Çocuk mahkumlar tehlikede
Cezaevlerinde yaklaşık iki bin çocuk kalıyor. Bunların 42'si kız. Yargı süreleri çok uzun. Tahliye sonrası çocuklar, kapının önünde kendi dünyası ile baş başa kalıyor, suça sürüklendikleri ortama geri dönüyorlar.
Cumhuriyet- Cezaevlerinde, Mayıs 2013 tarihi itibarı ile yaklaşık iki bin çocuk kalıyor. Bunların 1400’ü tutuklu, 420’si hükümlü. Bu çocuklar tam şu anda neler yaşıyor hiçbirimiz bilmiyoruz! Belki bedenlerine vahşice saldırılıyor, belki onurları kırılıyor. Bunları belki ilerde öğreniriz, belki de hiç duymayız. Çünkü çoğunlukla tahliye olduktan sonra bile anlatamıyor, korkuyor, utanıyorlar.
Kız çocukları, kadın cezaevlerinde, kadın cezaevi olmayan illerde, erkek cezaevlerinin bir bölümünde, kadınlarla aynı koğuşlarda kalıyor. Oysa onlar henüz çocuk. Yargı süreleri çok uzun, ortalama bir yıl sürüyor. Yargıtay aşaması kesin hüküm süresi ise ortalama 2 yıl. Bu durum, çocukların daha çok yıpranmasına neden oluyor.
Türkiye Çocuklara Yeniden Özgürlük Vakfı (TCYOV) Yönetim Kurulu Başkanı Nevin Özgün, çocuk cezaevlerinin tamamen bağımsız ve uluslararası koşullara, çocuğa uygun yapılanmasının gerektiğini vurgulayarak “Çocuklar, ‘cezalandırıcı zihniyet’ten arınarak topluma kazandırma anlayışı ile barındırılmalı. ‘Bunlar artık işe yaramaz’ bakışı tehlikeli. Çocuğun daha fazla dışlanmasına neden oluyor” dedi.
Tahliye sonrası riskli
Tahliye sonrası için her çocuğa bireysel program sunulmasının gerektiğine dikkat çeken Özgün şunları söyledi: “Çocuk, maalesef kapının önünde kendi dünyası ile baş başa kalıyor. Suça sürüklendiği ortama geri dönüyor. Ülkemizde çocuğa öncelik veren sosyal ve ekonomik programlar, Meclis’te ele alınmıyor. Genellikle bir olay ortaya çıkınca gündeme geliyor. Çocuk cezaevlerinde, çocuğun hizmet alabileceği ve olmazsa olmaz durumundaki ‘sosyal servis-danışman’ sayısı çok yetersiz. ‘Kadro yok’ cevabı asla mazeret olamaz. Çocuk, tahliye sonrası için meslek kazanmalı, hatta işe yerleştirilmelidir.”
İlk kez Hammurabi döneminde
İnfaz koruma memurlarının çocuklara davranışlarının çok önemli olduğunu belirten Özgün, “Çünkü en fazla yüz yüze oldukları kişiler. Çocuğa davranış bilinci için sürekli eğitim gerekiyor. Çocuklarla çalışmak için eğitim alan memurların yerleri değişmemeli. Tarihe baktığımızda ilk çocuk suçluluğu Hammurabi döneminde gündeme gelmiş. O bile ‘ceza değil, nasıl kazanmalı’ diye kafa yormuş’’ diye konuştu.
Türkiye Çocuklara Yeniden Özgürlük Vakfı, bu çocuklara yönelik olarak halen İstanbul Maltepe ve İzmir Şirinyer Eğitimevi’nde etkilikler yürütüyor. Her yıl sonu Adalet Bakanlığı’na gönderilen raporlarda koşullar anlatılıyor.
‘Acil inceleme istiyoruz’
Vakıf Yönetim Kurulu Başkanı Nevin Özgün’ün, TBMM İnsan hakları Araştırma Komisyonu Başkanlığı’na gönderdiği mektup şöyle:
“Pozantı’da yaşananlardan sonra, Şakran ve Antalya L tipi cezaevleri ile ilgili kamuoyuna yansıyan, çocuk haklarına ve insanlık onuruna aykırılık taşıyan istismar ve işkence olaylarını esefle kınıyor, tüm sürecin takipçisi olduğumuzu bildirerek,
- Araştırma komisyonunuzun acil olarak Şakran, Antalya ve diğer tüm çocuk cezaevlerinde inceleme ve araştırma yapmasını ve kamuoyuyla paylaşmasını,
- Araştırma sürecinde, çocukların damgalanmasını önleyecek, kişilik haklarına ve özel hayatlarına saygılı bir yaklaşım sergilenmesini,
- İnceleme, soruşturma ve ziyaretlerin Avrupa İşkencenin ve İnsanlık Dışı veya Onur Kırıcı Ceza veya Muamelenin Önlenmesi Komitesi (CPT) standartlarına uygun olarak yapılmasını,
- Vakfımız ve diğer sivil toplum örgütlerinin inceleme komisyonunda yer almasının sağlanmasını,
- Çocuk yargılamalarında cezalandırıcı bakış açısından sıyrılıp çocukların topluma kazandırılmaları, özgürlüğünden yoksun bırakılmalarının ise ancak yetişkinlerden ayrı olarak çocuklara özgülenmiş kurumlarda, en son çare olarak en kısa süreyle uygulanması yönünde çalışmalar yapılmasını talep ediyoruz.”
4 Haziran 2013
- 1 gösterim