Press in Arrest tarafından hazırlanan raporda, "Nisan ayında; haberler ‘terör’ ile ilişkilendirildi. Muhabirler ‘terör suçlaması’ karşısında ifade vermeye zorlandı. Gazeteciler, iddianamesi olmadan hapiste tutularak peşinen cezalandırıldı" denildi.
1 Mayıs 2020
Fotoğraf: Twitter
Haberin İngilizcesi için tıklayın
Bir grup gazetecinin gönüllü olarak kurduğu, yaklaşık iki yıldır; gazeteci davalarını ve raporlayan Press in Arrest, Nisan 2020 Basın Özgürlüğü Raporu'nu açıkladı.
Raporda Türkiye’nin, 180 ülkenin yer aldığı 2020 Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’nde 154. sıraya ilerlediği ifade edildi. Son iki yıldır 157. sırada olan Türkiye‘nin bu yıl 154. sıraya ilerlemesinde, diğer ülkelerdeki kötüye gidiş ve 1. Yargı Paketi ile tutuklu gazetecilerin bir kısmının tahliye edilmesinin etkili olduğu belirtildi.
Raporda şöyle denildi:
*Covid19 salgını sebebiyle alınan tedbirler kapsamında duruşmalar görülmeden ertelendi
Nisan ayında 17 davada 23 gazeteci en az 171 yıl 11 aydan, 408 yıl 10 ay 15 güne kadar hapis istemiyle yargılandı.
*İnfaz düzenlemesi yasası yürürlüğe girdi: Hapisteki gazetecilerin yarısı kapsam dışı
Yasa, TBMM Genel Kurulu’ndan geçti, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın onaylamasıyla da yürürlüğe girdi. Ancak ‘kamu vicdanının hassasiyetleri dikkate alınarak hazırlandı’ denilen yasa, hapisteki 100’e yakın gazetecinin en az 54’ünü kapsam dışında bıraktı. Gazetecilik artık daha büyük suç, gazeteciler için artık duvarlar daha yüksek.
*Cumhuriyet Gazetesi’ne baskı: 3 gazeteciye 2 dava, 4 gazeteciye soruşturma
Cumhuriyet Gazetesi muhabirlerinden Hazal Ocak, Alican Uludağ ve Olcay Büyüktaş Akça hakkında iki ayrı dava açıldı. Gazeteciler Olcay Büyükbaş Akça, İpek Özbey, Hazal Ocak ve Vedat Arık başka bir soruşturma kapsamında da ifade verdi.
*MİT mensubunun cenaze töreni haberleri gerekçesiyle tutuklanan gazeteciler
6’sı tutuklu 7 gazeteci ve 1 belediye çalışanı hakkında iddianame hazırlandığı, Sabah Gazetesi’nin haberiyle duyuruldu. Ancak, savcılık tarafından tamamlanıp mahkemeye gönderildiği haberlerle duyurulan iddianamenin, mahkeme tarafından kabul edildiği, yargılama için duruşma tarihi belirlendiği gibi bilgiler henüz paylaşılmadı.
Nisan ayında; haberler ‘terör’ ile ilişkilendirildi. Muhabirler ‘terör suçlaması’ karşısında ifade vermeye, savunma yapmaya zorlandı. Gazeteciler, iddianamesi olmadan hapiste tutularak peşinen cezalandırıldı. Mahkemelerce kabul edilmeyen iddianamelerin haberleştirilmesiyle de peşinen ‘suçlu’ ilan edildi. Yürütme ve siyasi iktidar baskısı gazetecilerle birlikte, bağımız yargı ve hakimlerin iradesi üzerinde de etkili olmaya devam etti." (RT)
Kaynak: BİANET
- 8 gösterim