Hasta mahpuslar haykırıyor: Lütuf değil, yaşam hakkımızı istiyoruz

'F' oturması eylemlerinin 150. haftasında yapılan yürüyüşte ağır hasta tutsakların durumuna dikkat çekilerek hasta tutsakların derhal serbest bırakılması istendi.

150. hafta eyleminde Taksim'de yürüyüş gerçekleştiren İHD üyeleri, devletin imha politikasına tepki göstererek yaşam hakkını savunmaya devam edeceklerini açıkladılar.

“1,5 ayda 6 mahpus hayatını kaybetti”

İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Cezaevi Komisyonu, 'F' oturması eyleminin 150.'si için Taksim Tünel'de bir araya geldi. Hasta mahpusların isimlerinin yazılı olduğu pankartın yanı sıra “Hapishanelerde ölüm istemiyoruz hasta tutsaklar serbest bırakılsın!” pankartının açıldığı eylemde, tutukluların fotoğrafları ve karanfiller taşındı.

Polisin TOMA ve çevik kuvveti hazır bulundurduğu yürüyüş Galatasaray Lisesi önünde son buldu. Yürüyüş boyunca hasta mahpusların serbest bırakılması istenerek devletin tecrit politikasının ölüm kustuğuna dikkat çekildi.

Galatasaray Lisesi önüne gelindiğinde ilk olarak İHD İstanbul Şube Başkanı Abdülbaki Boğa Kürtçe bir konuşma yaptı. Boğa, devletin hasta mahpuslara yaklaşımını eleştirerek, özellikle Kürt sorununda hasta tutsakların pazarlık konusu yapılmasının ahlaki olmadığına vurgu yaptı. Boğa, hasta mahpusların bir an önce serbest bırakılmasını istedi. TİHV İstanbul Temsilcisi Ümit Efe ise, F oturması eylemlerini ilk kez 18 yaşındaki Abdullah Akça için yaptıklarını fakat Akça’nın hayatını kurtaramadıklarını ifade etti. Hasta tutsakların üzerinde egemenlerin imha inkar politikalarını işleyen devlet kurumlarının olduğuna dikkat çekti. Bu kurumların başında Adli Tıp Kurumu'nun (ATK) geldiğini belirten Efe, ATK’nın “hapishanede kalabilir” raporu vermesinden kısa bir süre sonra Mehmet Canpolat'ın hayatını kaybettiğini belirtti. Egemenlerin politikaları nedeniyle 1,5 ay içerisinde 6 hasta mahpusun yaşamını yitirdiğine dikkat çeken Efe, merhamet dilenmediklerini, insan vicdanının gereğinin yapılmasını istediklerini söyledi. Efe'nin konuşmasının ardından Şair Mehmet Özer, ‘Bıçak kemikte’ ve ‘İsyan’ şiirlerini okudu.

Basın açıklamasını Aylin Hacaloğlu yaptı. Hacaloğlu, cezaevlerinde tutulan 247 ağır hasta tutsağın durumuna dikkat çekerek, bu haftaki açıklamada 247 hasta tutsağın ortak hazırladığı mektubu okuyacağını söyledi. “247 insanız hasta düşmüş aynı bedende” başlığı taşıyan mektupta devletin hasta mahpusları ölüme yollayan sessizliği eleştiriliyor. Mektubun satır başları şöyle:

...

“Kimi zaman ömrümün yarısından fazlasını, 22 yılımı hapiste yaşarım Mehmet Canpolat olurum, sevdiklerime beyazlar içerisinde kavuşurum. Kimi zaman yeterli bir tedaviye ulaşabilmek için verilen onlarca dilekçeye revir-hastane yollarını santim santim dokurum. Çoğu kez tek talebim bir doktora görünmek ve beni hayata bağlayacak ilaçlara, tedaviye ulaşa bilmektir.”

...

“247 insanım hasta düşmüş aynı bedende, 247 evlat, 247 arkadaş, 247 yoldaş, 247 can…

Hastalık ve mahpuslukla mücadele ederken, başvurduğum he yerde kanun isimleri ve maddeleri çıkar karşıma. Yanan bir mum gibi eriyip giderken bedenim, hep ilgi numarası verilmiş resmi yanıtlar alırım kurumlardan.”

...

“Türkiye hapishanelerinde bulunan 247' si ağır olmak üzere 649 hasta mahpustan birisiyim ben. Mahpusluğu anlatmıyorum, özlemlerimi, hasretlerimi anlatmıyorum. İnsanlık tarihinin en zalim dönemlerinde bile saygı duyulan tedavi olmak hakkımdan bahsediyorum.”

...

“Hapishanelerde hastalıkları aşamayan 247 ağır hasta, 247 evlat, 247 arkadaş, 247 yoldaş, 247 can olarak duvarlarınızı aşmak, hasta bedenimle özgürlüğe kavuşmak istiyorum.

Dört duvar arasında gökyüzünü yırtarcasına haykırmak istiyorum, yakılan 247 mum gibi erimeden düşmüş olduğum hastalıklara mahpuslukta yenilmeden, merhamet değil, vicdan değil, insaf değil, lütuf değil yaşam hakkımı istiyorum!”

Mektubun okunmasının ardından eylem sloganlarla sona erdi.

Kızıl Bayrak / İstanbul

Kaynak: www.kizilbayrak.net