03.09.2012
"Dokuzuncu ayının üzerine bir yirmi günü de ekleyip tarihin geçmiş haznesine yolladığımız bu ‘F tipi’ dünyadan; her bir gün, bu kilit alemin kaidelerine inat biriken hayal ve umutlarla, beton yüzeylere – cansız kuşatmalara inat daha bi yeşeren sevgi ve kucaklaşma özlemiyle herkese merhabalar…
Memleketimizin bilhassa bu son dönemdeki ‘cadı kazanını’ düzmece ‘terör örgütü operasyonları’ oluşturmaktadır. ‘Muhalif’ bir sendikayı, bir eylemliliği-toplamı, çabayı marjinalize etme, etkisizleştirme, susturma ve bunlar üzerinden toplumun geneli üzerinde etki yaratmak için bu yöntem kullanılmaktadır. Tekel eylemliliğinden Gezi Parkı’na, KESK operasyonlarına kadar devam eden manüplasyon örnekleri bu durumu en çarpıcı yansıtanlardandır.
İşin esas yönünü de, toplumu etkisizleştirme, duyarsızlaştırma emeli oluşturmaktadır. Toplumun bu saldırılara uğrayan kesimlerin, arkasında durmaya çalıştığı savunulara – kendi hak ve taleplerine sahip çıkmasına bu tip mevzilerde bir arada olmasına, bütünleşmesine engel olmak… Toplumu birbirinden ve kendi sorunlarından uzaklaştırmak…!
“sözün özüne değil, kıyafetine bakarak değerlendiriyorlar. Tarihleri bu yüzden aldanma ve aldatma üzerine kuruludur.” (diyordu son okuduğum romanda). “Kıyafetin” -yansıtılan görüntünün- ‘yağlı urgan’ etkisine varıldığı günümüzde, bilhassa medya vb. araçlar üzerinden yaratılan manüplasyon da ‘infaz hükmü’ olarak işlenmektedir. Üyesi olduğumuz dernek federasyonumuz üzerinden bizim maruz kaldığımız bu operasyon ve tutuklanma da bu çerçevede var edilmiş ve topluma benzer manüplasyonlarla sunulmuştur. Nitekim dosyanın özüne -içeriğine- baktığımızda; tek bir somut delilin, tek şiddet unsurunun olmadığı, altı boş iddialarla, zorlama alakasız kalabalıklaştırılmış/şişirilmiş bir örgüt -bağı- yaratma çabası olduğu görülecektir. Bu tabloya bir de malum hukuki işleyiş eklenince – son dönemlerin rekor örneklerinden olarak- 10 ay 20 gün sonra ilk mahkemeye çıkacağız…
“bu yüzden her şeye rağmen kalmaktı sorun
kişilikte, aşkta, düşte
inançta ve sevgide kalmak.”
İki dudak arası hükmü ile başlayıp bu beton dünyanın hükümleri ile perçinlenen, niteliği aleni bu sarmalı işlevsizleştirecek, sınırları ortadan kaldırabilecek, iyi-güzel olanla var olma enerjisi olabilecek, zamanın öğütücü akışını tersine çevirebilecek en önemli güç sevgi ve duyarlılık örülü paylaşımlar, dost paylaşımlarıdır… Keza bu süreçte bunun nice emsalsiz örneğini yaşadığımı da ifade etmeliyim…
Yine bu efsun, bu haz ile yarına hazırlandığımı bilmenizi isterim.
’2 Ekim ardı’ndan başlayaraktan
“bir fidanın boy atmasını görüp
bir naranın yankılanmasını işiterek”… paylaşacağımız demlerde buluşmak umuduyla…!
bi birin/xesret û haskerdişi ra..
sevgi ve özlem ile…
bimanê weşiye de…!
sağlıcakla kalın….!"
Uğur TEPE
İzmir 1 Nolu F Tipi Hapishanesi
- 15 gösterim