Tutsak Kinyas Ataman Hiç Beklemediği Anda Gelen Mektubun - Kitabın Heyecanını yazdı

“Sizlere sevgi yüklü kelimeler çıkarmak güç olsa da, yüreğimizdeki sevgiyi tahmin edebilirsiniz. Hele “bizlere yolladığınız esintiler” yürek bağını daha da güçlendirmiştir. Zindan yaşamında da en güzel duygu budur: Hiç beklemediğin anda tanımadığın yoldaşlardan, dostlardan ve yazarlardan bir mektup veya kitap esintisi  farklı bir duygu yaratmaktadır.

Ben 1990 Hakkari merkez doğumluyum. Ailem Hakkari ve Ankara’da oturmaktalar. 2009’da toplumsal olaylardan sonra da ihbarla yakalanıp, tutuklandım. Cezam müebbet artı 6 yıl 3 aydır.”

Kinyas Ataman

T Tipi Cezaevi A-6

Bafra-SAMSUN

***

Merhaba Sevgili Adil Okay;

Yaşamın özgürlükte anlam bulduğu demlerin özlemiyle sizlere sevgi yüklü selam ve saygılarımı yolluyorum. Sizlere sevgi yüklü kelimeler çıkarmak güç olsa da, yüreğimizdeki sevgiyi tahmin edebilirsiniz. Hele “bizlere yolladığınız esintiler” yürek bağını daha da güçlendirmiştir. Zindan yaşamında da en güzel duygu budur: Hiç beklemediğin anda tanımadığın yoldaşlardan, dostlardan ve yazarlardan bir mektup veya kitap esintisi  farklı bir duygu yaratmaktadır.

Siz değerli yoldaş, dosttan da tanımadığınız halde o güzel sıcak selamlarınızla birlikte kitabınızı yollamanızın bende yarattığı sevinç yüklü duyguyu anlatamam. Hele “Hapishanelere Özgün” verdiğiniz emektar çabalarınızdan dolayı. Sonuç verici bu çalışmanızı almanın ayrı bir duygu olduğunu söyleyebilirim. Herşeyden önce bu anlamlı ve değerli çalışmalarınızdan dolayı sizi kutlamak ve emeği bulunanlara da teşekkürlerimi sunmayı bir borç olarak gördüğümüzü belirtmek isterim yine. Birçok olay, olguları ve çalışmaları biraraya getirmekte büyük emek, çaba, sabır ister. Sizin güçlü kaleminizle birlikte bunu da başarabildiğinizi kitaplarınızda da görmek büyük ilham veriyor. Bizler de bu ilhamdan yararlanarak güçlü kaleminize ve çalışmalarınıza destek vermeye hazır olduğumuzu da belirtebiliriz.

Sevgili Adil; zindanda yaşamak varolmanın ötesinde aydınlığa koşmak ve yenilmemektir. Kürt halkının, sosyalistlerin nefessiz bırakılmak istendiği dört duvar, demir kapılarıdır. Direniş ise onurlu yaşayabilmenin mekanlarıdır zalime karşı. Özgürlüğün, hissetmenin duygu ve düşüncesidir. Yaşamın anlamı, hakikatle birleştiği ve bilince çıkarıldığı insan düşüncesidir. Bu dünyada aşk da, mücadeleye olan büyük tutkumuz da var.

Sevgili Adil; genel zindan politikalarını sizler de biliyorsunuz. Özellikli önemiyle zindanlara dönük kararnamelerle baskılar da hissedilmeye başladı. Özgür Gündem Gazetesi daha kapatılmadan zaten bu idare tarafından yasaklandı. Haftalarca haber hakkımız engellenmişti. Yine sayımız 60 arkadaş olmasına rağmen istediğimiz kanallardan(tv) izleyebilmemize izin farklı gerekçelerle verilemiyor. Revir meselesi ayrı bir dert, sevklerimiz bazen yapıldığında, hastanelerde bu sefer kelepçe açılmama durumu ve onursuzluğuyla karşılaşıyorsun. Zor bela hastaneye sevkimizi yaptırdığımızda, doktor kelepçeyi açmadığında bu sefer boşuna gidip-geliyoruz.

Spor-sohbetlerimizde kısıtlamalar halen devam ediyor. On beş günde bir sefer olmak üzere spora çıkıyoruz. O da sadece bir odadan beş arkadaş çıkabilir. Düşünsenize sayımız 16 kişi, onbeş günde bir spor hakkımız var. Son beş arkadaşımızın spora çıkabilmesi için yaklaşık bir ayı beklemesi gerekiyor. Spor saatleri de 45 dakikadır. Zaten Feto tutuklamalarıyla kapalı spor salonu da kapatıldı, mahkumlara yer açabilmek için. 10 kişilik odalarda 16 kişi kalıyoruz. Bazen sayımız 20’ye kadar gidebiliyor.

Son aylarda oda temizliği için bize yarım çekpas sopa verilmiş, sağlamlarının yerine ikiye ayrılmış şekilde vermişler. Doğal olarak eğilerek çekmek zorunda kalıyorsun. Birçok arkadaşımızda bel ağrısı ve boyun ağrısı oluşmaya başlamış. Cezaevinde sıkıntı ve sorunlar giderek kronikleşmiş durumdadır. Keyfi uygulamalar, hak ihlalleri, insanların sağlığına duyarsız olmaları herşeyi gösteriyor. İlk başta dediğim gibi buralarda hiçbir ölüm doğal değildir ve hiçbir hastalıkta doğal değildir. Uzattığımın farkındayım fakat o kadar doluyuz ki kaleme geldiğinde herşey dökülüveriyor yazıya. Zamanını aldığım için üzgün olduğumu belirtmek isterim. Küçük kardeşiniz, küçük yoldaşınızın heyecanlı mektubu olarak almanızı isterim. Umarım bu uzun mektubum çalışmalarınıza ve değerli zamanınıza engel olmayacaktır.

Ben 1990 Hakkari merkez doğumluyum. Ailem Hakkari ve Ankara’da oturmaktalar. 2009’da toplumsal olaylardan sonra da ihbarla yakalanıp, tutuklandım. Cezam müebbet artı 6 yıl 3 aydır. Van’dan Muş’a, Muş Cezaevi’nden de Samsun Bafra’ya sürgün oldum. 4 yıldır bu cezaevindeyim. Kendinize ve o güzel yüreğinize iyi bakın. Yaşam ve çalışmalarınızda başarı dileklerimi yolluyorum.

Sevgi ve Saygılarımla

Kinyas Ataman