MERSİN (DİHA) - Eskişehir H Tipi Kapalı Cezaevi'nde bir yılı aşkın süredir tutulan ve ağır hasta tutsakların arasında ismi yer alan Cemil İvrendi, 20 yıldır cezaevinde tutulduğunu belirterek, sağlık durumun giderek kötüleştiğini aktardı. İvrendi, hasta tutsakların durumuna karşı insan hakları savunucuları ve demokratik kesimlere sorumluluk alma çağrısı yaptı.
Ülkedeki cezaevlerinde tutulan yüzlerce hasta tutsak yetkililerin ilgisizliği ve tutumundan dolayı gün be gün ölümün eşiğine ilerlemeye devam ediyor. Tutsakların ve yakınlarının ilgililere yaptığı başvuralar görmemezlikten gelinirken, bu tutumdan dolayı tutulduğu cezaevinde yaşamı risk altında bulunan tutsaklardan biri de ağır hasta tutsakların içinde ismi olan ve Eskişehir H Tipi Cezaevi'nde tutulan Cemil İvrendi. Eskişehir H Tipi Kapalı Cezaevi'nde tutulan ve müebbet hapis cezası alan Cemil İvrendi'nin baldırında oluşan yara nedeniyle sağlık durumu kötüye gidiyor. Açık kalp ameliyatı da geçiren İvrendi, defalarca Adalet Bakanlığı'na başvurdu ancak olumlu bir cevap alamadı.
Adli Tıp Kurumu İstanbul 3'üncü İhtisas Kurulu'nun 30 Haziran 2003 tarihli raporunda, İvrendi için "cezaevinde kalabilir" raporu verildi. Cezaevinde kalabilir denilen İvrendi ise çocuğu Öznur İvrendi aracılığı ile İHD Mersin Şubesi'ne gönderdiği mektup ile durumu hakkında bilgi verdi. Sağlık durumunun daha önce basına yansıdığını dile getiren İvrendi, Eskişehir Başsavcısı hakkında Adli Tıp Kurumu'ndan rapor almak için yaptığı başvuruların sonuçsuz kalması nedeniyle şikayetçi olduğunu, ama hiçbir sonuç alamadığını ifade etti. En son 9 Ocak'ta yaptığı başvuru üzerine Osmangazi Tıp Fakültesi Kardiyoloji bölümünde muayene edildiğini aktaran İvrendi, 19 Aralık 2013 tarihinde ise genel cerrahi bölümünde muayene edildiğini aktardı. Hastanede kendisi hakkında verilen raporların incelendiğinde, durumun vahametinin anlaşılacağının altını çizen İvrendi, mektubunda şunları kaydetti: "15 aydır bu cezaevindeyim. Bu güne kadar hastaneye götürülmekten, doktora çıkarılmaktan bir ihmal ve problem yaşamadım. Günü gününe götürüldüm. Ama iş Adli Tıp Kurumu'ndan alacağım rapora geldiği zaman başsavcının bendine takılıyorum. Tabi ki kendilerinin bir hesabı vardır ama ben de hiçbir zaman bu haksızlığı kabul etmeyeceğim."
'Oturmakta ve yürümekte zorluk çekiyorum'
2002 yılının Haziran ayında AORT kalp kapakçığın iflas etmesi sonucu ameliyat alınmış kalp kapakçığı değiştirilip yerine medikal kapakçık takılan İvrendi, o günden bu yana yaşamının COUMADİN 5 mg tablet haplara mahkum olduğunu aktardı. İvrendi, daha sonra durumunun kötüye gitmesinden kaynaklı delix2-5 mg ile Beloc 50g tablet ilaçlarında eklenmesi ile ciddi sağlık sıkıntıları yaşadığını belirtti.
Tüm bu sağlık problemlerinden sonra 7 Kasım 2008 tarihinde fistül ameliyatı geçirdiğini ve bu ameliyattan kaynaklı açılan yaranın 6 yıldır kapanmadığını kaydeden İvrendi, kalp rahatsızlığından kaynaklı kullandığı ilaçların kapanmayan yarada kanamayı tetiklediğini kaydetti. İvrendi, "Bu halimle yaranın kapanmasının mümkün olmadığını 12 Haziran 2013 tarihinde Osmangazi Tıp Fakültesi'nin genel cerrahi tetkik raporu doğruluyor. Oturmakta, yürümekte zorluk çekiyorum. Günde bir kaç defa ihtiyacımı görmek için tuvalete gittiğimde her defasında sanki bir tavuk başı kesilmiş misali etraf kana bulanıyor. Yani günde üç dört kez kan kaybediyorum. Bu durumla ilgili tetkiklerin rapor almam için Adli Tıp Kurumu'na gönderilmesini istiyorum" diye belirtti.
'Raporlarımın Adli Tıp Kurumu'na sunulmasıdır'
Yaptığı başvurular üzerine cezaevi yönetiminin 19 Aralık'ta genel cerrahi bölümünden ve 9 Ocak'ta ise kalp ve damar cerrahiden iki ayrı rapor alındığını söyleyen İvrendi, şunları aktardı: "Normalde talebim üzerine bu raporları kalp doktoru karşılaştırıp benim şikâyetlerimi dinleyip ve bunları ayrı birer rapor haline getirip, İl Sağlık Kurulu heyetine oradan da Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı'nın onayı ile Adli Tıp Kurumu'na sunulmalıydı. Ama ben her ne kadar ısrar ettiysem de hiçbir şekilde kalp doktoru ile görüşemedim. Benimle hiç bir şekilde görüşmeyen doktor, hiç tereddüt etmeden şöyle bir öneri geliştirmiş 'Hastanın rutin sağlık kontrolleri düzenli aralıklarla yapılması şartıyla ceza infaz kurumunda kalabilir'. Bunu ne İl Sağlık Kurulu heyetine ne de Adli Tıp Kurumu'na yapıyor. Talebim üzerine beni hastaneye yollayan cezaevi yetkilisine 15 Ocak 2014 tarihli, 31568761-641,03/133 sayılı belge ile sunuyor" dedi.
İnsan hakları savunucularına sorumluluk çağrısı
Yetkililerin "öldürmeyi" yasallaştırmayı istediğine dikkat çeken İvrendi, Ergenekon davasında tutuklanan, ardından kalp ameliyatı geçiren Ergin Saygun ile hastalığının araştırılması durumunda aralarındaki farkın ne olduğunun görüleceğini belirtti. İvrendi, "12 yıldır bu rahatsızlığımla bu zor koşullarda yaşıyorum. 6 sefer sürgün edildim. Hani hak hukuk herkes içindi? Hani hukuki anlamda herkes eşitti?" diye sorarak, insan hakları savunucuları ve demokratik kesimleri hasta tutsakların durumu ile ilgili sorumluluk almaya çağırdı.
(eal/pu/öç)
Kaynak: diclehaber.com
- 7 gösterim