Sevgili Öykü,
Sana selam ve sevgilerimi gönderiyor. Kucaklayıp öpüyorum. Bütün tutsak amcalar aynı içtenlikle sana selam ve sevgi gönderiyorlar, sarılıp öpüyorlar...Çok sevildin, çok öpüldün...!
Sana daha önce kuşlarla, rüzgarla, bulutlarla selam gönderdim, bir de kucaklar dolusu sevgiler... getirdiler mi sana, ulaştırdılar mı? Kuşlar eğer selam ve sevgilerimi sana getirmemişlerse üzülme. Bir yanlışlık olmuştur. Gagalarına aldıkları sevgilerimi yem diye yalnışlıkla yavrularına yedirmişlerdir. Bir şey olmaz, senin sayende yavrular sevgi yemiş oldular, değil mi? Sevgilerimiz boşa gitmedi. Sevgilerimiz boşa gitmedi... sevgiyle büyüsün kuş yavruları...
Bulutlar getirmediyse, rüzgar onları başka bir tarafa sürüklediği içindir... olsun ama değil mi? Belkide bulutlar Afrika'ya gitmiştir. Orada aç hasta çocuklar var, sevgimiz onlara gitmişse ne güzel değil mi? Sevinmişlerdir. Boşa gitmemiş sevgimiz, bulutlara kızmıyoruz, olur mu? Rüzgar eğer getirmemişse selam ve sevgilerimi, bir yerlerde yağmura yakalandığı içindir. Sevgilerimiz yağmurla toprağa karışmış, sonrada çiçek olmuş renga renk olmuştur. Rüzgara da kızmıyoruz, değil mi? Sevgimiz boşa gitmemiş, çiçeğe dönmüş. O çiçeklere kuşlar kelebekler taç yapmış, ne güzel değil mi?
Bende bu doğa sevgi ve selamlarımı zarfın içine doldurdum, ağzını iyice kapattım, öyle gönderiyorum, anlaştık mı?
Baktım senden gelen zarfın üzerine aaa... ne göreyim zarf çiçek açmış, şaşırdım...! Sonra dikkatli bakınca çiçeklerle kocaman bir “öykü” yazıldığını fark ettim. Herkesi çağırdım, “gelin gelin bakın, öykü çiçek açmış” dedim. Çok sevdik çiçek açan Öykü'yü. Öykü çiçekleri içinde bir dağ vardı kocaman... o dağın eteklerinde ışık var bizi aydınlatan, yol gösteren. Işığın içinde çocuklar koşuyordu bir yere doğru. “Bu çocuklar nereye koşuyor dedim?” dedik. “ Sevgiye, barışa, kardeşliğe” dedi. Senin çizdiğin çiçekler! Çok sevindik çok...!
Okula gidiyorsun bu sene değil mi? Orada güzel oyunlar varsa bize haber ver, geliriz. Biz oyun oynamayı çok severiz, hele ki çocuklarla... Bu sene de gelemedik. Artık bana yazacağın dondurma başka bir yaza kaldı. Olsun önümüzde çok yaz var. Dondurma da bitmez değil mi? Park da orada duruyor. Bir bahar gelirim, parka götürür, dondurma ısmarlarsın bana...
Fotoğraflardan boyunu ölçemiyorum ama her fotoğrafta biraz daha büyüdüğünü görüyorum. Hepimiz seviniyor, mutlu oluyoruz seni büyürken görmekten.
Bir de senin "Pastamın Mumları" şiirin çok güzeldi. Defterimize yazdık. Gurur duyduk seninle, şiirine güldük coştuk. Hani demişsin ya şiirin sonunda “unutma bu şarkıyı” diye. Evet unutmayacağız bu şarkıyı. Hepimiz sana söz verdik o şarkıyı hep birlikte söyleyeceğiz. Her şeyin “çok güzel olduğu o dünyada...”
Buralar daima soğuk, üşüyoruz!
Bize her zaman sıcak şiirler yaz ki ısınalım. Tamam mı? Burada yemekler berbat daima “Pastamın Mumları” tadında şiirler yaz ki, doyalım. Anlaştık mı?
Kendine çok iyi bak. Seni çok seviyor ve o güzel gözlerinden öpüyoruz. Sevgilerimle.
Not: Sana bir şiir yazdım arka sayfada, çok sevdiğim, gidip de dönmeyen, aceleci bir çocuğa atfen yazmıştım. Seninle paylaşmak geldi içimden.
Turan Demir
Kırıkkale F Tipi
Yüksek Güvenlik Kapalı C.İ.K
- 14 gösterim