15 Temmuz’dan sonra cezaevlerinde işkence: Darp, tecavüz girişimi, tehdit…

15 Temmuz darbe girişiminin ardından yapılan operasyonlarda gözaltına alınan sanıklara çeşitli biçimlerde işkence yapıldığı belirtildi.

BBC Türkçe’den Selin Girit’e konuşan avukat Selcen Bayun, gözaltına alınan üst düzey generallerden birinin ifadesinde söylemiş olduğu “Asfalt çok sıcaktı. Ayaklarım yanıyordu. Yanığa bağlı oluşan yaralarım 52’inci günde hala iyileşmedi” ifadelerini aktardı.

Ailesine ve kendisine sürekl küfredildiğini belirten generalin, “Üzerimde sadece iç çamaşırlarım vardı. Biri elinde 40-50 cm’lik bir şeyi yüzüme yaklaştırarak ‘Fantezi yapabilirsin, zevk alacaksın’ gibi ifadelerde bulundu. Utancımı anlatamam” dediği belirtildi.

Kızgın asfalta oturtma, tekme, kafatası kırıkları

Bazı kötü muamele uygulamalarına bizzat tanık olduğunu söyleyen Bayun, bir müvekkilinini kafasının duvara vurulduğunu, bir kolluk kuvveti mensubunun da boğazını sıktığını aktararak, müvekkillerinin suç duyurusunda bulunması ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvurması için kendisine anlattıklarını şöyle sıraladı: “Müvekkillerin kızgın asfalta oturtulması, ayaklarının üstünün ve dizlerinin yanması, ters ve sıkı takılan kelepçe nedeniyle bileklerinin kesilmesi, kafalarının duvara vurulması sebebiyle başlarında yaralar oluşması, atılan tekmeler nedeniyle oluşan kaburga kırıkları veya çatlamaları veya aşırı şiddetli vurmalar, özellikle başa alınan darbeler nedeniyle kafatası kırıkları…”

Cezaevinde tecavüz girişimi

23 Temmuz’da MLKP üyesi oldukları iddiasıyla gözaltına alınan bir kişinin avukatı Gülhan Kaya ise, müvekkilleriyle gözaltına alınmalarından üç gün sonra görüşebildiğini ve bu süre zarfında çok ağır kaba dayak, cinsel tacizin yanı sıra copla tecavüz girişimine maruz kaldıklarını anlattı.

Müvekkillerinden birinin yaşadıklarını Adli Tıp raporuyla belgeleyebildiğini belirten Kaya, raporda müvekkilinin kafasında, sağ böbreğinde, kaburgalarında darp izleri olduğu, ayrıca cinsel organında 0,5 cm çapında bir ‘cilt yırtığı’ bulunduğunu ve cinsel organlarının sıkılmak suretiyle işkenceye uğradığının anlaşıldığı bilgisine yer verildiğini aktardı.

’15 Temmuz’da yaşananlar nasıl meşru değilse, bugün yaşananlar da değil’

Doktorların müvekkillerini görmeksizin rapor yazdığını, bazılarının ise kötü muamele bulgularını rapora geçirmek istemesine karşın polis tarafından engellendiğini belirterek, avukat-müvekkkil gizliliğinin kalmadığını söyledi: “OHAL’le birlikte uzun gözaltı süreleri işkencenin önünü açtı. Avukat-müvekkil görüşmesi gizli yapılamıyor, işkence mağdurları açıkça konuşamıyor.”

Bayun ise, durumu şöyle özetledi: “Hatta o kadar sıradanlaştı ki bu durum, müvekkilinizle sohbet ediyorsunuz diyelim, oradan gardiyan laf atarak sohbete girebiliyor. Savunma hakkı falan kalmadı. 15 Temmuz günü yaşananlar nasıl meşru değilse, bugün yaşananlar da meşru değil. Biz sadece hukuk istiyoruz.”

Avukata da işkence

sakran cezaevi

Fotoğraf: DHA

Yasadışı silahlı örgüt propagandası suçlamasıyla gözaltına alınan 17 yaşındaki müvekkilinin işkence, küfür, tehdit ve hakarete maruz kaldığını anlatan avukat Güney Dağ ise, müvekkiliyle görüşmek istediğini ancak gardiyanlar sırasında hapishaneden zorla çıkarılırken işkenceye maruz kaldığını söyledi.

Dağ, yaşadıklarını şöyle anlattı: “Dışarı atılırken de bir infaz koruma memuru dizini sırtıma dayayarak beni kendisine doğru çekip yere yapıştırdı. Kafamı beton zemine çarptı. Bu sırada elimden ve başımdan yaralandım.”

Bir avukat olarak kendisine bunlar yapılırken, tutuklulara çok daha kötü muamelede bulunulabileceğine dikkat çeken Dağ, “Bir avukat hapishane içerisinde kapalı bir ortamda, kameraların önünde, üstelik cezaevinin yetkili bir kişisiyle görüşmesi sırasında bu kişinin talimatı üzerine işkenceye maruz kaldı. Bir avukat olarak ben bunu yaşarken, içeride müvekkilim ve onun gibi savunmasız durumda olan tutuklu insanlar çok daha ağır işkencelerle karşı karşıya kalıyorlar muhtemelen” dedi.

İşkence iddiaları HRW raporunda da yer almıştı

New York merkezli İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), 15 Temmuz darbe girişimi sonrası Türkiye’deki gözaltı merkezlerinde işkence ve kötü muamele yapıldığı iddialarını içeren bir rapor hazırlayarak, 13 ayrı örnek üzerinden tecavüz tehdidi, testis sıkma, uygunsuz pozisyonda uzun süre tutma ve dövme gibi pek çok hak ihlalinin yaşandığını belirtmişti.

Bozdağ reddetmişti: Kim yapmış, kime yapılmış?

Ancak Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, iddiaların doğru olmadığını ileri sürerek, bunların ‘Türkiye aleyhine propaganda’ olduğunu savunmuş ve Türkiye’de kötü muamele ve işkence kime yapılmış kardeşim, isim yok. Kim yapmış, isim yok. Hangi ceza veya tutukevinde yapılmış, adres yok, ne zaman yapılmış, yok. Hem bunları söylemiyorlar, hem de Türkiye’yi suçluyorlar” ifadelerini kullanmıştı.

İlişkili İçerik