"Davetiyenizi aldım çok isterdim katılmak. Maalesef bu mümkün değil. Yakınlarıma göndermeye çalışacağım. Olmasa da, sözcüklerin gücüne inanıyorum… Ben de sözcüklerimi-imgelerimi alır, gelir dostların arasında yerimi alırım. Ama siz dostların bana borcu olsun. Çıktığımda beni bir sergiye götürmeniz farz oldu artık değil mi?"
15 Ağustos 2022
Sevgili Adil Okay,
Değerli Dostlar MERHABA!..
Selam, sevgi ve hasretlerimi yolluyorum.
Davetiyenizi aldım. Metni okurken bir an durup düşündüm. Acaba hayatımda hiç sergi gezip-görmüşlüğüm var mı?” diye. Hatıramda tek bir kez o da, daha özgürlük aşkına tutulmazdan evvel bir sergi gezmişliğim olmuştu. O vakitler On İki Eylül zulmü herkesi ezip geçmişti! Tabi önceleri de vardı!.. Şark Islahat ’ın gereği en ücra köylerin bile ivedilikle “medenileştirilmesi” gerekti. ‘Medenileştirilme’ nin araçlarından biri de, çeşitli kursları köylere taşımaktı. Konumuz, anlatmak istediğim bu olmasa da ama hep hayatlarımızı etkilediğinden bu konuya da kısaca değinip hatıramla olan bağını kurup geçeyim. Evet, o vakitler köyümüzde açılan dikiş-nakış kursunun sonunda açılan sergiyi gezmiştim. Okulumuzun bir sınıfına sığacak kadar el emeği vardı. Sınıfı süsleyen neler vardı tam hatıramda olmasa da, köyümüzün güzel kadınlarının el emekleri okulu güzelleştirmişti. Hem, köyümüze de farklı bir hava katmıştı. İşte bahsini ettiğim bu sergi dışında gezip görmüşlüğüm yok. O yüzden “ömrünün otuz yılına yakınını mahpusta geçiren biri, dostların davetiyesine ne tür bir mesaj ile katılabilir ki!” dedim. Ama çok isterdim katılmak. Maalesef bu mümkün değil. Yakınlarıma göndermeye çalışacağım. Olmasa da, sözcüklerin gücüne inanıyorum… Ben de sözcüklerimi-imgelerimi alır, gelir dostların arasında yerimi alırım. Ama siz dostların bana borcu olsun. Çıktığımda beni bir sergiye götürmeniz farz oldu artık değil mi?
Değerli dostlar; sergide yer alacak ürünler arasında benim de bir emeğime yer vereceksiniz. Çok teşekkürler!.. Her bir ürünün nasıl bir emek ve çabanın -üstelik zindanın imkansızlıklarına rağmen- sonucu ortaya çıktığını, cana-kana dönüştüğünü iyi bilirim! Farklı farklı mekanlarda olan biz tutsakları bir araya getiren dostlarla, dışarıyla buluşturmanızı ayrıca değerli bulduğumu belirtmek isterim. Bu sayede birbirimizin emeğiyle tanışıyor, sesimiz sözümüz ve renklerimiz çoğalıyor. Bu koşullarda biz mapuslar ancak sözlerimiz, imgelerimiz ve renklerimizle kendimizi yansıtabiliyor, sesimizi duyurabiliyoruz. Bazen coşkulu, bazen ürkek de olsak, her koşulda ve her zaman dirençliyiz. İşte bizler buyuz.
Sevgili Dostlar,
Son sözüm! Serginizi en derin duygu ve en anlamlı imgelerimle selamlıyorum. Bu mesajımla birlikte iki tane de şiir gönderiyorum. Şiirerden biri tutsaklığı, diğer kadınlık yaralarımızı imgeliyor. Sergiye katkım olsun.
Bitirirken başta sergide ürünleri yer alan tutsak yoldaşlarımı ve tüm dostlara sıcak selam ve sevgilerimi gönderiyorum. Özgür zamanlardan buluşmamıza biraz daha zaman var. Şimdilik seslerimiz, sözlerimiz ve renklerimizle buluşacağız. Yanımda da Kandıra duvarlarını direnciyle eskiten sevgili kadın arkadaşlarımı da getiriyorum…
Selam ve sevgilerimle
Sona MENGÜTAY
1 Nolu F Tipi Hapishane a 1/3
Kandıra/KOCAELİ
- 9 gösterim