“Son bir yılda yaşadıklarımız bile ne kadar da kendimize yabancılaşmış bir toplum haline geldiğimizi gösteriyor. Bunca yıkımın sadece iki dudak arasından çıkan sözle mubah görecek seviyeye gelmiş toplum. Buna sessiz kalamayanlar her türlü cefaya maruz bırakılıyorlar. Her şeye rağmen yine umutlar dipdiri. Geleceğimizi vahşi kapitalizmin ellerine teslim etmeyeceğiz. Bunun için her türlü bedeli ödemeye hazırız ve bedel ödüyoruz. Gerçekten “Bir topumun aynası hapishaneleridir” sözü şimdiki sistem için tam yerinde bir söz olmuştur.“
***
Merhaba Değerli Dost…
Yüreğimizin olağanca sıcaklığıyla kucak dolusu selam, sevgi ve saygılarımızı gönderir yaşamda sağlık çalışmalarınızda sonsuz başarılar dileriz.
Sevgili dost adıma yolladığın kartları aldım. Yüreğine sağlık. Doğrusu kartını beklemiyordum. Gündem hayli yoğun olduğundan ve çalışmalarınızın yoğunluğunu da hesaba katınca cevap gelmeyebilir dedim. Fakat yazdıklarım eline ulaşınca gereğini hemen yapacağını biliyorduk. Bunun için çok teşekkür ederiz.
İyi ki varsınız. Kusura bakmak mı? Asıl sen bizim kusurumuza bakma. Ne yapalım böyle durumlarda insanın aklına ilk gelene başvuruyor. Bizde de öyle işte sesimize ses veren değerli dostlara başvuruyoruz. Hapishaneleri anlatmaya gerek yok. Zaten sürekli bununla ilgili yazı alıyorsunuz. Yaşadığımız coğrafyanın içerisinde bulunduğu siyasi kriz döngüsünün yarattığı ortam ve bu ortamın şekillendirdiği Burjuva siyaset mekanizmasının bakış açısının yarattığı ortam tamda tabloyu özetliyor.
Eskiden büyüklerimiz bize “yabancı bir diyara gittiğiniz zaman oranın çevresine, çocuklar ve oranın kadınlarına bakın. Onlar o toplumun özetini size verecektir. Eğer etraf temiz ve yeşilliği bol ise o toplum çalışkan ve çevresine duyarlıdır. Eğer çocuklar özgürce birbirleriyle oynayabiliyorsa o zaman bunların ileriye dönük insanların kardeşçe yaşama arzuları vardır. Kadınları eğer yaşamın içerisinde söz sahibi ise ve bir nebze de olsa özgürlükleri varsa o toplum gelecek vaat ediyor. O toplum yaşanabilir bir geleceğin temellerini atmıştır daima ileriye giderler. Eğer bunlardan hiçbiri yoksa o zaman orada hayat da bitmiştir” bu sözler kendi kapalı toplumu içerisinde yaşayan hiçbir okula gidememiş insanların kendi yaşam çizgilerinden çıkardıkları sosyal bir toplumun ulaşılabilmesi için saydığı olmazsa olmaz olan üç koşulu. Şimdi teknolojinin hakim olduğu günümüzde maalesef bu üç koşuldan hiç birinin çoğunluk tarafından önemsenmediğini görüyoruz. Böylece kendi geleceğimizi kendi ellerimizle yok ediyoruz. Dedelerimizin öngörüleri çok dar kapsamlı olsa da hala önemini korumaktadır. “modern” toplumun yarattığı kültürün sonuçlarını görüyoruz. İnsana insanlığa dair ne varsa pazarlık konusu edilerek kişisel hırslara kurban ediliyor. Son bir yılda yaşadıklarımız bile ne kadar da kendimize yabancılaşmış bir toplum haline geldiğimizi gösteriyor. Bunca yıkımın sadece iki dudak arasından çıkan sözle mubah görecek seviyeye gelmiş toplum. Buna sessiz kalamayanlar her türlü cefaya maruz bırakılıyorlar. Her şeye rağmen yine umutlar dipdiri.
Geleceğimizi vahşi kapitalizmin ellerine teslim etmeyeceğiz. Bunun için her türlü bedeli ödemeye hazırız ve bedel ödüyoruz. Gerçekten “Bir topumun aynası hapishaneleridir” sözü şimdiki sistem için tam yerinde bir söz olmuştur.
Değerli Dost çıkar kavgasının son halkası darbe girişiminin getirdiği sonuçlar bizi de etkiledi. Bununla ilgili basında birçok haber çıktı. Ben kısa olarak bizzat burada yaşamımıza yansıyanları yazmak istiyorum. Bilindiği gibi F tipleri üç kişilik hücreler olarak inşa edildi. Bu hücrelere karşı yüzlerce insan yaşamını yitirdi. Şimdi üç kişilik yerde altı kişi kalıyoruz. Yerimiz çok dar olsa da yaşamımızdan gayet memnunuz. Beş yıldır ilk defa altı kişi bir arada kalıyor. Üçümüz yerde yatıyoruz. Sadece üç ranza var onlarda tek katlı. En çokta kendi koydukları tecrit politikası ve bunun için giriştiği katliamdan geriye dönmeleri bizim için başka bir duygu. Sistemin kendi döngüsünü sürdürebilmesi için neleri yapabileceği bir kez daha anlaşılıyor. Artık spor, sohbet, kütüphane gibi etkinlikler yapılmıyor. Geçici bir süre için ara verildiğini söylüyorlar malum durumlar çok karışık. Kısacası yine bu durumdan etkilenen bizler olduk. Kısıtlı imkanlarımız bile kısıtlandı.
Sevgili Dost kısaca böyle geldim. Bir hatamız varsa artık kusura bakma. Öykü yeğenimin önceden bir karakalem portre çizimini yapmıştım Erzurum da kaldığımda şimdi yeğenim hayli büyümüş bir ara yeni fotoğrafını yollayabilirsin yeniden çizimini yapmak istiyorum.
Tekrardan selam, sevgi ve saygılarımızı gönderir her şeyin gönlünce olmasını temenni ederiz. Kendinize çok iyi bakın umut ve dirençle kalın.
Cebrail Çakto
1 Nolu F Tipi Hapishanesi C-77
TEKİRDAĞ
- 11 gösterim