Mesane kanseri ve epilepsi hastası olan Cengiz Sinan Halis Çelik, 15 Temmuz 2016 yılında yine adli bir mahpus tarafından 10-15 kez şiş ile aldığı darbeler nedeniyle yürüyemez duruma geldi. O tarihten bu yana tekerlekli sandalyeye bağımlı yaşamak durumunda kalan Cengiz Sinan Halis Çelik 19 Şubat'ta mesanesinde oluşan kist nedeniyle ameliyatı için bulunduğu Silivri Hapishanesi Kampüs Hastanesi'nde ilk önce İŞİD'lilerin saldırısına uğradı. Ardından da onun can güvenliğinden sorumlu olarak orada bulunan askerlerin direkt öldürme kastıyla saldırısına uğradı. Çelik bu durumu Adalet Bakanlığı'na yazdığı bir dilekçeyle duyurdu ve suç duyurusunda bulundu. Ailesinin hapishane komisyonu ile paylaştığı bu dilekçede yaşadıklarını ve uygulanan baskı ve şiddeti daha net anlaşılacağı için basın ve kamuoyu ile de paylaşmak istedik.
“SİLİVRİ 5 NOLU L TİPİ CERZAEVİ MÜDÜRLÜĞÜ
Kanalıyla
ADALET BAKANLIĞI'NA
ANKARA
Slilivri 5 Nolu L T ipi czaevinde PKK'li hükümlü olarak bulunmaktayım. Son dönem artarak katlanan ciddi can güvenliği ihlalaleriyle karşı karşıya bırakılmaktayız. Hastane ve mahkeme sevklerinde cezaevi dıi güvenliğinden sorumlu jandarma güçleri tarafından fiili işkence tutumlarına maruz bırakılmaktayız. Gün geçtikçe ağırlaşan bu sorunlar Kasım 2017 tarihinden beri devamlılık arz etmektedir. Mahkemeye ve hastaneye giden arkadaşlarımız küfür, hakaret ve darba uğramakta, linç girişimlerine varan işkenceye maruz bırakılmaktadırlar.
Özellille son dönemde Slivri Kampüs Hastanesine götürülen arkadaşlarımız jandarmanın kasıtlı uygulamasıyla İŞİD'li ve cinsel suçlularla aynı hücrelere, nezrethanelere konulmaktayız. Kasti bir uygulama olan bu durum bizi birbirimize vurdurtma girişimi olmaktadır.Askeri persınel tarafından da “Sizler zaten aynısınız, birbirinizi yiyin” biçiminde sözlü olarak dile getirilmektedir. Bu temelde taciz ve tehditlerle provakasyona açık açık bir ortam yaratılmaya çalışılmaktadır. Askeri personel hiç çekince duymaksızın “siz bizim düşmanımızsınız, burada hepinizi öldüreceğiz, buradan sağ çıkmayacaksınız...” vb. Tehditlerle ve galiz küfürlerle bizler saldırılar, işkenceler yapılmaktadır.
19.02.2018 tarihinde Silivri Kampüs Hastanesine olan sevkime götürüldüm. Süleyman ALTUN isimli arkadaşım da getirilmişti ve bizler IŞİD'li kişilerle aynı nezarethaneye konulduk. IŞİD'lilerin tehdit ve hakaretlerine maruz bırakıldık. Hakaret ve tacizlelrle saldırya uğradık. Görevli askeri personeli uyarmamız ve güvenliğimizi riske attıkları üzerine ayrıştırılmamaızı istememiz akabinde başta uzman çavuş olmak üzere askerlerce darp edildik. Askerlerin saldırısına uğradık.Yerlere atılarak, tekmelerle, yumruklarla ağır saldırılarla karşı karşıya kaldık. Süleyman ALTUN arkadaşımın kafası- yüzü bir çok askerin tekmeli saldırıları sonucunda yaralanmıştır.
Uzman çavuş ve askerlerin saldırılarıyla; mesane kanseri olmamama ve ameliyat geçirmeme karşın ve kistli bölge olmasına rağmen bu bölgeme tekmelerle vurulmuştur. Yine epilepsi hastası olduğum ilgili askeri personelce bilinmesine rağmen yumruk ve kelepçelerle kafama ve vücudumun çeşitli yerlerine darp gerçekleştirilmişti. Darpların sonucu-etkisiyle epilepsi nöbeti geçirmiş ve acile kaldırılmışımdır. Saldırılardan kaynaklı yaralanmaya dönük rapor tutulmamıştır.
Bu saldırının öldürme kastıyla yapıldığı askerlerin sözlü ifadelerinden de anlaşılmaktadır.
Yine hastaneye götürülen başka arkadaşlarımızda benzeri sözlü ve fiziksel saldırılarla karşılaşmakta.
Son dönemlerde cereyan eden bu tür tutum ve uygulamalar can güvenliğimin, can güvenliğimizin ne derece risk altında olduğunu göstermekte, ortaya koymaktadır.
Askeri personelin bu kasıtlı uygulamaları can güvenliğimi ve güvenliğimizi açıkça tehdit etmekte, telafisi mümkün olmayan provakif zeminlere yönelmektedir.
Bütün bu tutum-uygulamalar şahsım açısından da can güvenliğime riskler oluşturmaktadır. Bu nedenle söz konusu tutum ve uygulamaların sorumluları hakkında suç duyurusunda bulunuyorum.Can güvenliğimin sağlanmasını talep ederim.
Gereğini bilgilerinize sunarım.
26.02.2018
Cengiz Sinan Halis Çelik”
Çelik'in dilekçesine ekleyelim. Silivri Hapishanesi Kampüs Hastanesi'nde uğradığı saldırı sonrası götürüldüğü Silivri Devlet hastanesindeki mahpus koğuşlarının her türlü pislikle iç içe olduğu temizlik ve hijyenden söz etmek bir tarafa kullanım alanlarında dışkı ve kan olduğu söylenmiştir. Çelik'e yapılan saldırıyla birlikte bunun basit bir temizlik ihmali değil de, kasıtlı böyle bırakıldığını düşünmek de olasıdır.
Sonuç olarak hasta mahpusların gerçek anlamda tedavisi ve uğrayabilecekleri her türlü saldırının sorumlusu devlet ve hükümet yetkilileridir. Yetkililerin insani olmayan uygulamalarını engelleyerek önüne geçmek dışarıda olan bizlerin duyarlılığı ve sessiz kalmamasıyla mümkündür.
İHD İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu
- 9 gösterim