Yasakların Çok Olduğu Bu Dünyada İki Tür İnsan Yaşamaya Başladı

Merhaba Sevgili Adil Okay, İktidarlı uygarlık dünyasında fikirler, göğün altında parıldayan bir kılıçtan daha tehlikelidir, meşru olmayan yönetimler için büyük bir kısmı her zaman tehlikelidir, diğer geriye kalanı ise insana evrenin merkezinde güvenle duran bir gezegeni bile sorgulatır. Tarihsel tüm deneyimler göstermiştir ki düşüncelerden korkan bir yerde toplumsallık ya dağılma noktasına gelmiş ya da karanlık bir cehenneme dönmüş demektir.

İnsanların düşüncelerinden ve inançlarından dolayı yargılandığı, kıyımlardan geçirildiği zamanlar devletli uygarlığa ait zamanlardır ve en uzun süreli zamanlardır. Bu dönemlerde ordulardan çok fikirlerden korkulmuştur. Ve bu baskı, kıyım çağlarında düşünceler sırlara bürünmüş şefrelenmiş, imgelenmiş ve gizemlere karıştırılmıştır. Bundan dolayıdır ki bütün gizemlerde korkulan, sorgulayan fikirler vardır. Batıda günümüzde belki fikirlerden fazla korkulmuyor. “Düşünce özgürlüğü” denilerek toplumlarda, hukuklarda yer tutmuş bir gelenek de bulunmaktadır. Bu iyidir, fakat sadece çıkar karşısında yenilgilidir. Lakin iktidarın en derin etkisinin, beş bin yıllık kıyımların olduğu sahne Ortadoğu'dur. Değerlerin çarpıtıldığı, inançların, zihinsel gelişmelerin felce uğratıldığı, parçalandığı sahadır da. Özellike kent merkezlerinde çok kıyıcıdır.

Coğrafyamızda fikir dünyasının iki yüzü vardır; Birincisi, kesintisiz engizisyon ve kırım uygulamasıdır. İkincisi, özgürlük ve gizem dünyasıdır; öyle olmak zorundadır. Şarkılarımız, şiirlerimiz, destanlarımız ve politik söylevlerimiz gizemlerle, sırlarla, şifrelerle doludur. Bu yüzden hikmet pınarlarından içmek zordur, güçtür. Bu derin alışkanlığın dışına çıkıldığında ise sözün, sanatın değeri neredeyse kalmamaktadır. Zaman içinde bu coğrafyada yaşayanların inançları değişmedi ama etraflarındaki dünya değişti. Bu değişen dünyada “yasaklar” ve kırımlar değişmedi. Yasakların çok olduğu bu yeni dünyada iki tür insan yaşamaya başladı: soru sorup cevap arayanlar ve cevapların devlet tarafından sunulduğuna inananlar... En derin sevgi ve saygılarımla Not: Bu arada adresin olmadığı için bu şekilde yazdım.

Emine Kocadağ

Kapalı Kadın Cezaevi

Karataş/Adana