Bolu Hapishanesi'nden Mektup Var

"Zira şu son bir haftadır yüreğimizde biriken öfkeyi dilimizden uzak tutabilmek için gösterdiğimiz çaba ne kadar etkili oluyor bilemem ama, tutsaklığın en onarılmaz ağırlığını yaşadığımız günler olduğuna eminim... 

Genç bir devrimciyken tutsaklığın kişi ile devlet arasında olduğunu düşünürdüm. Hani işte 'işkence yaparlar, sende direnirsin' gibilerinden. Ama itiraf etmeliyim ki, faşizmin halkıma yaptıklarını TV’lerden bir 'zafer' edasıyla izlemekten daha ağır bir ıstırap yokmuş."

SEDAT AVCI 

F TİPİ KAPALI CEZAEVİ  C-12 /101

BOLU

***

31.08.2016

Merhabalar  Değerli  Adil Hocam,

İnanınız ki, kaçtır yazıp sorayım diyorum da, hani arsızlık olmasın diye vazgeçip duruyorum ya işte bugün kalem benden daha cüretkâr olunca şöyle bir yazıp merhaba diyeyim istedim.

Aslında kalemin benden daha cüretkâr olduğunu söyledim ya işin aslı senin kaleminden ilham aldım desem daha doğru olur sanırım. Zira bugün bizim Doktor Ayhan’ın kitabı elime geçti de senin yazını okuyunca şöyle bir yazma cüreti yakaladım ve bu vesileyle sizin ve şahsınızda tüm Görülmüştür ekibini iyi olmasını diliyor, en içten selamlarımı yolluyorum.

Tabi bu aralar havalar gibi memlekette sıcak olunca haliyle tüm sohbet ve tartışma konuları gibi mektuplar da aynı ölçüde etkilenip duruyor ve eminim ki, son süreçte zindanlardan gelen tüm mektuplar bu havayı yansıtıyordur ya bakalım ben ne kadarını sirayet ettireceğim mektubuma. Zira şu son bir haftadır yüreğimizde biriken öfkeyi dilimizden uzak tutabilmek için gösterdiğimiz çaba ne kadar etkili oluyor bilemem ama tutsaklığın en onarılmaz ağırlığını yaşadığımız günler olduğuna eminim. Ve biliyor musun Heval ; genç bir devrimciyken tutsaklığın kişi ile devlet arasında olduğunu düşünürdüm.  Hani işte “işkence yaparlar, sende direnirsin “ gibilerinden. Ama itiraf etmeliyim ki, faşizmin halkıma yaptıklarını TV’lerden bir “zafer” edasıyla izlemekten daha ağır bir ıstırap yokmuş.  Bu yüzden, siz dışarıda direnenlerin bizden kat be kat daha fazla takdir edilmesi gerektiğine inanıyorum. Bu faşizmin nerede ve ne zaman durdurulacağı bilinmez ama şimdiden Rojava’ya saldırmaya başladılar bile.

Değerli Heval; dedim ya, öylesine yoğun ve acı verici bir gündem var ki, bir tutam tebessüm bile insana ilaç niyetine geliyor ve açıkçası geciktim mi bilmiyorum fakat birkaç ay önce sayende-sayenizde yüzümüzde beliriveren tebessüm için teşekkür etmek isterim. Zira ilginiz alakanız olmasaydı ne tür bir çaresizlikle boğuşuyor olacaktık. (…)

Tabi o arada Fotoğraf Projesi için yazdığın faksı almış ve hemen yanıtlamıştım. Dilerim elinize ulaşmıştır.  Gerçi şimdiye dek kimse yazıp da  “senin fotoğraf düşüne ortak olmak istiyorum” demedi .

Değerli Adil Hocam ; burada oturup da durmadan çalışmalarınızı takdir etmek yerine, çalışmalarınıza düşünsel veya yazınsal nasıl katkı sunabiliriz gibi bir soru bence daha anlamlı olacaktır. Belki de gözden kaçırdığımız ve sizlerin bizlerden beklediği şeyler vardır ve bizimle paylaşır, bizi de sadece takip eden bekleyen olmaktan çıkartıp, üreten pozisyonuna getirirseniz çok sevinirim. Ama kim bilir belki de uzun zamandır yazıştığınız, ilişkide olduğunuz arkadaşlarla paylaşmışsınızdır, zira bendeniz sizlerle ilişkilenmek için geciktiğimden bu konuda malumat fakiri sayılırım.

SEDAT AVCI