BDSP'li Gezi tutsağı Soner İnanç'ın mektubunu sunuyoruz...
Haziran Direnişi’nin meşruiyeti sermayenin yolsuzluklarıyla, bir kez daha teyit edildi
Selam olsun hakları, gelecekleri için direnen işçi ve emekçilere!...
Selam olsun devrim ve sosyalizm mücadelesinde bir kilometre taşı olan sınıfın partisine!...
Selam olsun devrim ve sosyalizm davasında yaşamlarını yitirenlere!...
Selam olsun Haziran Direnişi’nde sokak sokak, barikat barikat direnerek ölü toprağını üzerinden atan milyonlara!...
Selam olsun Haziran Direnişi’nde barikat önlerinde çarpışarak hayatınlarını kaybeden Abdullah Cömert'e, Mehmet Ayvalıtaş'a, Ethem Sarısülük'e, Ali İsmail Korkmaz'a, Medeni Yıldırım'a ve Ahmet Atakan'a!...
Selam olsun Haziran Direnişi’nde yaralananlara, gözünü yitirenlere!...
Selam olsun Berkin Elvan'a!...
Kırıklar 1 No’lu F Tipi’nden BDSP'li Gezi tutsakları olarak herkese selamlar. Tekrardan Gezi direnişi tutsaklarıyla dayanışma içinde olan herkese merhaba...
Dostlar, yoldaşlar,
Haziran Direnişi yaklaşık 8 aylık süreci geride bıraktı. Hepimizin bildiği gibi direniş barikat savaşından sonra yeri geldi panellerle, söyleşilerle, yeri geldi forumlarla devam etti. Ama bu direniş ateşi hiç bir şekilde sönmedi. Haziran Direnişi’nin başladığı ilk günden başlayarak sonraki günlerde de birçok saldırıyla karşı karşıya kaldık. Büyük direnişi karalamak için, “marjinal, vandallar, terörist” olarak ilan edildik. Direnişi ezmek ve milyonların böyle bir direnişe bir daha geçmemesi için, korku duvarlarını tekrar örmeye çalıştılar. Direnişin sürdüğü her ilde, her sokakta polis terörüyle karşılaştık. Bütün bu saldırılara rağmen direnişin devam ettiğini gören sermayedarlar ve onun iktidardaki sözcüsü dinci gerici AKP devrimci ve ilericilere karşı saldırılarını şiddetlendirdiler. Onların emri ile, ülkede tam bir cadı avı başlatarak, kendi burjuva yasalarını bile çiğneyerek, bizleri tutsak ederek, devrimcilerin kitlelerle bağını kesmeye çalıştılar. Direniş süresince ve sonrasında yaşanan polis terörüne, AKP'nin başındaki zat “benim polisim işini yaptı” diyerek övgüler düzdü. Bizleri hukuki hiçbir gerekçe yokken tutuklayan savcı ve hakimleri için de, “yargı bağımsızdır” demişti. Dün bunları söyleyenlerin, bugün çok farklı şeyler söylediklerini duyduk. Yani yalanlarını...
Son 17 Aralık operasyonuyla bunların kirli işlerini de açıktan gördük. Düne kadar yol arkadaşlığı yaptıklarını, kilometrelerce uzaklara selam gönderip, “hocamız” dedikleri hala aklımızdadır. Peki şimdi gelinen nokta da ne oldu da böyle birbirlerine karşı açıktan savaş açtılar? Çok açıktır ki, birbirilerinin kâr alanlarına el uzattılar. Bunlar “benim kârıma dokunmasınlar da gerisi ne olursa olsun” derler. Bunların yol arkadaşlığı, hocalığı, din söylemleri kar içindir. Ne zaman bir taraf diğer tarafın karına dokunsa, yol arkadaşlıkları, hocalıkları da kalmaz. Ve böylece, futbol maçı izler gibi, bu zatların kavgalarını izliyoruz. Dün bize saldıran polisleri överken, bugün, yol arkadaşlarının emirleriyle bakan çocuklarını gözaltına aldıkları için polis müdürlerini görevden aldılar. Dün bizi hiçbir hukuki delil yokken, düzmece iddialarla tutuklayan hakimleri, savcıları başka yerlere sürerek, yargının ne kadar bağımsız olduğunu bir kez daha gösterdiler. Bütün bunlar yetmez gibi, kendi pislikleriyle, milyonların katıldığı Haziran Direnişi’ni aynı kefeye koymaya çalışıyorlar.
Buradan, Haziran Direnişi’nin meşruluğundan aldığımız güçle belirtmek isterim ki, Haziran Direnişi işçilerin, emekçilerin işsizlerin, kadınların, öğrencilerin katıldığı meşru bir direniştir. Sizin, yolsuzluklarınızla, soygunlarınızla bağdaştırılamaz. Bütün bu yaptıklarınız bir çöplük yığınıdır. Ve bu çöplüğü tarihe gömeceğiz. Yeni yaratılacak Gezilerle ve işçilerin sınıf mücadelesiyle sizleri, pisliklerinizle beraber sosyalist devrimle “temizleyip” tarihe gömeceğiz. Sizin tek yeriniz orasıdır.
Her yer Taksim, her yer direniş!
Bu daha başlangıç, mücadeleye devam!
Yaşasın devrim! Yaşasın sosyalizm!
Gezi tutsağı Soner İnanç
Kaynak: www.kizilbayrak.net
- 24 gösterim