DİYALİZE BAĞLI HASTAYI BİLE TUTUKLAYAN ADALET

Yüzde 92 iş göremez raporu bulunan, böbrek yetmezliğinden kaynaklı diyalize bağlı yaşayan ağır hasta Murat Arıcı, cezası Yargıtay tarafından onanınca Urfa E Tipi Kapalı Cezaevi'ne kondu.

Murat Arıcı'nın kardeşi Mehmet Arıcı, "Ağabeyim ölürse bundan devlet sorumlu olacaktır. Başvurmadığımız yer kalmadı" dedi.



Türkiye cezaevlerindeki hasta tutsakların tahliye edilmesi için gerekli düzenlemeler yapılmazken, hasta tutsaklara yenileri ekleniyor. Basına yansıdığı kadarı ile bilinen siyasi ve adli 600 hasta tutuklunun cezaevindeki yaşam mücadelesi devam ederken, 17 yıldır diyaliz makinesine bağlı, iki defa böbrek nakli ameliyatı geçiren, haftada üç defa diyalize girmek zorunda olan Urfalı Murat Arıcı, 25 Nisan'da tutuklanıp Urfa E Tipi Kapalı Cezaevi'ne gönderildi. 2004 yılında bir kavgaya karıştığı iddiası ile "Adam öldürmeye tam teşebbüs" suçundan verilen 7 yıl hapis cezası Yargıtay tarafından onanan Arıcı'nın, 33 yaşında 37 kilogram olduğu, kendi ihtiyaçlarını tek başına gideremediği öğrenildi. Arıcı'nın cezaevinde yaşam mücadelesi verdiğini söyleyen kardeşi Mehmet Arıcı, "Cezaevine koymaları yetmezmiş gibi birde 4 gün önce Cizre Kapalı Cezaevi'ne sürgün edildi. Cizre'de diyaliz makinasında sıra fazla olduğu için, şimdi kardeşimi haftada 3 gün Şırnak'a götüreceklerini söylüyorlar. Kardeşim ölürse sorumlusu devlet olacaktır" dedi.



2 organdan faydalanamadı



Oğlunun 1979 doğumlu olduğunu söyleyen Arıcı'nın babası Celal Arıcı ise oğlunun 17 yıldır diyaliz makinasına bağlı yaşadığını, 2 kilogramlık bir şeyi yerden kaldıracak gücünün olmadığını, biri kardeşinden olmak üzere 2 defa nakil yaptıklarını, ancak iç kanamadan kaynaklı böbreklerin yeniden iflas ettiğini ifade etti. Oğlu tutuklandıktan sonra Antalya Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi tarafından 5 gün arayla 2 defa uygun organ bulunduğunu söyleyen Arıcı, "Oğlum dışarıda olsa belki hastalıktan kurtulacaktı. Ancak hastane bizi gece aradı, gidecek, müracaat edecek yer bulamadık" diye konuştu. Arıcı, oğlunun ölüm döşeğinde iken Cizre'ye sevk edilmesine de tepki göstererek, "Haftada 3 defa ayakta duramayan bir insanı cezaevi aracı ile Şırnak'a götürüp getiriyorlar" dedi.



'Ölmesi bekleniyor'



Arıcı'nın kardeşi Mehmet Arıcı da ağabeyinin diyet yiyecekler yemesi gerektiğini, savcılığın yazmasına rağmen Urfa Cezaevi idaresinin diyet yemek vermediğini, 2 aydır bisküvi ile beslendiğini, bu yüzden de ağabeyinin cezaevine girdiğinde 45 kilogram iken şimdi 37 kilograma düştüğünü vurguladı. Ağabeyinin ölümle pençeleştiğini söyleyen Arıcı, şöyle konuştu: "Cumhurbaşkanı'na yazdım, verilen cevapta Adalet Bakanlığı'na dilekçemin gönderildiği belirtildi. Adalet Bakanlığı'na yazdım, 'Urfa Savcılığı'na gidin' dendi. Başbakanlığa, Sağlık Bakanlığı'na yazdım 'Bir şey yapamayız' dendi. Urfa Savcılığı hastaneye sevk etti. Ağabeyime yüzde 92 hasta ve sürekli raporu verildi. Durumu hiç iyi değil. Savcılık bir aydır 'Raporu Adli Tıp'a gönderdik' diyor. Bize bilgi verilmiyor. Rapor gitti mi gitmedi mi bilmiyoruz. Ağabeyimin ölmesi bekleniyor herhalde. Öldükten sonra rapor gelse ne olacak ki?"



Anne guatr kanseri



Yoksul olduklarını söyleyen Arıcı, "Hiç olmazsa abimi sürgün ettikleri yerden Urfa'ya geri getirsinler. Bizim Cizre'ye gidecek maddi imkanlarımız yok. Kendi ihtiyaçlarını karşılayacak güçte değil. Dışarıda iken annesi başını yıkıyor, geri ihtiyaçlarını ben gideriyordum. Böyle birini cezaevine attılar, sürgün ettiler. Annem guatr kanseri hastası ve o da yatalak. Oğlunun derdinden ölmek üzere" dedi. Ağabeyinin aldığı 7 yıllık cezanın nedenini de anlatan Arıcı, "1984 yılında kuzenim Bozan Arıcı, kendisi gibi şehir içi minibüs şoförlüğü yapan Cuma Cengiz adlı bir kişi ile bıçaklı kavgaya karıştı. Yaralanan Cengiz'in kardeşi ağabeyim Murat'ın da olayda yer aldığını söyledi. Oysa o gün de ağabeyim diyalize girdi. Kuzenim cezasını yattı çıktı. Olaydan 9 yıl sonra ağabeyime ceza verildiğini ve Yargıtay'ın onayladığını öğrendik. Ceza onaylandığı gibi polisler hemen gelip aldılar. Asılsız bir ifade ve 7 yıl ceza. Yaralanan şikayetçi değil. Şimdi Urfa'da ve sağlıklı. Ancak ölüm döşeğindeki ağabeyim cezaevinde" diye konuştu. Arıcı, ana akım medyanın ağabeyinin yakalanmasını, "Yedi yıldır aranan katil yakalandı" diye servis etmesine de tepki gösterdi.



'Bu ülkede insan hayatı ucuz'



Ağabeyinin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bakan ya da milletvekili yeğeni olması durumunda serbest bırakılacağına inandığını söyleyen Arıcı, "Bizi cahil, kültürsüz saydıkları için açıklama yapma gereği duymuyorlar. Bir rapor ölünce mi çıkıyor? Bıraksalar iyi olur, ama bırakmayacaklarsa da Urfa'ya geri getirsinler. Ağabeyim ölürse bundan devlet sorumlu olacaktır. Bunun hesabını kimden soracağız? Başvurmadığımız yer kalmadı. Ölümünden Başbakan, Cumhurbaşkanı, bakanlar sorumlu olacaktır. Bizi Urfa Savcılığı'na yönlendiriyorlar. Savcılık tek başına ne yapsın. Vicdanen de olsa bir şey yaparlardı. Onlar yapamıyorsa kim yapacak? Bu ülkede maalesef insan hayatı bu kadar ucuz" derken, baba Celal Arıcı da "Sizin oğlunuz, kardeşiniz yok mu?" diye sordu.



Öte taraftan ailenin hukuki ve insani yardım amaçlı müracaat ettiği MAZLUMDER Urfa Şube Başkanı Meral Dervişoğlu, Arıcı için Urfa Valisi Celalettin Güvenç ile görüştüklerini ve Vali'nin, Arıcı'yı önümüzdeki hafta içinde Urfa'ya geri getireceklerini söylediğini belirtti.



Kaynak: Yüksekova Haber