Merhaba Adil Abi....
Yollamış olduğum gravür çalışmalarımı beğenmiş olmanız beni mutlu etti. Sizler gibi değerlerin beğenisi bize moral oldu. Evet yaptığımız yaklaşık 50 adet tablom var ama sergileyecek yer bulamıyoruz. Gelirlerin yarısını mapus ailelerin derneğine bağışlamak şartıyla sergileyecek yer bulamadık.
Ben Öykü’nün resmini göndermenizi isterdim, gravürle tablo yapıp ona sürpriz yapacaktım. Ama yine aynı sözümü tekrarlayayım. Hatta daha da öteye gideyim. Hepiniz ailece A-4 kağıdın büyüklüğünde bir resim yollayın gravür çalışmamla yaparım. Artık karar sizin.
Yazmış olduğum mektup sizi etkilemiş, bilseydim daha detaylandırıp tüm incelikleriyle yazar uzatırdım. Ama bir dahakine yine benim ve bir amca oğlumun okuduğumuz okulun öğretmeni bizi nasıl ajanlaştırıp evde Kürtçe konuşmayı haber vermekle bize çektirdiği acıları yazacağım. Hatta kısa da olsa yazayım; biraz gülünç:
İlkokul bir-ikiye giderdik, yani Türkçe'yi çat pat biliriz. Yıl 1986-7. Öğle yemeğine eve geldim bir gün, annem tandır başında, ekmek pişiriyor. Yanına gittim “açım” diyeceğime yanında bekledim; ama arkamda ajan amcamın oğlu var. Annem de Türkçe bilmiyor, mecburen açlığımı anlaması için Kürtçe demem lazım; ama yine okulda dayak da var. Annem bana “oğlum konuşsana” deyip duruyor. Ben de göz kaş işaretiyle arkamda amcamın oğlunu işaret ediyorum. Annem yerinden kalkıp “bismillah” deyip bildiği duaları okudu, yüzüme üfledi “oğlum galiba delirdi” diye... Böyle uzunca bir anım var.
Babamın ismi “SABRİ” toplam 11 yıl 6 ay yattı. Bitlis, Muş, Diyarbakır, Sinop, en son Kayseri’de yattı. Ben 1982 doğumluyum. Benim kimliğimde böyle yazılı. Tabii nüfusa kayıt siz de biliyorsunuz doğar doğmaz yapılmıyor. Yani annemin deyişiyle ben bir yaşındaymışım. Bu da (demek ki) 1980 (yılında) babam tutuklanıyor, idam (cezası) alıyor. İki kere meclisten dönüyor. Sonra ömür boyu ve sonra 36 yıl oluyor. 1991’de salıyorlar, ben 13 yaşımda gördüm desem yeri. Fazla da zindan hayatını anlatmaz bize; ama gerek yok zaten, sırtında işkence izleri görünüyor. Yalnız bazı gelen misafirlerle sohbetlerde kulak misafiri olurum anılarının mesela Amed Zindanı’nda kolay ölüm için çok dua etmiş - duası kabul olmuş fazlasıyla Sinop’a götürmüşler.
Evet yaşıyor babam, bayrağı bize devredip bizim için çabalıyor.
Babaları daha önce yatan çocuklarında tanıdığımı sormuşsun öyle anladım.
Var ama soy isimlerini bilmiyorum. Yine iki kardeş var onlar da Bitlisli. Babamın hem asker hem de mapus arkadaşının oğulları. Onlar da 2 kardeş içerde. Ama bugün içerde olup babaları yatmayan yoktur sanmam, babadan oğula gidiyor. :)... bayrak devri.
Abi yazımı uzattım bağışla. Öykü’ye selamlar. Bu arada yolladığımız plaketi beğenmişsin. Tasarımcısı ben, yapımı başkası yalnız. Öykü’nün elinde plaketle bir resmi(ni) isterim. Dergimiz için Ümüş Eylül'e haber yapacağız.
Sevgilerimle Metin.
Metin Aydemir
L Tipi Kapalı Cezaevi C-17
Kepsut Balıkesir
- 1 gösterim