Kırıklar Cezaevi’nde Başgardiyan Dursun Ali Gür zulmü sürüyor

Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) İzmir Şubesi, 18 Nisan- 8 Mayıs tarihleri arasında Kırıklar 2 Nolu Cezaevi'nde yaşanan hak ihlallerine ilişkin basın açıklaması yaptı. Açıklamada; Başgardiyan Dursun Ali Gür'ün mahpuslara, 'elimizde kalacaksınız, bize kendinizi öldürmeyin' şeklinde tehditler savurduğu, darp ettiği vurgulandı. 

Kırıklar 2 Nolu F Tipi Hapishanesinden ÇHD İzmir Şubesi'ne yapılan başvurulara ilişkin yapılan basın açıklamasında, tutuklu ve hükümlülerin her türlü insanlık dışı muameleye maruz kaldığı ifade edildi. 

ÇHD açıklamasında, cezaevi idaresinin mahpusları sindirmek ve koşulsuz itaate zorlamak amacıyla her türlü baskı ve zor yönteminin kullanıldığını belirtilerek, bu doğrultuda mahpuslara sistematik ve bilinçli bir şekilde işkence yapıldığını ve uygulamalara karşı çıkanların ise tecrit uygulaması ile yalnızlaştırılmaya çalışıldığı kaydedildi. 

Maruz kaldıkları muameleler karşısında mahpusların şikâyetçi olmasına rağmen sorumluların 'cezasızlık' zırhı ile korunduklarına dikkat çekilen açıklamada, "Zaten kapalı kapılar ardında özgürlükleri elinden alınmış olan bütün 'öteki'ler, her seferinde elbirliği ile daha da pervasız ve saldırgan bir tavırla karşı karşıya getirilmektedirler" denildi. 

‘HER PROTESTO CEZA OLARAK GERİ DÖNÜYOR’

ÇHD 18 Nisan- 8 Mayıs tarihleri arasında kendilerine yapılan 'işkence ve onur kırıcı muamele' başvurularını şöyle sıraladı: 

-11 tutuklu, disiplin soruşturmaları ile 3 ay gibi kısa bir sürede toplamda 3 yılı bulan aile görüş, telefon ve iletişimden men cezaları almaları üzerine, bu durumu protesto için her disiplin cezası tebliğinden sonra saat başı kapı dövme protestosu kararı almışlardır.

-18 Nisan 2013 tarihinde kendilerine disiplin cezası tebliğ edilen Yusuf Dut, Gökhan Çoban, Ahmet Alpözel, Emir Öztürk ve Fikret Kara gardiyanlar tarafından dövülmüşlerdir.

-Daha sonra bulundukları hücrelerden çıkarılan Yusuf Dut, Ahmet Alpözel, Emir Öztürk ve Fikret Kara yaklaşık 3 saat boyunca süngerli odalarda bekletilmişlerdir.  Gökhan Çoban ise kamerasız bir koridorda bekletilmiştir.

SÜNGERLİ ODADA DARP EDİLDİLER, BOĞAZLARI SIKILDI

-Mahpusların hepsi süngerli odaya (ve koridora) götürülünceye kadar darp edilmişler, boğazları sıkılmış ve tekmelenmişlerdir. Yerlerde yatırılarak üzerlerine basılmıştır. Slogan atılmasını önlemek için tutuklular bayılıncaya kadar boğazları sıkılmıştır.

-Mahpuslar, kendilerine bizzat Dursun Ali Gür isimli bir başgardiyan tarafından işkence yapıldığını, emrindeki diğer görevlileri de yönlendirdiğini beyan etmektedir. Mahpusların can güvenliğinin korunmasından ve her türlü hak ihlalinin önlenmesinden mesul bir amir tarafından bizzat suç işleniyor olması, durumu daha da kaygı verici kılmaktadır.

-Benzer şekilde Kurum müdürü ile yapılan görüşmede, müdür tarafından işkence ve kötü muamele olaylarına engel olmak yerine tutukluların tehdit edildiği yönündeki beyanlar da, hapishane idaresi tarafından sistemli ve programlanmış bir saldırının hayata geçirildiğinin göstergesidir.

-Suç duyurusunda bulunan mahpuslar, fiziksel izler geçtikten sonra (4 gün sonra) sağlık kontrolünden geçirilmiştir. Böylelikle failler tarafından, işledikleri suçun en önemli delili bir kez daha itina ile karartılmıştır.

-Yine aynı sebeple başka bir hücre yaklaşık 20 gardiyan tarafından basılmıştır.

-Tutuklulardan Mert Toka, Gökhan Çoban ve Binali Çelik hücre havalandırmasında yere yatırılmış; kaba dayağa maruz bırakılmış ve tekmelenmişlerdir. Slogan atmamaları için bayılıncaya kadar boğazları sıkılmıştır. Yerde postallarla başlarına ve sırtlarına basılmıştır. Özellikle kol ve bacakların eklem yerleri sıkılarak tutuklulara acı verilmeye çalışılmıştır.

HASTA MAHPUSLARA İŞKENCE

-Tutuklu Binali Çelik, kalbinde ritim bozukluğu olduğunu, Gökhan Çoban da astım hastası olduğunu söylediği halde her ikisi de boğazlarından sıkılarak nefessiz bırakılmaya devam edilmişlerdir.

-Anlatımlara göre bu olayda da bir kez daha başgardiyan Dursun Ali Gür başroldedir.    Dursun Ali Gür isimli başgardiyan tutukluları “elimizde kalacaksınız, bize kendinizi öldürtmeyin ” şeklinde tehdit etmekten de geri durmamıştır. 

-Kırıklar 2 No.lu F tipi Hapishanesinde tutulan Misbah Aktaş isimli tutuklu 18 aydır tek başına tutulmaktadır.

-‘Hapishanedeki baskıyı ve üzerindeki ağırlaştırılmış tecridi’ protesto etmek için 15.04.2013 tarihinde bu yana açlık grevi yapmaktadır.

-16 kardeşi olduğunu, İzmir’deki 5 hapishanede 1. ve 2. derecede akrabaları bulunduğu halde her birinin ayrı hapishanelere gönderildiğini ve özellikle kendisinin tecrit edildiğini belirtmektedir.

-Talep ettiği halde diğer hapishanelere naklinin engellendiğini,  bilgisayar ve İngilizce kurslarına katılmasına izin verilmediğini, diğer mahpusların kendisi ile görüşmemesi için idarenin özel olarak çaba sarf ederek “kendisinin Kürt ve solcu olduğunun” söylendiğini belirtmektedir.

-Hakkında bugüne kadar toplam 35 disiplin soruşturması açıldığını,  birçok ceza verildiğini üzerindeki ağır baskı nedeni ile can güvenliğinin olmadığını düşündüğünü ifade etmektedir.

B1 VİTAMİNİ VERİLMİYOR

-İdare tarafından kendisine B1 vitamini dahi verilmemiş, bu vitamini hapishanedeki diğer tutukluların yardımı ile temin etmiştir.

-Misbah Aktaş’ın 25 günde yaklaşık 14 kilo kaybı vardır.

-Üzerindeki ağır tecrit uygulamasına son verilmediği ve kardeşlerinden birinin yanına gönderilmediği sürece açlık grevi eylemine son vermeyeceğini belirtmiştir. 

-Açlık grevi eylemine başladığına dair haber vermek için avukatına yazdığı faksın dahi engellendiğini, tüm yaptığı suç duyurularının ise sonuçsuz kaldığını belirtmiştir.

‘TUTSAKLARIN CAN GÜVENLİĞİ YOK’

Kırıklar 2 No.lu F Tipi Hapishanesinde yaşanan birçok hak ihlalinin mahpusların protestolarına yola açtığı ve idarenin bunların önüne geçmek için daha baskıcı bir tutum aldığı ifade edilen açıklamada, "Öyle ki; mahpuslara işkence etmekten dahi geri durmamaktadırlar" diye belirtildi. 

Açıklamada, yine aynı hapishanede kalan Zübeyir Babat isimli mahpusun 19 Nisan 2013 tarihinde kalp krizi geçirdiği, zamanında müdahale edilmediği için hayatını kaybettiği dile getirilerek, Kırıklar 2 Nolu F Tipi Cezaevi'nde mahkûmların 'can güvenliğinin' olmadığı belirtildi. 

ÇHD olarak 'kapalı kapılar ardında' yaşananlara sessiz kalmayacakları vurgulanarak, "Bu vahim tabloya sessiz kalmayacağımızı; kendilerine tanınan yetkileri mahpusların fiziksel bütünlükleri ve can güvenlikleri aleyhine bir silah olarak kullanan tüm sorumluların cezalandırılması için sürecin sonuna kadar takipçisi olacağımızı kamuoyuna duyururuz" denildi. 

- See more at: http://www.bestanuce1.com/haberayrinti.php?id=40019#sthash.AqLnY20F.dpuf