Merhaba;
Size ulaşmamın nedeni Ankara Sincan 1 nolu Yüksek Güvenlik Hapishanesinde bulunan kardeşim HÜSEYİN KARAOĞLAN için duyarlılık çağrısı yapmaktır.
Kardeşim Huseyin 2023 mart ayında Sincan hapishanesine sevk edilmişti. O günden bugüne kadar ağırlaştırılmış müebbet hükümlüsü olmamasına rağmen tek başına, kuyu gibi bir hücrede tutulmaktadır.Günün 23 saatini hücrede tek başına geçirmektedir,ancak 1 saat havalandırmaya çıkarılıyor,havalandırma da aynı şekilde kuyu gibi bir yer, yanına su alınmasına dahi izin verilmiyor.Kimse ile temas etmeyecek şekilde hücre dışında bir kuyuya havalandırmaya çıkarılıyor.
Mektupları verilmiyor,arkadaş görüşçüleri kabul edilmiyir, yasal hakkı olan sohpete çıkarılmıyor.
Bulunduğu hücrede küçük bir cam, o da sık tel örgü ve kafesle kaplı,güneş göremiyor,hava almıyor, çamaşırlarını kurutacak alanı yok,insan sesine,yüzüne hasret,yani canlı canlı mezara konulmuş durumdadır.
Verdiği dilekçeler dışarı gönderilmiyor,aynı hapishanede birinin yanına geçmek istediğinde de geçirilemiyor.
İki kolunu yana açamadığını, ya duvara ya ranzaya çarptığını söylemekte.
Koşullar bu kadar kötü olduğu icin 11 Eylül tarihi itibarı ile süresiz açlık grevine başladığını öğrenmiş olduk.
Aile olarak endişeliyiz, hapishane idaresine defalarca dilekçe verildi, görüşmeler yapıldı,sonuç alamadık,sevk işlemlerinin Adalet Bakanlığı veya Cezaevleri Genel Müdürlüğü insiyatifinde olduğunu belirtmişlerdi,sorunu çözmediler,onlara da yaptığımız tüm başvurular yanıtsız bırakılıyor.
Müebbet cezası yok,tehlikeli olabilecek biri değil,neden tek ve tecritte tutuluyor,anlam veremiyoruz.Yetmiyor bir de zaten hücrede kalmasına rağmen ayrıca sürekli,peşpeşe 11 gün olarak hücre cezası verilmektedir,o zaman hücredeki televizyonu alınıyor,tv haberi almasına dahi olanak kalmıyor.
Günlük gazeteler verimiyor.Eylül başında açık görüş yaptığımızda sağlık sorunlarının çoğaldığını gördük, görme sorunu artmış,revire çıkmış,damla verilmişti, fiziki olarak eski halinden daha durgun,daha sessiz şekilde,tepkisiz duruyordu.
Ailesi olarak çok endişeliyiz, tek başına o hücrede aç kaldığında da ilerleyen günlerde başına neler geleceğini bilemiyoruz, yanında yardım edecek, bir bardak su verecek kimse olmayacak. Daha fazla sağlığı kötüleşmeden, ölümün eşiğine gelmeden sesini duyurup bir an önce arkadaşlarının yanına sevk edilirse açlık grevine gerek kalmayacak. Şu anda bile o koşullarda hayati tehlike riski bulunmaktadır, ancak güçlü bir dayanışmayla sesimizi duyurabiliriz ve ölümün eşiğine gelmeden, sakat kalmadan taleplerinin kabul edilmesini sağlayabiliriz. Kaldı ki bu sadece bizim veya kardeşimin sorunu değil, dışarda sesini çıkaran herkesi bekleyen yer orasıdır, tutuklanmak için muhalif olmak yetiyor bu ülkede. Gazeteci Merdan Yanardağ’ın başına gelenleri hepimiz izledik. Tutukladıklarını da kuyu gibi hücrelerde zamana yayıp sadece yaşayan bir ölü haline getirmek istiyorlar. Ancak biz ailesi olarak kardeşimi onların elinde bırakmayacağız, kısmak istedikleri sesini, onun adına her yere duyurup, o mezar gibi hücreden alana kadar mücadele etmeye devam edeceğiz.
AİLESİ
- 42 gösterim