Cuma Özkan'dan Mektup : "Biliyoruz Devlet Bizi Teslim Alamadı Onun İçin Bizi Hapishanelerde Çürüterek Yok Etmek İstiyor"

Bir gün halklarımızla birlikte özgürleşeceğimize inanıyoruz. Sosyalist bir dünya mümkündür. Halkların eşit, özgür ve demokratik bir yaşamı için insan her şeyini ortaya koyacak gücü vardır. Bugünkü dünyanın içinde bulunduğu çürüme görülüyor ve yaşanıyor. Her şey çok somuttur. Dolayısıyla Alternatif bir toplumda, dünyada yaşamak mümkündür. Bu inanç bende güçlüdür.

12 Eylül 2012

Değerli Dost Heval Adil, merhaba.

Değerli Adil Heval, ben toplam olarak 30 yıldır cezaevindeyim. Bu uzun yılların değerlendirmesini yazmıyorum. Şu an buna ihtiyaç da yok. Benim durumumda kaç kişi var bilmiyorum.

Ama yüzlerce 20-21 yılını tamamlamış arkadaş var. Bu bile dünyada pek örneği olmayan bir şey. Bunu hukukla-adaletle izah etmek de yetmez... Ama bizler biliyoruz ki, devlet bizi teslim alamadı, onun için bizi hapishanelerde çürüterek yok etmek istiyor. Açık olan bir gerçek budur.

Bugün, 12 Eylül 2012. ilk tutuklandığımdan bu yana tam 32 yıl geçmiş. 12 Ekim 1980 yılında tutuklandım. Üç ay gözaltında her türlü işkenceyi gördük. Daha sonra Adana Askeri Mahkemesinde idam cezası aldım. Yaşımın küçük oluşundan 20 yıla indi. 1989 yılın başlarında tahliye oldum. 3.5 yıl dışarıda kaldım. 1993 yılında yeniden tutuklandım. O günden bu yana cezaevindeyim.

Sana küçük bir anımı, kısacası bir iki satırla yazıyorum: 1981 yılında Antep Askeri Cezaevinde; Veysel Güney arkadaşla hücremiz yan yanaydı. Veysel Dev-Yol davasından tutuklanmıştı. Ama birbirimizi çabuk anladık. Bir çok duygu ve düşünce paylaştık. Veysel Kürtçe bilmezdi. Bizden-benden en çok Kürtçe türkü, marşlar dinlemek istiyordu. Bizde ona bol bol Gülistan'ın parçalarını söylerdik. Bazen de “bana memleket havasından(Malatya-Sivas) söyleyin” derdi. Onu da Sivaslı bir-iki arkadaşımız söylerdi. Bizler Veysel Güney yoldaşı çok seviyorduk. Çünkü o bir devrimciydi, üstelik yaralıydı. Onun bizden istediklerini tartışmasız karşılamaya çalışıyorduk. Bir gün beni hücre mazgalına çağırdı. Şunu dedi: “Sizin örgütünüz doğru yoldadır. Sizler doğru yoldasınız, mutlaka başaracaksınız. Yolunuzdan şaşmayın” dedi. Bu sözleri niye bana söyledi, belki de başka bir arkadaşa da söylemiş olabilir. Bilmiyorum. Belki de kısa bir sürede kaynaşmamız ve o zamanki pratiklerimizden yola çıkarak söylemiş olabilir. Zaten birkaç gün sonrada idam ettiler. Yiğit bir devrimciydi. İdama giderken, attığı sloganlar halen aklımda.

Değerli Adil Dost, ben 1993 yılında tutuklandıktan üç ay sonra kızım dünyaya geldi. 20 yıldır annesiyle birlikte beni yalnız bırakmadılar. Yozgat, Konya, Malatya, Antep Cezaevlerinde kaldım. Kızım Şehriban ve Annesi yaz-kış demeden, ekonomik sıkıntılarıyla birlikte hep yanımda oldular. Şimdi kızım üniversiteye gidiyor. Ben halen zindandayım. Bir gün halklarımızla birlikte özgürleşeceğimize inanıyoruz. Sosyalist bir dünya mümkündür. Halkların eşit, özgür ve demokratik bir yaşamı için insan her şeyini ortaya koyacak gücü vardır. Bugünkü dünyanın içinde bulunduğu çürüme görülüyor ve yaşanıyor. Her şey çok somuttur. Dolayısıyla Alternatif bir toplumda, dünyada yaşamak mümkündür. Bu inanç bende güçlüdür. Ben, gelecek özgür günleri görmezsem de, gelecek güzel insanlarımızın göreceğine olan inançla sevgi ve saygılarımı sunuyorum.

Çalışmalarında başarılar. Tüm Dostlara selamlar. 

CUMA ÖZKAN

H TİPİ CEZAEVİ

GAZİANTEP