Tarsus Kampüs Cezaevi özellikle siyasi tutuklu ve hükümlülere dönük hak ihlalleri ile gündemde. Adana Barosu Cezaevi İzleme Komisyonu Başkanı Avukat Tugay Bek, hak ihlallerinin son bulması için cezaevi idaresinin gerilim politikasına son vermesi gerektiğini söyledi.
Çukurova Bölgesi'nin en büyük cezaevi olan 152 bin 357 metrekarelik alana kurulu Tarsus Kampüs Cezaevi, 1 Açık Cezaevi, 3 T Tipi Cezaevi, 1 Kadın Cezaevi ile 1 Çocuk Cezaevi olmak üzere toplam 6 cezaevinden oluşmakta. Yaklaşık 5 bin tutuklu kapasiteli bu kampüs cezaevi, açıldığı ilk günden bu yana sürekli hak ihlalleri ile gündemde oldu.
Günden geçtikçe artan bu hak ihlalleri karşısında aynı zamanda HDP Grup Başkanvekili olan Mersin Milletvekili Fatma Kurtulan, Adana milletvekilleri Tülay Hatimoğulları ve Kemal Peköz ile birlikte dün cezaevine giderek yetkililerle görüştü.
‘İNKAR EDİLİYOR’
Yapılan görüşme sonrası cezaevi önünde açıklama yapan Fatma Kurtulan, cezaevinde ciddi hak ihlallerinin yaşadığını, ayakta sayım ve çıplak aramayı kabul etmeyen tutukluların darp edilip, doktora götürülmediğini, doktora götürüldükleri zaman ise rapor verilmediğini aktardı.
Bu hak ihlallerine ilişkin cezaevi idaresiyle görüştüklerini dile getiren Kurtulan, "Cezavi idaresi gözümüzün içine baka baka yaşanan hak ihlalleri yok sayıyor ve inkar ediyor" diye belirtti.
Tarsus Kampüs Cezaevi'nde yaşanan durumu Adana Barosu Cezaevi İzleme Komisyonu Başkanı Avukat Tugay Bek değerlendirdi.
SORUŞTURMALAR RAFTA BEKLETİLİYOR
Cezaevinin açıldığı günden beri hak ihlalleri ile gündem olduğunu ifade eden Av. Tugay Bek, ayakta sayım ve çıplak arama dayatmalarını kabul etmeyen tutukluların darp edilip, disiplin soruşturmalarına maruz kaldığını kaydetti. Bu hak ihlallerine karşı açılan soruşturmaların cezasızlıkla sonuçlandığını ve tutukluların disiplin soruşturmalarıyla baskı altına alınmaya çalışıldığını söyleyen Bek, "Cezaevi girişinde mahpuslar yoğun çıplak arama dayatmasına maruz kalıp, darp ediliyor. Bu uygulamaya ilişkin Tarsus Cumhuriyet Savcılığı’na başvurularımız oldu. Soruşturmalar rafta bekletiliyor ve sonuçlandırılmıyor. Bu yapılan hak ihlaline ve hukuksuzluğa savcılığında göz yumduğu düşüncesindeyiz" dedi.
GERİLİM HAD SAFHADA
Rutin olarak koğuşların arandığını aktaran Bek, içeride yaşananlara dair şu bilgileri paylaştı: "Mahpuslar askeri nizamda ayakta sayım dayatmasının bir hak ihlali olduğunu belirtip, bu dayatmayı kabul etmiyor. T1'de bu tip uygulamalar yok ama T2 ve T3'te bu uygulamalar ve gerilimler mevcut. Bu gerilimler had safhaya varmış durumda. Cezaevi idaresi gerilim politikasını artarak devam ettiriyor. Bu hak ihlallerinin artmasına neden oluyor. Cezaevi idaresi gerilim politikasına son vermelidir."
Av. Wernicke Korsakoff hastası olan feminist yazar Aslıhan Gençay’ın cezaevindeki sorunları savcıya ilettiği için 15 gündür tek hücrede tutulmasını da hatırlattı.
Gençay hakkında açılan bir disiplin soruşturması olmamasına ve yetkililerin ‘birkaç güne kadar koğuşa geçer’ sözlerine rağmen halen hücrede tutulmaya devam edildiğini paylaşan Av. Bek, hasta durumda olan Gençay'ın yaşadığı durumun hak ihlali olduğunu vurguladı.
Av. Bek, yine Kadın Kapalı Cezaevi'ndeki bağımsızlar koğuşunda tutulan Nigar Bakir, Şamiran Nahsen ve Yıldız Muhammet isimli Efrinli 3 kadının sadece "örgüt üyesi oldukları" yönündeki gizli tanık beyanlarıyla haksız bir şekilde tutuklu bulunduğunu da kaydetti.
Bu kadınlardan Nigar Bekir'in henüz 6 aylık olan Lilat isimli bebeği ile 3 aydır tutuklu olduğunu aklatan Bek, annenin yaşadığı stres nedeniyle sütünün kesildiğini ve bu nedenle bebeğini besleyemediğini ifade etti. Av. Bek, koğuşta bulunanların yardımıyla temel ihtiyaçlarını karşılayabilen Efrinli bu üç kadının haksız tutuklulukları dolayısıyla özgürlüklerine kavuşması gerektiğini söyledi.
- 2 gösterim