Antalya Hapishanesinden mektup var: Yasaklar keyfiyet eziyet...

Değerli arkadaşlar

Öncelikle hepinizi en içten duygularla selamlıyor, çalışmalarınızda başarılar diliyorum. Biliyorum ki dışarıda da şartlar zor. Her gün biraz daha yoğunlaşan baskı rejimi nefes almamızı zorlaştırıyor. Yine de umudumuz ve direncimiz canlı, ışıl ışıl parlıyor.
Değerli dostlar,
Daha fazla uzatmadan size buradaki durumumuzla ilgili birkaç bilgiyi iletmek istiyorum.
Son zamanlarda ohal dönemi şartlarına tam olarak geri dönüldü. Bunun üstüne pandemi süreci ile ilgili yaptırımlar eklenince mutlak bir tecrit ile yüz yüze kalmış durumdayız. Dolayısı ile mevcut uygulamaları maddeler halinde iletmek istiyorum.
1) Beş yıldır cezaevindeyim ve ilk defa iç posta uygulamasına izin verilmediğini görüyorum. Diğer koğuşlarda kalan arkadaşlarımız ile iletişim yollarımız mutlak bir şekilde engellenmiş. OHAL ilanından beri de sohbet, ortak alan, sosyal etkinlik vb. tüm uygulamalar yasaklanmış durumda.
2) Mektup gönderileri ile ilgili olarak renkli kağıtlara mektup yazmamız, bilgisayar çıktısı olarak gelen mektupları almamız, Kürtçe mektupların gelip gitmesi gayri resmi uygulamalarla engelleniyor. Her durum için keyfi gerekçeler üretiliyor. Yine pek çok kayboluyor ya da el konuyor.
3) OHAL’de uygulanan, daha sonra kaldırılan ve geçen günlerde uygulamaya konulan bir yaptırım da kargolarla ilgili. Şimdi tekrardan kitap, çorap, iç çamaşırı vb. eşyaların kargo ile gelmesi veya ziyaretçiler tarafından getirilmesi yasak. Bunları ancak kurum kantininden alabiliyoruz.
4) Kantin fiyatları çok yüksek ve neredeyse her hafta değişiyor. Örneğin; geçen hafta 50 tl’ye aldığımız futbol topu şimdi 75 tl’ye satılıyor.
5) Pandemi nedeniyle temizlik ürünü olarak sadece günde yarım su bardağı çamaşır suyu dağıtılıyor. Bazen (ayda en fazla 1 defa) bir çorba kasesi kadar sulandırılmış sıvı sabun veriliyor. Koğuş mevcudumuz ise 20 kişi.
6) Yeni gelen mahkûmlara nevresim takımı ve yastık gibi malzemeler verilmezken sadece kullanılmış, kirli bir yatak veriliyor. Yataklar insan anatomisine uygun olmadığı için birçok arkadaşımızda bel, kaş, omurga ve eklem ağrıları oluşmuş durumda. Ayrıca duruş bozukluğu, kamburluk gibi rahatsızlıklar da oluşuyor.
7) Revire çıkmak çok zor. Hastane ise imkansız... Yani sağlık sağlığa erişim hakkı tamamen engellenmiş durumda.
8) Yemekler az, kalitesiz ve lezzetsiz. Çoğu zaman yemekte taş, kum vb. maddelere rastlamak mümkün. Örneğin; kırmızı et çok nadir veriliyorken, balık vb. deniz ürünleri hiç verilmiyor.
9) Muhalif hiçbir TV kanalını izleyemiyoruz. Yeni Yaşam Gazetesi BİK"ten ilan alma hakkı olmadığı gerekçesiyle verilmiyor. Kısa dalga yayın yapan radyolar OHAL'den beri yasaklanmış durumda. OHAL’den önce almış olduklarımıza da el konuldu.

Genel olarak durumumuz bu şekilde. Biliyoruz ki; diğer zindanlarda da bunlara benzer pek çok uygulama var. Sorunların tek merkezden yönetildiği, belli güçler tarafından belirlenen bir devlet politikası olduğu ve psikolojik baskı yaratmak istediklerinin de farkındayız. Ona göre duruşumuz ve mücadelemiz devam ediyor.
Selamlar ve sevgiler

Mehmet Şeran
Antalya L tipi hapishanesi