Açlık Grevinde Olan Yurdagül Gümüş'ten Mektup Var: " çocuklarımız, arkadaşlarımız hukuksuzca, adaletsizce bu hapishanelerde tutularak, ömürleri çürütülmektedir."

“Burada şu an 30 siyasi kadın tutsağız. Bir kısmını tanıyorsunuz. Sibel Balaç-Nuriye Gülmen burada. Yorum’un emekçileri Betül Varan, İbrahim Gökçek’in sevgili eşi Sultan da burada. Avukatlarımız Barkın Timtik ve Oya Aslan diye yazarken 2. koridorda son tutuklanan Yorum emekçileri Bergün Varan, Sevda Kurban ve Merve Kurt’u nasıl unuturum. Grup Yorumcuların önemli bir kısmı burada gördüğünüz gibi.”

Yurdagül GÜMÜŞ

Marmara Kapalı Hapishanesi C1-2

Silivri/İSTANBUL

 

01.04.2025

Merhaba Sevgili Sibel Abla, Temel Abi,

             (...) Nasılsınız, sağlığınız nasıl? Burada arkadaşlara gelen mektubunuz olmuştu. Ondan sonra sağlığınızın, sizlerin nasıl olduğunuzla ilgili haberimiz yok. 

              Sibel abla, Temel abi, sizlerle Helin Bölek’i ziyaret ettiğinizde tanışmıştık. Ben Helin’in refakatçisi ve sağlıkçısı idim. Adım Yurdagül. Hatırlayamamanızı da normal karşılarım. Helinimizi 3 Nisan’da uğurlayalı 5 yıl oldu. Fakat onların sıcaklığını her ezgimizde, adalet yürüyüşümüzde taşımaya devam ediyoruz. 

              Sibel abla, abi, burada şu an 30 siyasi kadın tutsağız. Bir kısmını tanıyorsunuz. Sibel Balaç-Nuriye Gülmen burada. Yorum’un emekçileri Betül Varan, İbrahim Gökçek’in sevgili eşi Sultan da burada. Avukatlarımız Barkın Timtik ve Oya Aslan diye yazarken 2. koridorda son tutuklanan Yorum emekçileri Bergün Varan, Sevda Kurban ve Merve Kurt’u nasıl unuturum. Grup Yorumcuların önemli bir kısmı burada gördüğünüz gibi. Diğerlerinden de biraz sonra bahsedeceğim. TAYADLI analarımız da burada. Naime ana Emlik, Necla Can, Yıldız ana (Turan), Ayşe Lerzan Caner Conde. Hasta tutsağımız Yasemin Karadağ. Armutlu Cemevi Başkanı Beyhan Gün de aramızda. Gençliğini ülkesinin bağımsızlığına, halkımızın özgürlüğüne adamış genci, yaşları 45-50’ye gelmiş Dev Gençlilerimiz, deprem felaketini yaşamış Selda Özçelik’le birlikte ben eski hemşire olarak onların sağlıkçılığına devam eden biri olarak, 10 ayrı hücredeyiz şu an. Yarın ne olur, sürgünlerle her birimizi bizden öncekiler gibi Anadolumuzun bir hapishanesine sürgün yaşar mıyız, şu an bilemiyoruz. 

              Biraz önce hücrelerin kapısının altındaki küçük boşluktan birbirimize seslenerek, bayramımızı kutladık. İlk konuşmayı yapan arkadaşımız halkımızın yaşadığı yoksulluğu, yoksunluğu, adaletsizliği, acıları, hukuksuzlukları ve 30 Mart’ın sıcaklığında Mahirleri anlattı. Sonra da halkımız, ülkemiz, gençlerimiz için yüreklerine hiçbir hüznün, umutsuzluğun, geleceksizliğin düşmeyeceği hayallerimizi anlattı. Halkımızın aydınlık yüzleri, sizlerin bayramını kutladı. Türküler söyledik, oyunlar oynadık. Sonra sizinle sohbete tekrar oturdum. 

              Sibel abla, abi, sizi bayram için de ziyaret ederim, ama asıl olarak sürdürmekte olduğum açlık grevimin nedenini sizinle paylaşmak için ziyaretinize geldim. 

              Silivri (Marmara) Kapalı Hapishanesi son dönemde pek ünlü. Siz de izliyorsunuzdur. Açlık grevi yaptığını iddia eden medya şovunu da görmüşsünüzdür. Ama size yazmak istediğim bu hapishane değil. Burada sorun yok mu, yazsam buradan evinize yol olur, fakat süresiz açlık grevi yapmamın nedeni kuyu tipleri. Mutlaka TAYADLI ailelerimizin sesi, paylaşımı sizlere kadar ulaşmıştır, diye düşünüyorum. 

              (…) 

Buralarda havalandırma yok yani. Başka bir alana götürülen tutuklular, havalandırmada, yerde üstleri kilitleniyor. 1 saat 50 dakika kalma hakları var. Ve affedersiniz tuvaleti gelse, su içmek istese, hücresine gitse geri dönemiyor. 

              1 saat 50 dakikanın dışındaki tüm saatler size anlattığım “yaşayacakları” hücrelerde geçmek zorunda. Sizce bu yerlere kuyu demek bile yetersiz kalmıyor mu? Ben beton mezarlar diyorum. İnsanların diri diri gömüldüğü ve yavaş yavaş hayatlarının eridiği yerler. Peki oğlum da dahil tutsaklar ağırlaştırılmış müebbet istisna dışında hiçbiri değil, ki ağırlaştırılmış müebbet hükümlüsü olsa dahi nitekim Ayberk Demirdöğen, kabul edilebilecek bir ceza olmadığı için 24 gündür açlık grevinde. 

              Ve çocuklarımız, arkadaşlarımız hukuksuzca, adaletsizce bu hapishanelerde tutularak, ömürleri çürütülmektedir. Onları bu hapishanelere sürgün edenler kılıfını da “9/3 tehlikeli mahkum” statüsü üzerinden hazırlamışlar. Sizce siyasi tutsak tehlikeli mahkum olabilir mi? “Olamaz” sesinizi duyar gibiyim. Çünkü bu insanları orada tutmaları hukuksuz, kendi mevzuatlarına aykırı. Fakat siz biliyorsunuz, biz de biliyoruz ki amaç karşılarında haksızlığa, adaletsizliğe, ülkede yaşananlara boyun eğmeyecek, kabul etmeyecek olanlar kim, onlar da biliyor. Onun için birilerinden beklediğini, istediğini bizim yapmayacağımızı bilmenin politikası bu. 

              Sibel abla, Temel abi, Baki Can’dan, oğlumdan bahsettim. Burada tutuluyordu. Haftada bir gün görüş yapıyorduk. Alıp bu hapishaneye sürgün edildi. Diğer arkadaşların da edildiği gibi. Baki de Grup Yorum emekçilerinden, bu durumu kabul etmediği için bugün açlığının 104. gününde.  

              Bu adaletsizliği kabul etmeyeceğim gibi, tutsaklık koşullarında yapabileceklerim de sınırlı olduğu için oğlum erirken duramazdım ve onun açlığına ortak oldum. 1 Ocak’tan itibaren ona katıldım. Benim de 91. günüm. Fakat bizden önce yolculuğa çıkanlar var. Buca’da Sercan Ahmet Arslan’ın 164. Hücre arkadaşı Mulla Zincir 140. Antalya Döşemealtı Yüksek Güvenlikli’de Serkan Onur Yılmaz 142. Diğer G. Yorum’un emekçisi Ali Aracı 43. Gününde. Hücre arkadaşı Ali Hasan Akgül ile birlikte yürüyor. Yan hücresinde Mithat Öztürk’ü unutmamam gerekiyor. 48 gün oldu yola çıkalı. Baki de tek değil. Birçok hastalığına rağmen Baki’ye omuz verdi. 

              Süreci siz de yakından izliyorsunuz. Artık kimin tutuklanacağı hiç belli değil. Çok kolay iki dudağın arasından çıkan söz ile insanlar tutuklanıyor. Gençlerimiz, insanlarımız için bu hapishaneler yapıldı, yapılmaya da devam ediyor. Kusura bakmayın sanki bu konulara uzak insanlarmışsınız gibi yazmaya başladım. Fakat benim endişemi anlayacağınıza inanıyorum. 

              Sibel abla, Temel abi, yaşınızdan dolayı sağlık sorunlarınız olabilir. “Bizden ne istiyorsun peki Yurdagül” diyebilirsiniz. Sizin varlığınız, sağlığınızı korumanız temel dileğim. Siz bu ülkenin mücadele tarihini bilen iki çınarsınız. Benim bu konuda söyleyebileceğim saygısızlık olur. Sizler herkesin yapabileceği şeyin olacağını bilen canlarsınız… 

              Buradaki bütün arkadaşlar, size sevgilerini, selamlarını gönderiyor. Sevgi, selamlarımla ben de kucaklıyorum. Kendinize iyi bakın lütfen. 

Yurdagül GÜMÜŞ

Marmara Kapalı Hapishanesi C1-2 Silivri/İSTANBUL

Kaynak: Sibel Özbudun - Temel Demirer

 

Benzer Yazılar