İHD Hapishane Komisyonu: 3 ayda en az 663 hak ihlali yaşandı

İHD İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu, Marmara bölgesindeki cezaevlerinde yaşanan Temmuz, Ağustos ve Eylül 2019 tarihlerini kapsayan hak ihlallerine ilişki raporunu açıkladı. Rapora göre 3 aylık süreçte en az 663 hak ihlali yaşandı.

İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu, Temmuz, Ağustos ve Eylül 2019 tarihlerini kapsayan “Marmara Bölgesi Cezaevlerinde Yaşanan Hak İhlalleri” raporunu Taksim’de bulunan şube binalarında açıkladı.

Toplantıda konuşan İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri, raporu cezaevlerinde yaşanan ihlalleri aile, faks ve mektup yolu ile gelen hak ihlali başvuruları ve gönüllü dernek avukatlarının cezaevlerine yaptıkları ziyaretler sonucu edindikleri bilgilerin derlenmesiyle oluşturduklarını söyledi. Üç aylık raporda yeniden yargılanmalara ilişkin bir bölümün olduğunu belirten Yoleri, “Yeniden yargılanmalara ilişkin binlerce başvurunun olduğunu biliyoruz. Özellikle yargı reformunun tartışıldığı bu dönemde biz İHD olarak çeşitli çalışmalarla ve bazı değişikliklerle bir çözüm bulunabileceğini ifade etmiştik. Binlerce mağdur var. Bu binlerce kişinin mağduriyetinin giderilmesi gerektiğini dile getiriyoruz. Bu raporu buradan sunarken hükümete de bir çağrı hapmış olalım. Tüm mahpusların adil yargılanma haklarının sağlanması açısından yeniden yargılama kararının verilmesini ve bu yargılanmaların hukuka uygun gerçekleşmesini istiyoruz” dedi.

 ‘663 HAK İHLALİ YAŞANDI’

Ardından Temmuz, Ağustos ve Eylül 2019 tarihlerini kapsayan üç aylık hak ihlali raporunu İHD İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu üyesi Hatice Onaran okudu. Raporun 32 farklı cezaevinden gelen başvurulara üzerinden hazırlandığını dile getiren Onaran, Temmuz ayında 43, Ağustos ayında 111, Eylül ayında 35 olmak üzere toplam 189 başvurunun yapıldığını söyledi. Başvuranların 19’u kadın, 170’i erkek tutuklular olduğunu ifade eden Onaran, “Bu rapor döneminde 172 politik, 17 adli mahpus başvuru yapmıştır. Temmuz ayında 43, Ağustos ayında 111, Eylül ayında 35 olmak üzere toplam 189 başvuru yapılmıştır. Bu başvurulardan her biri birden çok alanda hak ihlali içermekte olup, tespit ettiğimiz ihlal sayısı toplam 663'tür” diye belirtti.

‘İŞKENCE, DARP, KÖTÜ MUAMELE’

Onaran, raporun devamını şu şekilde paylaştı:

“ * Seher Orço, Kandıra F Tipi Hapishanesine getirildiğinden bu yana tek başına tutulduğunu, idarenin bu tecridi, getirildiği cezaevindeki gözlem kurulu raporuna dayandırdığını, ancak kendisine herhangi bir kararın ulaştırılmadığını, yine idarenin kendisine sehven, ‘sen patlayıcı madde yapmayı biliyorsun, diğerlerine de yapmayı öğretirsin’ şeklinde sözler söylediğini ve tecridi bu şekilde açıkladıklarını beyan etmiştir.

* Tekirdağ 2 Nolu F Tipi Hapishanesi'nde tutulan Velat Cin, 09 Temmuz 2019 tarihinde kaldığı koğuştan  avukat görüşü olduğu söylenerek çıkartılmış, avukat görüş kapısına gelince hapishane 2. Müdürü tarafından biraz bekletildikten sonra avukat görüş kısmına alınmış, odaya girdiğinde biri kadın olmak üzere 3 kişi tarafından karşılandığını, müdürün bunları MİT elemanı olarak tanıtması üzerine odadan çıkmak istediğini ifade etmiştir.

* Başvuruda bulunan Y.T: Ağabeyim Abdullah Tekin 3 Temmuz günü bize telefon etmeye çalışırken telefona cevap verilmediği için tekrar aramak istemiş. Bu nedenle gardiyanlar onu “kauçuk oda” dedikleri yere sokmuş ve 5-6 gardiyan darp etmiş. Annemle telefonla konuştuğunda, tekrar hücreye konulduğunu, aç bırakıldığını, tüm kıyafetlerinin parçalandığını söylemiştir.

İLETİŞİM YASAKLARI

* Mahpusların bu dönemde en çok ihlal yaşadıkları konulardan biri de iletişim yasaklarıdır. Kitap, gazete, dergi gibi süreli-süresiz yayınların verilmemesi, dışarıdan gönderilen gazete ve dergilerin alınmaması, yine mahpusların yazdığı mektupların hiçbir gerekçe gösterilmeden gönderilmemesi ve mahpuslara gönderilen mektupların verilmemesi, mektupların kaybolması, gibi sorunlar artarak devam etmektedir.

* Dilekçe hakkının ayda bir ile sınırlandırılması, yazdıkları ikinci dilekçenin işleme konulmaması, hapishanelerde; mahpuslara telefon görüşmelerinde zorunlu kılınan tekmil uygulaması, bazı hapishanelerde avukatların müvekkilleri ile yaptığı görüşmelerin cihazla sesli ve/veya görüntülü olarak kaydedilmesi, görüşmeyi izlemek amacıyla bir görevlinin hazır bulunması, avukat ile mahpusun birbirine verdiği belgeleri inceleme ve el koyma, görüş gün ve saatlerinin keyfi olarak kısıtlanması söz konusudur. 

SAĞLIK VE TEDAVİ HAKKININ İHLALİ

* Her raporumuzun önemli bir bölümünü oluşturan sağlık hakkının ihlalleri devam etmektedir. Tüm hapishanelerde, mahpuslar, etkili bir revir hizmeti alamadıklarını, tam teşekküllü hastanelerin bulunmadığını, bulunanlara da aylar sonra sevk yapılabildiğini belirtmişlerdir. Revire sevk edilmeme ya da geç sevk edilme, acil durumlarda dahi aylar sonra hastaneye sevk, hastaneye sevk edilse dahi kontrol, tetkik ve muayenelerin randevularına zamanında götürülmeme, hastane gidişlerinde hasta mahpuslara ters kelepçe dayatması, hastanelere kafes denilen hücreli ring araçlarıyla götürülmek istenmeleri, çıplak arama zorlamasını kabul etmeyen hasta mahpusların hastanelere götürülmemeleri, doktor muayenesi sırasında askerin odadan çıkmak istememesi, muayene sırasında mahpusun kelepçelerinin çıkarılmaması, kelepçeli ve jandarma eşliğinde muayeneye zorlanma vb. nedenlerle mahpuslar hastanelere gidememekte ve tedavi olamamaktadırlar.

* 23 Ağustos’ta başvuruda bulunan M.G., ‘Amcam Kinyas Gülcan’ın  görüşüne gittiğimizde tekerlekli sandalye ile görüş kabinine getirdiler. Amcamın bu şartlarda tedavisi tam sağlanamamaktadır. Amcamın tam teşekküllü bir hastanede tedavi altına alınması gerekmektedir demiştir.’ Kinyas Gülcan 6  Ekim 2019'da yaşamını yitirmiştir.

* Tekirdağ 1 nolu F tipi Kapalı Cezaevi'nde adli suçtan dolayı hükümlü olarak bulunan Turhan Şafak’a Tekirdağ Devlet Hastanesinde  sol omuz, sol diz, sağ diz ve sağ ayak bileği 4 adet bölgesinden fizik tedavi önerilmiştir. Ancak görevli ve sorumlu fizik tedavi uzman doktorunun  uygulanması gereken 4 adet fizik tedavi için; ‘ben senede 1 defa yaparım, seninle mi uğraşacağım, 4 ü birden olmaz senede 1 defa hakkın var daha cezaevinde yatacağın vaktin çoktur senin, her yıl 1 ine gelirsin senin sağlık sorunun beni ilgilendirmez, kanun senede 1 defa hak veriyor sana’ gibi alaycı ve aşağılayıcı tavırla  kötü muamelede bulunmuştur. Turhan Şafak’ın, fizyoterapiste kendisini şikâyet edeceğini söylemesi üzerine  ‘git nereye şikayet edersen et devlet seni mi koruyacak, benimi koruyacak, şikayet edersen her yıl tedavi göreceğin 1 adet fizik tedaviden de olursun” diyerek yazmış olduğu ilaçları iptal etmiştir.

SEVK – SÜRGÜN

* Mahpusların eşyalarını toplamasına dahi izin verilmeden ani olarak istemediği veya ailesinden uzak bir hapishaneye zorla gönderilmesi biçiminde gerçekleşen sürgün sevk uygulaması devam etmektedir. Başvurularına göre;

* Ömer Kabul, Ramazan Adıbelli, Cahit Tamur, Eyüp Yaşar, M. Sıddık Yıldırım, A. Kadir Encü.  Trabzon R tipinden  Patnos L tipi kapalı cezaevine sürgün sevk edilmişlerdir. Patnos L Tipi cezaevine geldikleri günden bugüne kadar 6 arkadaşıyla beraber bir odaya alınmışlar, ortak kullanım alanlarına çıkartılmayıp hiç kimseyle görüştürülmüyorlar.

* Mustafa Pamuk Diyarbakır Cezaevi'nden, Tekirdağ T Tipi cezaevine sürgün edilmiştir. Ayrıca sol bileği 6 yıl önce yaşanan olayda kopmuştur. Ciddi sağlık sorunları yaşıyor, defalarca nakil dilekçesi vermesine rağmen nakil talepleri hiçbir gerekçe gösterilmeden reddedilmiştir.

DİSİPLİN CEZALARI VE İNFAZLARIN YAKILMASI

Mahpuslara keyfi olarak disiplin cezaları verilmekte ve bu disiplin cezalar birbirine eklenmek sureti ile hak yoksunluğunda süreklilik sağlanmaktadır. Slogan atılması, görevliyi çağırmak için hücre kapısına vurulması bile disiplin cezasına gerekçe yapılmaktadır. Verilen disiplin cezaları, mahpuslara yönelik tecridi derinleştiren iletişim ve görüş yasaklarıyla birlikte hücre cezalarını da içermektedir. Üç disiplin cezası, mahpusun infazının yakılması için yeterli kabul edilmektedir. 

* Düzmece raporlarla verilen disiplin cezaları infaz yakmanın silahına dönüştürülmüştür. Şu an hapishanelerde hücre cezası almamış, infazı yanmamış politik mahpus kalmamıştır. Tahliyeleri gelip de herhangi bir disiplin cezası bulunmayan “iyi halli” olanların ise “örgütsel faaliyet yürütebilir” gibi yorumlarla tahliyeleri engellenmeye çalışılmaktadır. Başvurulara göre;

* Aliağa T Tipi Cezaevi'nden mektup gönderen; Cömert Bozkurt- Ahmet Çakal- Cemal Yılmaz- Sekvan Becerikli; Üç hücre cezası aldığımız için infazlarımız yanmış durumdadır.

* Başvurucu Kadir Turmuş: Silivri Cezaevi idaresi cezamın bitmesine 7 ay kala beni Kandıra Açık Cezaevine sürgün ettiler. Burada bana zorla kölece çalışmayı dayattılar. Kabul etmeyince denetimli serbestliğe 28 gün kala hakkımda disiplin soruşturması başlatıp Kandıra 1 Nolu T Tipi Kapalı cezaevine gönderdiler. Açık cezaevinde hakkımda açılan disiplin soruşturmasında bana 3 ay iletişim cezası verdiler. Tahliyeme 5 gün kala cezaevi gözlem kurulu iyi halli olmadığıma karar verip tahliye etmedi.”

DAYANIŞMA ÇAĞRISI

Raporun sonuç bölümüne ilişkin ise Onaran, şunları ifade etti: “Son süreçte mahpuslara yönelik baskı, işkence vahim boyutlara ulaşmıştır ve acil olarak bu sorunların çözümü gerekmektedir. Yapılan girişimlere resmi kurumların tepkisi, sorunları çözmekte yeterince istekli olmadıklarını göstermektedir. Biliyoruz ki; hapishanelerde yaşanan hak ihlallerinin azalması ya da son bulması, mahpusların mücadelesinden çok dışarıda yükselteceğimiz sesle, bu sesin sorunları çözme yetkisi elinde bulunan iktidar sahipleri üzerinde yaratacağı etkiye bağlı olarak mümkün olabilir. Hazırladığımız rapor, aynı zamanda, hapishanelerde yaşanan devasa sorunlara ilişkin duyarlılık ve mahpuslarla dayanışma çağrımızdır. Hapishane Komisyonu olarak içerdekilerin sesi olabilmeyi, yaşanan sorunlara duyarlılık yaratabilmeyi, sorunları görünür kılabilmeyi umuyoruz.”

Kaynak: Mezopotamya Ajansı