'İktidar siyasi tutuklulara düşman gözüyle bakıyor'

Hasta tutukluların iktidar tarafından düşman olarak gördüğü için serbest bırakılmadığını belirten İHD İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu üyesi Mehmet Acettin, haksızlığa karşı mücadelelerinden vazgeçmeyeceklerini söyledi. 

Türkiye'deki cezaevlerinde hasta tutukluların sayısı gün geçtikçe artıyor. İnsan Hakları Derneği (İHD) Cezaevi Komisyonu'nun 2020 raporuna göre, bin 604 hasta tutuklu bulunuyor. Sağlığa erişim hakları da ihlal edildiği belirtilen rapora göre; bunların 594'ü de ağır hasta ağır hasta tutuklu listesinde yer alıyor. Kelepçeli muayene dayatılan tutukluların alması gereken ilaçların verilmemesi ya da geç verilmesinden kaynaklı durumları her geçen gün kötüye gidiyor. AKP tarafından Meclis'e getirilen ve kabul edilen İnfaz Yasası’yla 90 bin kişi cezaevinden tahliye olurken siyasi tutuklular ve hasta tutuklular bu yasadan faydalanamadı.   

Türkiye'deki hasta ve ağır hasta tutukluların durumuyla ilgili rapor hazırlayan İHD İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu üyesi Mehmet Acettin, cezaevlerinde bulunan siyasi ve hasta tutuklulara düşman gözüyle bakıldığını vurguladı.  

SAĞLAM GİREN HASTA OLUYOR

Acettin, hasta tutuklulardan 810’unun sağlık hakkının ihlal edildiğini ifade etti. Cezaevlerine sağlam giren birinin oradaki koşullarından kaynaklı bin bir türlü rahatsızlıkla karşılaştığını aktaran Acettin, “Durum böyle olunca hasta mahpus listemizde yer alan ağır hasta mahpusların dışındaki diğer tutuklular da ağır mahpus olmaya aday sayılıyor. Bu sebeple her hafta ‘F oturumlarında’ gündeme getirdiğimiz hasta mahpusların serbest bırakılmasını talep ediyoruz. Çünkü hapishane koşullarında ağır hasta mahpusların kalması sakıncalı ve risklidir. Salgın ise bu riski kat be kat arttırıyor. Sağlıksız, hijyensiz, iyi beslenmenin olmadığı, normal havalandırmanın olmadığı ortamda her bir tutuklu ağır hasta olmaya adaydır. Kapalı ortamlar kovid-19’un en fazla bulaşma riski taşıyan yerlerdir” dedi. 

Cezaevlerindeki hak ihlallerinin artmasının temel sebebinin tecrit politikası olduğunu ifade eden Acettin, temel amaçlarının tecridi ortadan kaldırmak ve hasta tutukluların bir an önce özgürlüğüne kavuşturmak olduğunu belirtti. 

TECRİT İŞKENCEDİR

Yaşamını yitiren hasta tutukluların durumuna dikkat çeken Acettin, şöyle devam etti: “Tutuklularda en fazla görülen hastalık Koah gibi nefes darlığı ve akciğer rahatsızlığı görülüyor. Çünkü tutuklular gerekli olan oksijeni alamıyorlar. Yüksek güvenlikli hastanelerde de havalandırmaların üzeri ise tel örgülerle kaplanmış bir vaziyette. Böyle olunca mahpus içeride moral bozukluğu yaşıyor, yukarı bakamıyor. Bizler cezaevlerinin insani koşullara uygun olmasını istiyoruz. Başta hasta mahpuslar olmak üzere diğer hapishanelerindeki yaşam koşullarını da iyileştirmek için mücadele ediyoruz. Tecridin kaldırılması için mücadele ediyoruz. Tecrit bir işkencedir. Dolayısıyla insanın kişiliği ve onuruna dönük bir uygulamadır. Yaşamını sınırlandıran bir uygulamadır.”

RİNG ARACINDA ÖLÜM

PKK Lideri Abdullah Öcalan'a uygulanan tecrit ve cezaevlerindeki ihlallere karşı 27 Kasım'dan bu yana devam eden açlık grevlerini hatırlatan Acettin, açlık grevlerinin temel nedeninin yaşanan hak ihlallerinden kaynaklandığını vurguladı. Tutukluların görüş ve telefon hakkının tamamen gasp edildiğine vurgu yapan Acettin, “Cezaevlerine gazeteler, ilaçlar doğru dürüst gitmiyor. Özellikle bizim hasta mahpuslar konusunda Osmaniye’de kalp rahatsızı olan Sabi Kaya vardı. Bir günde 3 kere hastaneye götürülüp getirildi. Her tutuklunun hakkı olan veda hakkına bile müsaade etmediler. Mesela kalp rahatsızlığı olan bir tutuklunun hastaneye götürüldüğü ring aracında öldüğünü biliyoruz. Onun için her hapishane de ambulansın hazır olması lazım. Diyabet hastası ve böbrek rahatsızlığı olan hasta tutuklular var. Bu tarz hastalar için makine gerekiyor. Bunların hastaneye bu makinelerin olduğu ambulanslarla götürülmesi gerekiyor. Ring aracı ile değil” ifadelerini kullandı. 

AĞIR HASTA TUTUKLULAR

Acettin, hasta tutukluların durumlarına ilişkin şunları söyledi; “Ağır hasta mahpusların tedavilerinin yapılması oldukça önemlidir. Ama bunların tedavi imkanları yeterince karşılanmıyor. Yeterince dememizin sebebi ağır hasta mahpuslar ilaç kullanmak zorundadır. İlaçlara ulaşmak zorundadır. Hasta mahpusların muayene, tedavi ve sürekli hale getirilecek bir kontrol mekanizmasının olması gerekiyor. Bunlar uzun vadeli rahatsızlıklar. Kanser, kalp ve koah rahatsızlıkları olan tutuklular var. Ağır hasta tutuklular muayeneye zar-zor gittiği halde kelepçeli götürülüyor ve kelepçeli muayene dayatılıyor. Muayene dönüşünde ise 14 günlük karantina uygulaması uygulanıyor. Bu mahpusun durumu karantina uygulamasına uygun mudur? Hijyenik midir? Kaç kişiyle kalıyor? Veya engelli olan bir tutuklunun ihtiyaçlarını hiç sorgulanmadan tüm mahpuslara bu karantina uygulanıyor. Dolayısıyla bu 14 günlük karantina uygulaması mahpusa, 2’nci bir zulüm oluyor. Hasta mahpuslar son dönemlerde hastaneye gitmek istemiyorlar. Nedeni de bu zulmü çekmek istememelerinden kaynaklanıyor. Zaten doktora gidildiği zaman kelepçeli muayene oluyorlar. Bu hiç etik bir şey değil. Özellikle salgınla birlikte ilaçlara ulaşmada çok zorluk çekiyorlar.”

TECRİDİN TECRİDİ!

Ocak ayında çıkan İnfaz Yasası’nı “tecridin tecridi” olarak tanımlayan Acettin, iktidarın pandemiyi fırsata çevirdiğini söyledi. İnfaz yasasıyla birlikte birçok suç örgütü liderleri ve üyesinin serbest kaldığını hatırlatan Acettin, “İnfaz paketi düşman hukukuna göre yapılmaya çalışılıyor. Hukuk bu tarzda işletildiği zaman hapishanelerde zulüm oluyor. Türkiye'de afta olsa infaz indirimi de olsa siyasi tutuklular serbest bırakılmıyor. Ancak Anayasa’ya bir itiraz olduğu zaman çıkarılıyor. Şimdiki Anayasa da bunu kabul etmiyor. Eskiden içerideki sayıyı azaltmak için yapılıyordu. Bunlar da bu dönemde böyle bir şey yaptılar. Ama daha çok adlilere ve suç örgütleri liderleri ve üyelerine çıktı. Bu tamamen iktidardaki siyasi yapının iradesiyle kendi yandaşları için çıkarılan bir uygulamadır” diyerek haksızlıklara karşı mücadelelerinden vazgeçmeyeceklerini vurguladı. 

Acettin, ağır hasta, engelli, yatalak, yardıma muhtaç ve çocuklu hasta tutukluların derhal serbest bırakılması gerektiğini söyledi.

Kaynak: Mezopotamya Ajansı