"Sincan Kadın Kapalı Cezaevinde 2021’den bu yana tek bir siyasi mapusa bile şartlı tahliye hakkı tanımamıştır."

14.10.2024

Sayın Görülmüştür Ekibi’nin Sorumlularına,

              TJA (Tevgera Jinen Azad) dönem sözcüsü olarak 30 yılla cezalandırılarak hapsedildiğimden (2021) bu yana tecride karşı mücadele etmeye devam ediyoruz.

              Burada 50’nin üzerinde siyasi kadın mapuslar olarak zindan içinde zindan, tecrit içinde tecrit koşullarında olanlardan biri olarak yazıyorum. 

              Yine burada birlikte olduğum arkadaşlarım Nedime Yaklav, Hicran Binici, Şermin Demirdağ, Gülşen Adet, Nuriye Adet (Gülşen ile Nuriye kardeşler) Devlet Güvenlik Mahkemeleri (DGM) tarafından avukatsız olarak daha çocuk yaşta müebbet hapse mahkum edildiler, kemik testi yapılması talepleri işleme bile konmamış, ağır işkencelerden sonra avukatsız, savunmasız mahkum edilmişlerdir. 

              Bugün de Sincan Kadın Kapalı Cezaevinde (S.K.K.C) 31-32 yıl mahpusluktan sonra İdare Gözlem Kurulu (İGK) koşullu salıverilme haklarını gasp ederek tutsaklıklarının devamına karar vermektedir. Bu uygulama kişiyi-kişileri zorla hürriyetten alıkoyma suçunun işlenmesidir. Yine İGK’nun AİHS’ne ve anayasaya aykırı kararlarının kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkının ihlali olduğu açıktır. Nitekim Tekirdağ 1. Ağır Ceza Mahkemesi 2021/1652 D. iş nolu ve 12.11.2021 kararı “hükümlünün 09.10.1991’den beri hapsedildiği için bu kararı geçersizdir” diyerek tahliye kararı vermiştir. Sanki Sincan Kadın Kapalı Cezaevi başka bir devletin sınırları içerisindeymiş gibi bu karar yok sayılarak 2021’den bu yana tek bir siyasi mapusun şartlı tahliye hakkı bu 5 kadın da dahil verilmemiştir.

              Hukuk dışı İGK korsan mahkeme kurarak bu kez 30 yılla değil 5 kadını (ve onlar gibi arkadaşlarını da) 36 yıla mahkum etmektedir.

              Bu korsan mahkemeye karşı onay merci olan İnfaz Hakimliği ve 1. Ağır Ceza Mahkemeleri aşamalarının her birinde adil yargılanma hakları DGM’ler gibi ihlal edilmektedir. Çünkü AİHS madde 6 çerçevesinde yargı mercileri tarafından verilen kararlarda gerekçe gösterilmesi zorunludur. Ancak her iki mahkeme aşamasında da İGK değerlendirilmesini yargı makamı olarak değil, bir noter merci gibi gerekçesiz onaylamaktadır. 

              Yine “eşik puan” değerlendirmesinde (bir sır gibi avukatlarından gizlenerek) eşes puan durumların denetlenmediği alınan tüm kararlarda görülmektedir. Çünkü kaldırılmış disiplin cezaları dahil gerekçeyle konu edilmesi ki bu durumun her iki mahkeme tarafından onaylanması bunun denetimsizliği kanıtladığını, şartlı tahliyeleri ertelenen 31-32 yıldır mapusta olan bu 5 siyasi kadın mapus gibi benzer 10 mapusun daha dosyalarına bakarak çok açık bir şekilde görebilirsiniz.

              Ayrıca göreceksiniz ki “toplumla bütünleşme, iyi halli değil” gerekçelerinin soyut kavramlar olarak nasıl pervasızca kullanıldığını ve fiili olarak bunun parçası haline getirilen “disiplin soruşturmaları, disiplinsizlik” sayılan eylemler, açık soruşturmalar ve her iki mahkemenin (İnfaz 1. Ağır), bunu onaylayan noter meclisi olarak çalıştıkları, hukuku yok sayarak şartlı salıverme hakkı engellenmektedir. 

              Dosyaları incelendiğinde tek gerekçenin siyasi mapus olmalarından hareket edilerek birlikte değerlendirildiğinden tüm haklarıyla birlikte umut hakları da gasp edilmektedir. Umut hakkı mapusun 25 yıldan fazla hapsedilmemesi hakkıdır. 

              32 yıldan sonra Nedime, Hicran, Şermin, Gülşen, Nuriye ve daha birçok mapusa disipsinsizlik olarak nitelendirilen demokratik itiraz aracı faaliyetlerinin tümünü İGK suç saymaktadır. Oysa Anti-demokratik uygulamalara itiraz etmek insan olmanın, birey olmanın, toplum olmanın, toplumlu bütünleşmenin en somut kanıtıdır. 

              Çünkü ulusal ve uluslararası sözleşme ve metinlerde özgürlükten yoksun bırakılanların “… hayatın hapsedilmesi; dışında demokratik bir toplumdaki bireylerin özne olarak sahip olduğu tüm haklara mapuslar da sahiptir.” Mapusların demokratik haklarını kullanmaları toplumla bütünleştiğini, demokratik itirazda bütünleştiğini gösteren en somut faaliyetlerdir. 

              Sincan Kadın Kapalı Cezaevinde İGK pilot bölge olarak 2021’den bu yana tek bir siyasi mapusa şartlı tahliye hakkı tanımamıştır. Adeta ant içmiş, içmişçesine şartlı tahliyeleri engelleyerek suç merkezine dönüşmüştür. 

              Ama covid-19 da dahil kadın katilleri, caniler, çocuk katilleri, mafya, çete, uyuşturucu baronları ve üyeleri, hırsız, taciz-tecavüz edenler yargı paketleriyle infazları erteleniyor, serbest bırakılıyorlar toplumdan insanlık dışı suçlarına devam ederek ülkeyi toplu mezarlığa dönüştürüyorlar… Bunlar toplumla bütünleşmiş olarak sunulup şartlı tahliye ediliyorlar.

              9. yargı paketi diyerek bu vahşete vahşet katmak isteniyor. Bu insanlık dışı siyasal mafya yargı rejimine dur demek bir insanlık görevidir. 

              Sizin 30+1+2… yıldan beridir özgürlükten yoksun bırakılanların koşullu salıverilme haklarına sahip çıkmanız elzemdir. Zaten garanti altında olan hukuksal hakları mevcuttur. 1)T.C anayasasının eşitlik ilkesi ve 90. madde ile garanti altına alınan uluslararası mevzuatın uygulanması 2)AİHM 4)AİHS 5)Mandela Kuralı 7) Birleşmiş Milletler (BM) kişisel ve medeni haklar uluslararası sözleşmesinin BM Cezaevleri kuralları ve Birçok hukuk ve sivil kurum metinlerine göre Nedime Yaklav, Hicran Binici, Şermin Demirdağ, Gülşen Adet, Nuriye Adet  ve onlar gibi tüm mapusların serbest bırakılması yasal zorunluluktur. 

              Tüm bu yasal haklara rağmen “sivil ölüm” olan özgürlükten yoksun bırakılmalarına son verilmesi için sessiz kalmayacağınıza olan inancımla sizleri saygı ile selamlıyorum.

 

Ayşe GÖKKAN

Sincan Kadın Kapalı Hapishanesi F-2

Sincan/ANKARA

Benzer Yazılar