Hapishanede Devrimcilerin İçine Yayılanlar

Bazen bir kent, bir ülke, bazen bir ömür, bazen de bir Newroz geçer üstümüzden. Bir bahar telaşlandırır içeride oluşumuzu.

Sitem etmişliğimiz yok ama tutsaklığın mahrumiyeti başka renkler taşır. Bizde başka işler… Hayatın zevkleri devrimciler, devrimci tutsaklar için ayrı bir pencerededir. Dışarıdaki insanlar için en sıradan, belki de hatırlanmayan, farkında olunmayan şeyler onlar/ bizler için birer düştür. Hayali bile tadılabilecek en büyük zevktir;

Çamurlu yollarda bata-çıka ilerlemek…

Sırtını bir ağaca dayayıp, gölgesinde oturmak…

İki yaşlıyla oturup nasihat almak…

Ot, çiçek, yeşillik kokusu almak,

Sonra çocukların avuçlarını öpmek,

Tel örgü örmemek, demir kapı sesi duymamak…

Karanlıktan korkmak, çok insan görmek, içinde olmak…

Kitleye karışmak, bir yürüyüşe katılmak,

Gezi’de, Hevsel’de olmak,

Newroz’a gitmek… Onun tadını, kokusunu binlerce insanla birlikte yaşamak. Bunlar bir müebbet ceza kadar uzak bize.

İçeride Newroz mu kutlanırmış. Üç-beş kişinin her yıl havalandırmada elele tutuşup, hem söyleyip hem oynadıkları manzara tat vermiyor artık. Her yıl Newroz’u böyle tv. Ekranlarından izler dururuz. Ülke gümbürdüyor oysa. Bir Newroz daha gelip geçer üstümüzden-keşke içimizden geçse-ama biz bilmeyiz bu tadı, bu kokuyu. Özelliklede bizim gibi 15-20 yıl ve üstü içeride kalanlar… Her yıl Amed Newroz’u büyük bir gururlandırmanın yanında bir hüzün bırakır üstümüzde. O ekranlara baka bak, Amed Newroz’undan dönmüşüz kadar yoruluruz.

Evet dedim ya sitem etmişliğimiz yok ama sahiden bu tutsaklık çok uzadı. İnsan direnmesinin ötesinde başka şeylere de karışmak istiyor. Bu ülke inşasında başka taşlar dizmek istiyor…

Zindana bunca direnebildiğimize göre, tutkuyla-ısrarla dışarıda olmayı istemenin bir mahsuru olmasa gerek.

Ben Gezi’nin kargaşasında, Newroz’un yollarında olmak istiyorum demenin mahsuru olmasa gerek. Korkarak dışarıyı istemenin de bir âlemi yoktur herhalde. İş ve yer transferinden bahsediyorum. Dışarıya transfer olmayı istemek devrimciler için bir zaaf olmasa gerek!...

Ne ettiyse bu bahar etti. Bu Newroz, halkın coşkusu-sevinci etti… Şaha kaldırdı bizdeki özgürlük tutkusunu. Gel de şu rutubetli, beti-benzi solmuş duvarlara sığ!.../özgürlük bazen bir fikir, bazen bir düş. Bazen bir keşif, bazen de bir avuç dışarı özlemidir…

22 Mart 2014

Gülazer Akın

Kadın Kapalı Cezaevi

B-4 Gebze/İZMİT

Resim: Cevat Yerdegül

İlişkili İçerik