Günay Kubilay yazdı: "Kitaplar için teşekkürler, zor zamanları aşabilecek biricik yöntem kolektif bir destek ve dayanışmadır. "

29 Eylül 2024

Sevgili Adil, Merhaba…

Gönderdiğin üç kitap ile “Sınırsız Kütüphane” sergisinin davetiyesini aldım. Çok teşekkür ederim. Geç yanıt verdiğim için de özür dilerim. Yanıtın gecikmesi “tembellikten” değildi. Kitapları aldıktan sonra yazmayı düşünmüştüm. Fakat kitap elime geç ulaştı. Kitaplar konusunda şöyle bir uygulama var. İki ayda bir yirmi kitap (azami) veriliyor dışarıdan. Bu yirmi kitabın ister tamamını, ister daha azını alabilirsin, fazlası olmuyor. Onu da iki aylık zamanda alırsan alırsın, yoksa alamazsın. İşte o iki aylık zaman aralığında gelen kitaplar bekletiliyor, kotada boşluk varsa veriliyor Henüz kitapları okumadım. Hapis deneyimi olanlar bilir. Hapiste kitaplar, mektuplar, sohbetler ve ziyaretler… Bunlar vazgeçilmezdir. Hapishaneyi ne kadarsa o kadar yaşanabilecek bir mekân kılan bunlardır. Bunların çekilip alındığı bir durumda neredeyse insani olan hiçbir şey kalmıyor. 

Sevgili Adil, sanat ve sanatçılarla ilgili yazını çok beğendim ve çok zihin açıcı, kapitalizmin yeni liberal politikalarının sanatçılardaki yansımalarını sistemli biçimde ortaya koymuşsun. İsabetle vurguladığın gibi yeni liberalizmin metalaştırmadığı hiçbir şey yok gibi. Yabancılaşmanın doruğundayız. İnsan bir “metabilik yarılma” hali yaşıyor. İnsan yalnızca ürettiklerine ve kendine değil, kendi türüne de yabancılaşmış durumda. Sanatın ve sanatçının bundan bağışık olması düşünülemez. Bugün verili Türkiye koşullarında “soğan yer, reisi yedirmeyiz” metaforuna yansıyan analizinden bağımsız açıklamak zor. Çöplükte yiyecek arayıp reisin mitinglerinde bayrak sallamaya koşanlar da öyle…

Ancak senin de isabetle vurguladığın gibi bir de bu yabancılaşmanın ötesinde olan, durumun bilincinde “tercih”te bulunanlar var. Kanımca geleceğin yolunu açacak ya da tıkayacak olanların tercihi bu bağlamda belirleyici olacak. Ben bu bakımdan çok umutluyum. Sizin gibi arkadaşların mektuplarındaki saptamalar, etkinlikler umutlarımı çoğaltacak çok nedenin olduğunu gösteriyor. 

Sevgili Adil, ne yazık ki, burada sözünü ettiğim iki ayda bir verilen kitapların dışında sosyalist solun yayınları, sanatsal dergiler vb. elimize ulaşmıyor, daha doğrusu vermiyorlar. Günlük birkaç gazete alıyoruz. Yeni Yaşam ve Evrensel’i vermiyorlar. BirGün veriyorlar. 

Bu arada benim en son yaptığım savunmayı Dipnot Yayınları “Bir Kumpas Davasının Anatomisi - Kobani Davası Hukuksal Seçenek mi Siyasal Tercih Mi" adıyla kitaplaştırılmış. Edinip savunmamı okuyabilsen sevinirim.

Kitaplar ve davetiye için tekrar teşekkürler, bütün zor zamanları aşabilecek biricik yöntem kolektif bir destek ve dayanışmadır. Belki de istenilecek en önemli şey kapitalizmin rekabetçi dünyasına karşı ezilenlerin dayanışma dünyası olmalı. Özgür yarınlarda görüşmek umuduyla selamlar, sevgiler…

29 Eylül 2024

Günay KUBİLAY

Sincan 2 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Hapishane  B2-4-59

Sincan/ANKARA