Keyfi infaz ertelemeleri mahpusların yaşamından çalıyor

Cezaevlerinde tutukluların koşullu salıverilme talepleri keyfi gerekçelerle erteleniyor. "Kütüphanede yeterince kitap okumamak” gibi absürt nedenler infaz ertelemelerinin gerekçesi yapılıyor.

23 Ekim 2024

İnsan Hakları Derneği (İHD) ve Özgürlükçü Hukukçular Derneği (ÖHD) tarafından hazırlanan raporlara göre, cezaevlerinde yüzlerce tutuklunun koşullu salıverilme talepleri Cezaevi İdare ve Gözlem Kurulları tarafından ‘keyfi’ gerekçelerle erteleniyor. “Su tasarrufu yapmamak” veya “Kütüphanede yeterince kitap okumamak” gibi absürt nedenler infaz ertelemelerinin gerekçesi yapılıyor. Bu absürt gerekçeler mahpusları üç ay ile bir yıl arası sürelerle cezaevinde tutuyor.

İHD verilerine göre, yeni infaz düzenlemesinin yürürlüğe girdiği 1 Ocak 2021’den bugüne en az 501 mahpusun tahliyesi üç aydan başlayan sürelerle ertelendi. Ancak bu sayı yalnızca derneğin ulaşabildiği mahkumlarla sınırlı. 501 mahpusun tahliyesi tek sefer, üç ay ertelense dahi bu toplamda bin 503 ay ediyor. Yani en düşük sınırdan yapılan hesaba göre bile mahpusların hayatından en az 125 yıl çalındı. Tahliyesi tek seferde 6 ay ya da bir yıl ertelenen mahpuslarla defalarca kez tahliyesi ertelenen çok sayıda mahpus var.

İNFAZI 5 KEZ ERTELENENLER VAR

  • Bunlardan biri Abdürrahim Çetinkaya. İnfazı 1 Nisan 2021 tarihinde tamamlanan Çetinkaya’nın tahliyesi 3 ay süreyle 9 kez ertelendi. İnfazı 2 yıl 7 ay boyunca ertelenen Çetinkaya 27 Ağustos 2023’te tahliye oldu.
  • Yozgat 2 No’lu T Tipi Cezaevinde 31 yıldır tutulan hasta mahpus Ali Şen’in tahliyesi ‘pişmanlık’ dayatmasını kabul etmediği için 5 kez ertelendi. Şen’in infaz süresi 12 Temmuz 2023’te tamamlanmıştı.
  • Diğer bir mahkum Arafat Aksu’nun ise pişmanlık beyanında bulunmayı reddettiği için dört kez tahliyesi ertelenmiş durumda. Sağlık durumu kötüleşirken özgürlüğü sürekli öteleniyor.
  • Adem Er, koşullu salıverilme hakkını kazanmasına rağmen, pişmanlık göstermediği için tahliyesi üçüncü kez ertelendi.
  • Samsun Kavak S Tipi Kapalı Cezaevinde tutulan Onur Kanğal’ın tahliyesi ise ‘Toplumla bütünleşmeye hazır olmadığı’ iddiasıyla 1 yıl ertelendi. Kanğal’ın ceza infaz süresi 7 Ekim'de tamamlanmıştı.
  • 30 yıldır cezaevinde tutulan Cemil İvrendi ise kalp, hipertansiyon, astım gibi ciddi sağlık sorunlarına rağmen tahliye edilmiyor. Cezasını doldurmuş olmasına karşın tahliyesi 6 ay ertelendi.
  • Bekir Yulu, cezaevinden çıkmaya bir adım daha yaklaşmışken, “iyi halli” olmadığı gerekçesiyle altı ay daha beklemek zorunda kaldı.
  • Soydan Akay, prostat kanseriyle mücadele ederken, 30 yıl boyunca cezaevinde tutuldu ve tahliyesi yine altı ay ertelendi.
  • Salih Gün de 32 yıldır cezaevinde ve disiplin cezaları nedeniyle iki yıldır özgürlüğünden mahrum kalmış durumda.
  • Fahriye Ceylan, 18 yaşında cezaevine girdiği halde pişmanlık beyanında bulunmaması sebebiyle altıncı kez tahliyesi ertelendi. Bu durum Türkiye’deki cezaevlerinde yaşanan keyfi uygulamaların birkaç örneği!

105’İ HASTA TUTUKLU

Bu sıralananlar, listenin yalnızca bir bölümü. Bildiğimiz 501 kişi, bilmediklerimiz çok… İHD’nin verilerine göre infazı ertelenen 501 mahpusun 54’ü cezaevinde 30 yılını tamamlamış. 105’i hasta ve 42’si ağır hasta.

“TOPLUMA KARIŞMAYA HAZIR DEĞİL”

ÖHD Hapishane Komisyonu Üyesi Berivan Bekçi, gazetemize yaptığı açıklamada, Marmara Bölgesi başta olmak üzere çok sayıda tutuklunun infazlarının keyfi gerekçelerle yakıldığını belirtti: “İyi hal değerlendirmelerine elle tutulur gerekçeler sunulmuyor, tamamen keyfi değerlendirmelerle tutukluların tahliyeleri engelleniyor.”

İnfaz ertelemeleri için özellikle disiplin cezalarının son yıllarda sıklıkla kullanıldığını vurgulayan Bekçi, “Disiplin soruşturmaları gerekçe gösterilerek tahliyeler 6 ay ya da 1 yıl gibi sürelerle ertelenebiliyor. Koğuşta bulunan bir fotoğraftan dolayı bir tutukluya hücre cezası verildi ve bu ceza ile tahliyesi engellendi” şeklinde konuştu.

İHD İstanbul Şube Başkanı Gülsen Yoleri de 2021’de yürürlüğe giren yeni yönetmeliğin tahliyeleri keyfiyete bıraktığını söyledi: “Yönetmelik, koşullu salıverme ve denetimli serbestlik hakkının iyi hal durumuna bağlı olduğunu açıkça ortaya koyuyor.” ‘İyi hal’ değerlendirmesinin sosyal etkinliklere katılıp katılmama, hapishane kurallarına uyum üzerinden değerlendirildiğini söyleyen Yoleri bu kriterlerin mahpusların özgürlük hakkını engellemek için keyfi şekilde kullanıldığını söyledi.

Keyfi infaz ertelemelerin yalnızca siyasi tutuklularla sınırlı olmadığını, adli mahpusların da benzer mağduriyetlere maruz kaldığını ifade eden Yoleri, yönetmeliğin iptali için açtıkları davaya dair de “Henüz sonuçlanmadı. Dava süreci devam ediyor” dedi.

Kaynak: Evrensel Gazetesi