çocuklarının acısı ile daha ağır ve ayrıca cezalandırılıyor, pandemi ile de bu daha da artıyor.

Kölehane mi, hapishane mi?: "Görülmüştür"

Kelimelerin sakıncalı, harflerin korkak olduğu bir mektup nasıl yazıla bilinirse, öyle yazmış Van Yüksek Güvenlikli Cezaevinde tutuklu bulunan gazeteci Ziya Ataman. Mektuplarını, çok güzel olan el yazısından dolayı zevkle, bir çırpıda okurdum daha önceleri. Ancak bu mektup farklıydı. Mektuba adeta tecrit, baskı, yıldırma vb. hakim olmuş ihtimali uyandırıyor insanda…

Özgürlüğün sesi: “İğneyle Kuyu Kazmak Gibi Zor Ama Heyecan Verici Bir Çalışmaydı

 ÖZGÜRLÜĞÜN SESİ - 50 MAHPUS-50 FOTOĞRAFÇI

Görülmüştür Kolektifi ile Redfotoğraf Grubu, 50 mahpusla 50 fotoğrafçıyı bir araya getirerek “Özgürlüğün Sesi” isimli harika bir çalışmanın altına imza attılar. Mahpuslar “Özgürlük” temalı kısa şiirler, metinler yazdılar; fotoğrafçılar bu şiir ve metinlerle kendi fotoğraflarını eşleştirip, bütünleştirdiler “Özgürlüğün Sesi” isimli kitap böylelikle ortaya çıkmış oldu.

Ne yasak ne de serbest kitaplar

Zeki İlmin, Van F Tipi Cezaevi’nde bulunuyor. İki yıl kadar önce Lilav Kitabevi’nden altı kitap istemiş-satın almış. Talep ettiği kitapların da, yasak olmayanlardan olması konusunda kitabevi yetkililerini uyarmış. Kısa bir süre sonra gelen altı kitaptan ikisi kendisine verilmiş ve diğer dördünün ise incelendikten sonra kendisine verileceği belirtilmiş. Okurumuz kalan dört kitabı her istediğinde, inceleme sürüyor denmiş. Israr edince de, kitapları mahkemeye göndereceğiz ve hakkında yasak kararı aldıracağız, denilmiş.

Tutsakların korona günlükleri: Yazı ve çizimleriyle mahpuslar anlatıyor

Görülmüştür Kolektifi’nin 50 mahpusla birlikte çalışarak hazırladığı “Tutsakların korona günlükleri” adlı kitap okurlarıyla buluşuyor. Korona günlerinde mahpusluk kitabı, yazar ve şair Adil Okay tarafından hazırlandı. Mahpusların çizim ve yazılarından oluşan 224 sayfalık kitap, 2020 Aralık ayında, Ütopya Yayın evi- Ankara‘da yayınlandı.