Türkiye'deki cezaevleri dolup taşar, yeni yargı paketleri açıklamaları peş peşe gelirken ironik olarak demokratikleşmenin 'hızlandığı' bir dönemde yine bir cezaevi haberi geldi. Devletin sistematik tecavüz, istismar, işkence ve cinayet mekanları olan cezaevleri son birkaç yılda çoğunlukla çocuk mahkumların yaşadığı kötü muamele olarak adlandırılan olayların 'patlak' vermesiyle gündeme gelir oldu. Cezaevlerinin sindirmemisyonu çerçevesinde mahkumların revir hakları yok edilir, işkenceler ve tecritler olağanlaş(tırıl)ırken 2 bini aşkın çocuk mahkum, sayılanların yanı sıra toplu tecavüzler, içerideki çetelerin sömürüsüyle yaşamak zorundabırakılıyor. Geçtiğimiz yıl Adana'nın Pozantı ilçesindeki cezaevinde çocukların İnsan Hakları Derneği'ne gönderdikleri mektuplarla ortaya çıkanlar Türkiye'nin dört bir yanındaki çocuk mahkumların ortak kaderlerini yansıtıyordu. Diyarbakır Barosu Cezaevi Komisyonu'nun hazırladığı rapor Pozantı'da devletin varlığının kanıtı.
Taş Atan Çocuklar 'İçeri'de
Son beş yılda özellikle kürt coğrafyasındaki protestolarda göz altına alınarak tutuklanan yüzlerce 'taş atan çocuk', cezaevlerinde devletin benzer bir yüzüyle daha karşılaşıyor. Başta Diyarbakır, Adana, Batman ve Mersin illerinden olmak üzere 'yasadışı örgüte üye olmak' suçuyla suçlanıp tutuklanan çocuklar cezaevilerinde ırkçılık ve eril devletin tecavüz kültürüyle baş başa bırakılıyor.
Geçtiğimiz günlerde ise İzmir'de bulunan Şakran Cezaevi'ne gelen şikayetler üzerine incelemeler yapmak üzere giden Çağdaş Hukukçular Derneği çocuk mahkumların sistematik olarak işkence gördüklerini ve çocuk mahkumların tecavüzle tehdit edildiğini ve bir çoğunun da tecavüze uğradığını belirten bir rapor hazırladı. Cezaevlerinin basına yansıyan konforlu görünümünün yerle bir olduğu işkence ve tecavüz vakaları gerici ve yandaş basın tarafından ört bas edilmeye çalışılsa da Şakran Cezaevi'nde yaşananlar hakikati tekrar görünür hale getirdi. Pozantı Cezaevi'nde işkenceye ve tecavüze mağruz kalmış çocuk mahkumların durumunu gizleyemeyen Adalet Bakanlığı, Pozantı'daki çocuk mahkumları Şakran Ceaevi'ne ve diğer cezaevlerine nakil ettirerek konunun kapanması için yoğun çaba harcamıştı. Şakran Cezaevi'nde çocukların mağruz kaldığı durumları raporlayan Çağdaş Hukukçular Derneği ve Gündem Çocuk Derneği'nin sunduğu veriler 'içeri'de yaşananların boyutlarını göz önüne seriyor.
Sadullah Ergin Benim Arkadaşım
Pozantı Cezaevi'nden nakil edilmiş çoğu Mersinli çocuk mahkumlara bizzat cezaevi müdürü tarafından şiddet ve kötü muamele uygulanıyor. Adalet Bakanı Sadullah Ergin'in arkadaşı olduğunu söyleyen cezavei müdürü odasında bulunan Atatürk posterini göstererek 'benim arkam sağlam, bana kimse dokunamaz' diyerek çocuklara işkencenin önünü açıyor.
Çocuklar 'kurtulmak' İçin İntihar Ediyor
Çocuklar deterjan içerek intihara teşebbüs ediyor ya da kendilerine zarar vererek nakil olmaya çalışıyorlar. İntihara teşebbüs eden çocuklar Birkaç gün revire kaldırıldıktan sonra tekrar cezaevine gönderilyor.
Sistematik İşkence
Şakran Cezaevi 1. Müdürü Emrullah ve 2. Müdür Ercan tarafından ve bu müdürlerin gözetiminde gerçekleşen ağır işkence, dayak, cinsel tacizve tecavüz olaylarının yaşandığı Şakran Cezaevi'ndeki 15 ve 16 yaşlarındaki iki çocuktan alınan bilgilerle taspit edildi. Çocuklar 'süngerli oda' olarak tabir edilen odada kameralar kapatılarak saatlerce kaba dayaktan geçiriliyor. Cezaevi 2. Müdürü olan Ercan çocukları hortumla dövüyor.
Irkçılık Şakran'da Sürüyor
Şakran Cezaevi'nde bulunan İzmirli çocuklara nispeten daha iyi davranan cezaevi yönetimi Pozantı'dan nakledilen çocuklara karşı ırkçı propanga yapıp akran şiddetini körüklüyor. Vücutlarında üç hilal dövmesi bulunan çocuklar nakille gelen çocuk mahkumlara fırsat buldukça saldırıyor ve tehdit ediyor.
Cezaevi müdürü bizaat çocukları 'cinsel koğuşa göndermekle' tehdit ediyor. Telefonda yakınlarıyla görüşen çocuklar cezaevi koşullarından bahsetmeye kalktıklarında telefon kesiliyor ve ceza alıyorlar, jandarmalarca ağır şekilde darp edilen bir çocuk mahkum tedavi görmeden 50 gün boyunca hücrede bırakılıyor, çocuklar cezaevinde yaşanılanları dışarıya aktarmak istediklerinde aileleri tarafından da ceza almaları endişesiyle engelleniyor, çocukların neredeyse hepsi uyku hapları sayesinde uyuyabiliyor ve ciddi psikolojik sorunlar yaşıyor.
Şefkatli Devlet Çocuklarını Koruyor mu?
Adalet Bakanlığı bünyesinde geliştirilen Ceza İnfaz Reformu'nun internet sitesine girerseniz koskoca puntolarla sizi şu söz karşılıyor: “Ceza İnfaz Reformu'na bir bakın. Tek kaybedeceğiniz önyargınız” Adalet Bakanlığı'nın övünerek bahsettiği cezaevlerindeki rehabilitasyon çalışmalarında ise şu başlıklar göze çarpıyor; “Ankara'da Opera, Kırşehir'de Çocuk İhmal ve İstismarı Sempozyumu , Tarsus'ta İnsan Hakları ve Vatandaşlık Hakları Konferansı ”Önyagılardan kurtulması gerekenler, bu önyargıları üreten ırkçı, faşist ve gerici kafaları taşıyanlardır. Bizlerin haklı önyargılarımız var: Cezaevleri devletin ve siyasi iktidarın sindirme, taciz ve tecavüz merkezleridir.
Çocuklar Neyin Cezasını Çekiyor?
Hangi insan ne suç işler de sistematik biçimde dayağı, işkenceyi, cinsel tacizi ve tacüvüzü hak eder? Çocuklarının geleceğini her şeyin üstünde gördüğünü söyleyen bir toplum neyle bu kadar afyonlanır ki görmez duymaz olur Ceylan'ın, Ahmet'in, Uğur'un, nicelerinin ve cezaevlerindeki 2 bini aşkın çocuğun sesini, yaşadıklarının insanlıkta yarattığı çatırdamayı. Demkratikleşme ve kürt sorununda çözüm yalanlarıyla halkı kandırmayı kendine görev edinmiş AKP ve AKP'nin anayasa şakşakçıları cezaevlerindeki çocuk mahkumların yaşadıklarını görmezden gelerek failin bir parçasını oluşturuyorlar.
Çekirdek Çocuk
Kaynak: cekirdekcocuk.blogspot.com
- 3 gösterim