Ahmet Tonak, 11 Kasım 2012 tarihli Birgün Gazete'sindeki köşesinde, açlık grevindeki Dilşah Kocakaya'nın mektubuna yer verdi. Mektubu aynen yayınlıyoruz.
11 Kasım 2012
Ben Dilşah Kocakaya,
Lise öğrencisiyken 2008’de gözaltına alınarak tutuklandım. Üniversitede arkeoloji bölümü öğrencisiyim; ancak 4 yıldır gizli tanık ifadesi yüzünden tutuklu olarak yargılandığım için okuyamıyorum. Cezaevlerinin dolup taştığı böylesi bir süreçte tutuklu olmayı yargılamıyorum. Zira Türkiye’nin olağanlıklarından birini yaşıyorum, yaşıyoruz. 18 yaşında cezaevine girdim ve şu an 22 yaşındayım. Çocukluğumdan gençliğe uzanan yıllarımı cezaevinde geçirdim, geçiriyorum. Mahkeme salonlarında adaletin hangi mülkün temeli olduğunu sorgulayarak büyüdüm. Kürt-Zaza bir anne babanın çocuğuyum. Ancak okuduğum yıllarda anadilimi kullanamadığım için unutmanın eşiğine gelmiş bulunmaktayım. Bugün 51 gündür İmralı duvarlarını parçalamak ve annemin sütü gibi hakkım olan anadilimi tüm kamusal alanlarda kullanabilmek için süresiz-dönüşümsüz açlık grevindeyim. Annelerimiz alanlarda çocuklarımız ölmesin, biz ölelim diye çağrıda bulunuyorlar. Annelerimizle kendi dilleriyle konuşabileceğimiz günleri getirmek ve tecridi paramparça etmek için ölümü öldürmeye yol alıyoruz. Tarih, direnenlerin kazandığını bir kez daha gösterecektir.
Kaynak: Birgün Gazetesi
- 11 gösterim