Hasta tutuklulara özgürlük
ELÇİN YILDIRAL/BİRGÜN
AVNİ UÇAR: Diğer böbreğini de kaybetmek üzere
Kanser nedeniyle bir böbreği alınan, diğer böbreğini de kaybetme riski bulunan, ayrıca mesane kanseri de olan Avni Uçar, doktorların, “cezaevinde kalması mümkün değildir” raporuna rağmen bir kez daha Adli Tıp engeline takıldı
PKK davasından 21 yıldır cezaevinde olan Avni Uçar’ın, 2006’da yapılan bir ameliyatla sağ böbreği alındı. Ardından Uçar’ın mesanesinde kanserli kitle tespit edildi ve 2011’de yapılan ameliyatla bu kitle de alındı. Cezaevinde yeterli tedavisi yapılmadığı için sol böbreğinde ve mesanesinde yeni kanserli kitleler ortaya çıktı. Doktorlar, Uçar’ın kanserli olan sol böbreğinin büyük bir kısmının da ameliyatla alınması gerektiğini söyledi. Tam teşekküllü üniversite ve devlet hastaneleri Uçar’ın tedavisinin cezaevinde mümkün olmadığı yönünde rapor verdi. Ancak Adli Tıp bu raporu görmezden geldi ve cezaevinde kalmasının bir sakıncasının olmadığını bildirdi. Bunun üzerine İnsan Hakları Derneği (İHD) Siirt Şubesi, Uçar’ın tahliyesi için Cezaevi İnfaz Müdürlüğü'ne başvuruda bulundu. Başvuru üzerine Uçar, Siirt Devlet Hastanesi’ne sevk edildi. Hastanenin sağlık kurulu bir araya geldi ve 14 Mart’ta Uçar’ın hastanede tedavi görmesi gerektiği, cezaevinde tetkik ve takibin mümkün olmadığı yönünde karar aldı. Ardından rapor Adli Tıp’a gönderildi. Şimdi gözler bir kez daha Adli Tıp’ta.
KARDEŞİ: ÖLMESİNİ Mİ BEKLİYORLAR?
Avni Uçar’ın kardeşi Sidar Uçar, ağabeyinin kanser nedeniyle ikinci böbreğinin de alınmasının gündemde olduğunu belirterek, bir insanın tek böbrekle bile yaşaması çok zorken cezaevi koşullarında böbreksiz yaşamanın imkansız olduğunu belirtti. Ağabeyinin 6 ayda ya da yılda bir hastaneye götürüldüğünü aktaran Uçar, “Böbreklerinden rahatsız olduğu için ilaç kullanmakta zorluk yaşıyor. Hastanede tedavi edilmesi gerekirken hala cezaevinde tutuluyor” dedi. Daha önce de birçok kez Adli Tıp’a başvuruda bulunduklarını ifade eden Uçar, “Bir önceki sayfada doktorların ‘cezaevinde kalamaz’ yazısı bulunuyor. Buna rağmen Adli Tıp, bir sonraki sayfaya 'kalabilir' kaydını düşüyor. Cumhurbaşkanlığı'na durumun aciliyetini anlatan bir dilekçe yazdık. Bize ‘Adli Tıp’a gönderdiğiniz raporlar iletildi ’diye yanıt geldi. Neyi bekliyorlar, ağabeyimin ölmesini mi?” diye sordu. Tüm hasta tutukluların serbest kalmasını istediklerini söyleyen Uçar, "Hasta tutuklulara yaşatılanları aklım almıyor. Onları sağlığına kavuşturmak insanlık görevi olmalı” mesajını verdi.
CEZAEVİ ARKADAŞI: DOKTORLAR ART NİYETLİ
Avni Uçar ile 10 yıl aynı koğuşu paylaşan ve Uçar’ın tahliye edilmesi için başlatılan imza kampanyasını yürüten Mehmet Demir de, Uçar ile ilgili şu bilgileri verdi: “İdrar yollarından kan geldiği için Avni Uçar revire çıkarıldı. ‘İdrar yollarında iltihap var' denilerek gönderildi. İlaçlara rağmen kan durmadı bu kez hastaneye sevk edildi. Burada da aynı şey söylendi. Ağrısı vardı. Sık sık hastaneye sevk ediliyordu. En sonunda Uçar’ın böbreğinde ur tespit edildi ancak bu kez de iyi huylu olduğu söylendi. Taa ki 2005’e kadar. O yıl urun kötü huylu olduğu anlaşıldı ancak bu kez de geç kalınmıştı. Bu nedenle de böbreği alındı. Ardından da Uçar, mesane kanserine yakalandı. Şimdi de diğer böbreğini kaybetmek üzere.”
***
KANSER HASTASI TORUNU ELFO ANA'YI BEKLİYOR
Elfo Ürper 79 yaşında. Sekiz yıldır Batman M Tipi Cezaevi’nde. 7 yılı daha var. Tansiyon ve romatizma hastası. Romatizma nedeniyle ellerinden ameliyat oldu. Ayrıca nefes darlığı çekiyor.
Elfo Ana, Şırnak’ın Uludere ilçesinde yaşıyordu. Geçimini hayvancılık ile karşılıyor, sabahları süt sağıyor, hayvanlarının bakımı ile ilgileniyordu. 13 Ağustos 2005’te Batman’da bombalı eylem hazırlığında olduğu iddia edilen PKK’liler içinde yer aldığı öne sürülen oğlu Mehmet Salih Ürün ile birlikte polis tarafından yakalandı. Elfo Ananın üzerinde patlayıcı madde malzemeleri bulundu. Ana oğul gözaltına alınarak mahkemeye çıkarıldı ve tutuklanmalarına karar verildi. Elfo Ana Batman’a, oğlu da İzmir’e gönderildi.
ELFO ANA: BOMBA OLDUĞUNU BİLMİYORDUM
Ana oğul, Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılandı. 2009’da görülen karar duruşmasında Elfo Ana, “Belime bağlanan maddenin marangozların kullandığı macun olduğu söylendi. Çalınmasın diye belime bağlandı. Benim hiçbir şeyden haberim yok. Oğlumun bana verdiği şeylerin macun olduğunu ve marangozlara satılacağını düşünerek sakladım, bomba olduğunu bilmiyordum” dedi. Ancak söyledikleri, ceza almasına engel olamadı. Elfo Ana, 18 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırıldı.
ADLİ TIP: AFFA GEREK YOK, CEZAEVİNDE KALABİLİR
8 yıldır cezaevinde kalan Elfo Ana’nın yaşı da bu süreçte epey ilerledi. İlerleyen yaşından dolayı da yıllar içinde birçok rahatsızlığı da ortaya çıkmaya başladı. Kendi ihtiyaçlarını karşılayamaz duruma gelince de ailesi ve avukatı, Elfo Ana’nın tahliyesi için harekete geçti. Avukatı Nuri Mehmetoğlu, “Sürekli hastalık ve kocama” sebebiyle Cumhurbaşkanlığı özel affından yaralanması ve serbest bırakılması için Adalet Bakanlığı’na başvurdu. Başvuru üzerine Elfo Ana, önce Batman Devlet Hastanesi’nde muayene oldu, buradaki raporlar da Adli Tıp Kurumu’na gönderildi. Av. Mehmetoğlu, Adli Tıp’ın Ürper’i muayene etmeden, önceki hastane raporları üzerinden değerlendirme yaptığını belirtti. Hazırladığı raporu da avukata ve aileye bile bildirmeden, Adalet Bakanlığı’na gönderdiğini söyledi. Raporda, Ülper’in muayenesi sonucunda bu kapsama girmesi için gerekli bulguların olmadığı belirtiliyordu. Kısacası, Elfo Ana’nın affına gerek yok deniliyordu. Bu nedenle de Adalet Bakanlığı af talebinin Cumhurbaşkanlığı'na iletilmesini reddetti.
OĞUL ÜRÜN: ANNEMİN GELMESİ KIZIMA MORAL OLACAK
Oğlu Ali Ürün ve diğer çocuklarının ise gözü kulağı Cumhurbaşkanlığı'ndan gelecek olan haberde. 7 kardeş olduklarını ve annelerini maddi imkansızlıklardan dolayı ziyaret etmek de zorlandıklarını belirten Ali Ürper, kendisinin ise iki yıldır annesini göremediğini söylüyor. 14 yaşındaki kızının 2.5 yıldır lösemi hastası olduğunu ifade eden Ürper yaşadıkları sıkıntıları şu sözlerle anlatıyor: “Kızımın tedavisi için sık sık Antep’e gidip geliyorum. Annemi görüşe gidemiyorum. Moral olarak çökmüş durumdayız. Kızım babaannesine çok düşkün. Hep yanında olsun istiyor. Annem eve döndüğünde hem kızım için hem de bizler için büyük moral olacak.”
‘KALAN ÖMRÜNÜ BİZİMLE GEÇİRSİN’
Annesinin artık 80 yaşında bir nine olduğunu belirten Ürper, “Bu yaşta cezaevinde kalsa ne olacak ki” diyor. Cezasının büyük kısmını çektiğini belirten Ürper, “Annem için Cumhurbaşkanlığı sitesine yazı yazdım. Cumhurbaşkanına, kızımın durumundan, ailenin yaşadığı sıkıntılardan söz ederek, annemin artık yaşlandığını, rahatsızlıklarının olduğunu anlattım. Annemin af edilmesini bekliyorum. En azından geri kalan ömrünü ailesinin yanında geçirsin” diye konuştu.
Kaynak: birgun.net
- 8 gösterim