Şakran Kapalı Cezaevinde bulunan tutukluların yaşadıkları hak ihlallerine her gün bir yenisi ekleniyor. Son olarak, ‘İdareye karşı toplu sessiz direnişte bulunmak, gereksiz marş ve slogan atmak’ iddiası ile 150 tutuklunun gözlem süresiyle beraber 1 yıl mektup gönderme, telgraflaşmak ve telefon etmekten men cezası aldıkları bildirildi.
Yaşanan hak ihlalleri ile gündemdeki yerini koruyan ve en son kadın tutukluların başlattığı açlık grevi ile yoğunca isminden söz ettiren İzmir Şakran Cezaevinde artık sessiz kalmak da suç. Cezaevinde yaşadıkları soruna ilişkin tutuklular adına Dicle Haber Ajansı’na (DİHA) mektup gönderen Abdullah Nas adlı tutuklu, hak ihlalleri ile ilgili yapılan haberlerin cezaevi yetkililerinin tutumunda herhangi bir değişikliğe neden olmadığını belirtti. 9 ay önce bölge cezaevlerinden Şakran Cezaevine Adalet Bakanlığının talimatı ile sürgün edildiklerini belirten Nas, cezaevindeki uygulamaları, “Şu an T3, T4’de kalan kadın arkadaşlarımız da aynı durumdan muzdariptirler. Buraya gelir gelmez, burasını hiçbir yönetmenlik mevzuatta yer almasa da gizli bir statüye sahip olduğunu yaşadıklarımızla, çektiklerimizle anladık. Kendimizi 4x4’lük bir tecridin içinde buluverdik. Daha önce bulunduğumuz cezaevlerinde arkadaşlarımızla sohbete çıkabiliyorduk, yine birçok spor ve kültürel etkinliğe birlikte katılabiliyorduk. Bunlar tamamen cezaevleri genelgesinde tutuklu ve hükümlüye tanınan haklardır. Bizim hakkımız olanların uygulaması için onlarca defa başvuruda bulunduk. Fakat her defasında başvurularımız kabul edilmedi” şeklinde aktardı.
150 TUTUKLUYA CEZA
Tüm amaçlarının genelgede yer alan haklarının geri alınması olduğunu kaydeden Nas, cezaevlerinde gardiyanların her mazgalı açtıklarında yeni bir disiplin cezasını tebliğ ettiklerini ifade etti. Nas mektubunda, ‘İdareye karşı toplu sessiz direnişte bulunmak, gereksiz marş ve slogan atmak’ iddiası ile 150 kişinin gözlem süresiyle beraber 1 yıl mektup gönderme, telgraflaşmaktan, telefon etmekten men cezası aldıklarını aktardı.
‘TUTUKLULAR REHİN TUTULUYOR’
Nas, yaşadıkları mağduriyeti mektubunda şöyle dile getirdi: “Ailemizle iletişimimizi telefonla sağlıyorduk. Ancak şu an tecrit içinde tecride maruz kalıyoruz. İdare yalnız bununla kalmadı tahliye olması gereken arkadaşlarımızı bu disiplin cezasından dolayı rehin tutmuş durumda. Şu anda Şerif Yaman ve Ömer Turgut arkadaşımız bu durumdadır. Arkadaşlarımız tahliye edilmiyor. Tahliye tarihleri yaklaşmakta olan birçok arkadaşımız var bunlar da aynı şekilde tahliye edilmeyecek. Yine cezası bir yılın altına düştüğü için ilçe sevki isteyen arkadaşlarımızın talepleri disiplin suçundan dolayı reddediliyor.
Şimdi dışarıda çözüm barış adına güzel bir hava esiyor, ya içeride? Arkadaşlarımızın darp edilmesi yetmiyormuş gibi Cezaevi İnceleme Komisyonu görmesin diye arkadaşlarımızı apar topar sürgün ettiler. Sadece burada değil tüm Türkiye cezaevlerinde arkadaşlarımıza yönelik muazzam bir baskı var.” (İzmir/DİHA)
Kaynak: evrensel.net
- 2 gösterim