25 Temmuz 2019
Merhaba, Ben Tekin Tangün. Veteriner hekimim. Bu mektubu adalet isteyen ve vicdan sahibi olan herkese hitaben Tekirdağ F Tipi Hapishanesi’nden yazıyorum. Umarım sesimi sizlere duyurabilirim.
Şimdi yazacaklarımı kişisel bir hikâye gibi okumazsanız sevinirim. Çünkü binlerce insanın aynnı durumda olduğunu biliyorum. Şöyle ki; Ben on iki yıl önce İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı terörle mücadele polisleri tarafından gözaltına alınarak tutuklandım. Hakkımdaki iddianameyi, hâlâ FETÖ’den tutuklu bulunan o zamanın “Özel Yetkili” savcısı olan Hikmet Usta hazırladı.
Ardından 2008-2013 yılları arasında İstanbul “Özel Yetkili” 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılandım. Bu mahkemenin başkanıyla birlikte heyette yer alan ve duruşmalara katılan on iki hakimin tamamı sonradan FETÖ ile bağlantılı oldukları gerekçesiyle görevden uzaklaştırılıp tutuklandılar.
Mahkeme başkanı Ömer Diken ile üyelerden Ali Efendi Peksak, İdris Asan ve Ali Alçık’ın yargılandığı davalarda kararlar çıktı ve ağır hapis cezaları aldılar. Diğer üyelerin yargılanmaları ise tutuklu olarak sürüyor. Duruşmalara katılan savcıların da neredeyse tamamı yine aynı gerekçeyle meslekten uzaklaştırıp tutuklandılar. Mesela yargılandığım dosyada esas hakkında mütalaa veren eski savcı Hüseyin Kaplan, FETÖ itirafçısı oldu ve on beş yıl hapis cezasına çarptırıldı.
Dava boyunca bu mahkemenin üyelerinin ve savcılarının hukuksuzluklarına karşı o dönem reddi hakim talebinde bulunmamıza rağmen ve HSYK’ya şikâyet başvurusu yapmamıza rağmen kimseye derdimizi anlatamadık, hiçbir sonuç alamadık.
Hakkımdaki dava 2013 yılında karara bağlandı. Bunun üzerine kararın düzeltilmesi için Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunduk. Fakat sonradan FETÖ ile bağlantıları nedeniyle tutuklanacak olan o dönemin Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nin başkan ve üyeleri de ne yazık ki hiçbir itirazımızı dikkate almayarak kararı jet hızıyla onadılar.
Bütün bu sürecin sonunda en son çare olarak adil yargılanma hakkımın ihlal edildiğinin tespiti ve yeniden yargılama yapılabilmesi için 2014 yılının Mayıs ayında Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulundum. Müracaatım ilk inceleme aşamasından geçerek işleme konuldu ve o gün bugündür bekliyorum. Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruların yapılmaya başladığı 2012 Eylül’ünden bu yana tam 190 bin dosya hakkında karar çıktı. Benim başvurum ise altıncı yılına girdiği halde henüz bir karara bağlanamadı. Kamuoyunda tartışılan; bilinen ve tanınan isimlerin yer aldığı pek çok davada nisbeten kısa sürede kararlar çıkmasına rağmen benim başvurumda bir karar çıkmamış olması beni düşündürüyor. Açıkçası hem kaygılanıyor hem de kendimi biraz “unutulmuş” gibi hissediyorum.
Ben adalete inanıyorum. Er ya da geç, adaletin bir gün yerini bulacağından eminim. On iki yıl boyunca sabırla bekledim. Ama boş durmadım, bu arada resim yapmaya başladım, sosyoloji okudum. Koşullar elverdiğince vaktimi değerlendirmeye çalıştım. Geçen zamana acımıyorum. Sadece bu memlekette benim de payıma düşen buymuş, diyorum. Ancak ne var ki ben tutuklandığımda annem yetmiş iki yaşındaydı, şimdi ise seksen dört!... Bu kadar geciktikten sonra adalet yerini bulduğunda ve ben özgürlüğüme kavuştuğumda dışarıda annemi bulabilecek miyim, bilmiyorum.
Sizden tek bir şey istiyorum. Sadece kendim için değil, herkes için istiyorum. O da şudur: FETÖ’cü hakim ve savcıların verdikleri tüm kararların bozulması ve yeniden yargılamanın yolunun açılması için bir şeyler yapın lütfen. Önemli ya da önemsiz demeden elinizden ne geliyorsa bir şeyler yapın.
Bu mektubu zaman ayırarak okuduğunuz ve gösterdiğiniz duyarlılık için teşekkür ediyorum. Sevdiklerinizle birlikte adil bir dünyada; sağlıklı, mutlu ve huzurlu yaşamanız dileğiyle, hoşçakalın
Tekin Tangün
2 No’lu F tipi hapishanesi A - 33 Tekirdağ
İmza kampanyası için link: https://www.change.org/p/politikac%C4%B1-adil-yarg%C4%B1lama-ve-tekin-tang%C3%BCn-e-%C3%B6zg%C3%BCrl%C3%BCk
- 19 gösterim