Üzerinde puşi ve parka olduğu için tutuklanan ünviersite öğrencisinden mektup

Kuşların kanadı  kırılırsa yaşayamaz, atların ise bacakları, insanın ise özgürlüğü elinden alınırsa yaşayamaz! Hayatımı her daim bu inanç doğrultusunda şekillendirdim. Bağımsız, özgür, demokratik bir Türkiye kuşkusuz en büyük hayalimdi ve bu hayalimi bir çocuğun annesini sevdiği gibi yüreğimde her geçen gün büyüttüm. (…) Demokrasi için bir bedel ödenecekse  bu bedeli ödemeye hazırım. Yaptığım şeylerden en ufak bir pişmanlık duymadığımın bilinmesinin isterim.

Deniz Aksakal  

M Tipi Kapalı ve Açık İnfaz Kurumu

MİDYAT

***

15 Temmuz 2016

Devrimci kamuoyuna;

Öncelikle  karanlık bir süreci aydınlatmamda emeği geçen tüm arkadaşlara devrimci selamlarımı iletmeyi bir borç bilirim. Bu dizeleri sizlere Midyat M Tipi kapalı  C.İ.K ‘nın müşadiye bölümünden yazıyorum. 

7 aydır tutuklu bulunmaktayım bu mektubu yazmamdaki temel amaç ise yaşadığım adaletsiz sürecini ifşa etmektir.

Kuşların kanadı  kırılırsa yaşayamaz, atların ise bacakları, insanın ise özgürlüğü elinden alınırsa yaşayamaz! Hayatımı her daim bu inanç doğrultusunda şekillendirdim. Bağımsız, özgür, demokratik bir Türkiye kuşkusuz en büyük hayalimdi ve bu hayalimi bir çocuğun annesini sevdiği gibi yüreğimde her geçen gün büyüttüm.

Yaşadığımız coğrafyada her güzel şeyin bir bedelinin olduğunu bugünlerde daha iyi anlıyorum ve bu yüzden korkmuyorum. Demokrasi için bir bedel ödenecekse  bu bedeli ödemeye hazırım, kardeşlik için bir bedel ödenecekse bu bedeli ödemeye hazırım! Yaptığım şeylerden en ufak bir pişmanlık duymadığımın bilinmesinin isterim.

Yaşadığım süreci anlatmak gerekirse; özgürlüğü ve eğitim hakkı gasp edilen tutuklu öğrencilerden bir tanesiyim.

Karabük Üniversitesi Otomotiv Mühendisliği 4. sınıf öğrencisiyken 27 aralık 2015 tarihinde; Mardin’in Midyat ilçesine gezmek ve araştırma yapmak için gelmiştim.

Evet olağanüstü ve zor dönemlerden geçiyoruz lakin zor günlerde kardeşlerimizin acısını anlayamazsak, yaralarını saramazsak ne zaman halkımıza yardım elini uzatacaktık ki ? 1000 yıllık kardeşlerimizin dertlerine ortak olmazsak nasıl birbirimizin yüzüne bakacaktık ki? Zaten sorunların temeli; acılarımızı ortaklaştıramadığımızdan ortaya çıkmıyor muydu? İşte bende bu yüzden Ankara’dan yola çıkarak Midyat’a geldim. Amacım Midyat, İdil, Nusaybin’i gezmek  kültürel dokuyu algılayabilmek ve insanların sıkıntılarını kavrayabilmek ve bu gözlemler doğrultusunda ortaya bir metin çıkarabilmekti. 28 Aralık sabahı İdil’e ulaştım ve İdil’den Nusaybin’e geçerken binmiş olduğum taksi polis kurşunlarının hedefi oldu. Hiçbir gerekçe gösterilmeden tutuklandım. 

Üstümdeki parkam, puşim, postallarım yüzünden makul şüphe gerekçesiyle, silahlı örgüte üyelik suçlamasıyla 7 aydır Midyat’ta tutuklu bulunmaktayım.

Mahkeme süreci hakkında da birkaç söz etmek gerekirse ; ceza suça değil, suç cezaya uydurulmaya çalışılsa da adaletin er ya da geç tecelli edeceğine inancım sonsuz. Kuşkusuz Ağır Ceza Mahkeme Hakimleri ironik iddaanamelerle adeta saraydaki zatın sözcülüğünü yapmakta ısrar ediyor. Lakin bu memlekette onurlu hakimlerin de var olduğuna inancım sonsuz!

Umarım tez zamanda yapılan tarihi hatadan vazgeçilir ve siyasi mahkumlara kurbanlık koyun muamelesi yapan hakimler; ömürlerinin sonuna kadar vicdan azabı çekeceği bir karar imza atmazlar!

Mektubumu burada sonlandırırken tutukluluk sürecimi takip eden, özgürlük ve adalet mücadelemde bana destek olan tüm arkadaşlara kucak dolusu sevgilerimi iletiyorum!

Elbet bugünlerde geçecek, yumruklu yıldız karanlığı delecek ve hep birlikte sevda türküleri söyleyeceğiz bu güzelim memlekette.

Biz Kazanacağız!

Deniz Aksakal

Benzer Yazılar