Ölümü bekliyorlar!- ‘BARIŞ SÜRECİ’ HASTA TUTUKLULARA YANSIMADI

Ölümü bekliyorlar!- ‘BARIŞ SÜRECİ’ HASTA TUTUKLULARA YANSIMADI

  • Zelal Sadak / Mehmet Aslanoğlu

İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesinin açıkladığı rapora göre cezaevlerinde 411 hasta tutuklu bulunuyor. Bu tutuklulardan 230’unun durumu ağır. 108’i ise kritik aşamadaki tutuklular. Adalet Bakanlığının inisiyatifiyle tahliye edilebilecek olan bu hasta tutuklulardan biri de Mahfuz Durudemir. 1993 ve 1994 yılında 23 ve 28 gün gözaltında ağır işkencelere maruz kalan, 1996’da ise örgüt üyeliğinden 36 yıl hapis cezasına çarptırılan Mahfuz Durudemir 17 yıldır cezaevinde. Akciğerindeki yaraların oluşturduğu kitle ve sara hastalığı nedeniyle dışarıda tedavi edilmesi gereken Durudemir’in 58 yaşındaki annesi   Halise Durudemir, gazetemiz aracılığıyla yetkililere seslenerek oğlu ve diğer ağır hasta tutukluların serbest bırakılmasını istedi.

ÖLÜME Mİ MAHKUM EDİLDİ?

Oğlu Mahfuz’un 1993 ve 1994’te gözaltında çok ağır işkencelerden geçirildiğini, belirten Halise Durudemir, “Oğlum gördüğü yoğun işkenceler sonucu sara hastası oldu. Akciğerinde üç yara vardı. Yaralar bir kitle oluşturmuş ciğerde. Tedavisi yapılmadığı için bu yaraların sayısı  5’e çıktı” dedi. Sara ve akciğer hastalıkları dışında astım, ileri derecede hemoroid, bel fıtığı, hipertansiyon, verem hastası da olan Durudemir, gözlerinden de defalarca ameliyat olmuş. Akciğerindeki yaraların oluşturduğu kitle kalbine de yayılmış ve anjiyo yapılmış olan Mahfuz Durudemir’in durumu çok kritik bir aşamada.

‘TÜM HASTA TUTUKLULAR SERBEST KALSIN’

17 yıldır oğlunun peşinden cezaevi cezaevi gezdiğini, diğer mahpusların haklarını korumak için de mücadele ettiğini belirten Halise Durudemir, barış sürecine ilişkin ise “Öcalan’a sonuna kadar güveniyoruz ama hükümete güvenmiyoruz. PKK iyi niyet göstergesi olarak elindeki esirleri serbest bıraktı. Ama bu hükümet bırakın 10 bin tutsağı, ölmek üzere olan hasta tutukluları bile bırakmıyor. 3. Yargı Paketi dediler, 4. Yargı paketi dediler. Ama çocuklarımız içeride ölümü bekliyor hâlâ. Sadece oğlumun değil tüm hasta tutsakların serbest bırakılmasını ve tedavi edilmelerini istiyorum” diyor.

TEDAVİDE BİLE İŞKENCE!

Cezaevindeki tutuklu ve hükümlülerin tedavi edildiklerinde de insanlık dışı uygulamalara maruz kaldıklarını söyleyen Durudemir, “Oğlum ve diğer tutsaklar hastaneye tedaviye gittiklerinde kendilerine önce ‘Kaç asker öldürdünüz’, ‘Ne kadar dağda kaldınız’ gibi sorular  sorup, ona göre muamele yapıyorlarmış . Bu nedenle tutsaklar hastaneye gitmeyi de boykot etmeye başlamışlar. İHD ve diğer kurumlar bu hastane yetkilileriyle görüşmeli. Doktorların yaptığı suç. Bu konu üzerinde durulması gerek” diyor.

RAPORLU HASTALAR TAHLİYE EDİLMİYOR

Sincan F Tipi 2 No’lu Kapalı Cezaevinde tutuklu bulunan Abdülhamit Babat  bir mektupla cezaevlerinde bulunan bazı hasta tutuklulara ilişkin bilgi verdi. Babat’ın verdiği bilgiler hem hasta tutukluların durumunu hem de derhal tahliye edilmeleri gerektiğini gözler önüne serdi. İşte Babat’ın o mektupta verdiği bilgiler:

Samet Çelik: Bu arkadaş 20 yıldır cezaevinde. MDS kanseridir. İlik nakli olması gerekiyor. Durumu gittikçe ağırlaşıyor. ‘Cezaevinde kalamaz’ raporu olmasına rağmen tahliye edilmiyor.

Hasan Alkış: 20 yıldır cezaevinde. 2000 yılında kalp ameliyatı olması gerekirken, ancak 2004 yılında ameliyat olabildi. Şubatta ise açık kalp ameliyatı olmuş. Bu ameliyat sonrasında Adli Tıp Kurumundan 24 Mart ve 9 Nisan 2004 tarihinde verilen iki ayrı raporda, ‘Cezaevinde hayati tehlikesi bulunduğundan infazın ertelenip tahliye edilmesi’ yönünde oy birliği ile alınan karara rağmen tahliye edilmemiştir.

Burhan Kaya: Uzun süredir cezaevinde. Kronik obstrüktür (tıkayıcı akciğer) hastalığı var. Ayrıca bağırsak sorunu, mide ülseri, prostat, boyun fıtığı rahatsızlığı vardır. Eş zamanlı yaşadığı rahatsızlıklardan dolayı gerekli ilaçları kullanamıyor. Özellikle kronik obstrüktür hastalığı ilerlemiş durumda. Burnu, boğazı devamlı kapalı, geceleri uyuyamıyor. En son akciğeri ile ilgili mikrobiyoloji laboratuvarında kesin tanısı ‘KOAH’ olarak belirlendi. Eğer tedavisi yapılmaz ise ani bir enfeksiyon kapmasıyla öldürücü olabilir. Tam teşekkülü bir hastanede tedavi edilmesi gerekiyor.

Mensur Tekin: 4 yıldır cezaevinde. Kafasındaki urdan dolayı beyin ameliyatı oldu. Ameliyattan dolayı yüz felci geçirmiş, zihinsel olarak belli tahribatlar oluşmuş. Cezaevinde kendine bakacak durumda değil. Aşırı unutkanlık, gece ile gündüzü karıştırma, vücudunda şişkinlik, nefes darlığı, kalp sorunu, yürümede zorlanma, sık sık idrara çıkma, uyuyamama, gibi sorunlar yaşıyor.

Mehmet Yalçın: 22 yıldır cezaevinde. Şeker, astım ve kalp hastası. Yakın sürede kalp ameliyatı oldu. Bir damar açıldı, kapalı bir damar daha var. F tipi koşulları olumsuz etkiliyor. Hayati risk altında.

Cengiz Eker: 20 yılı aşkındır cezaevinde. Kroner kalp yetmezliği var. Daha önce anjiyo olmuş, iki damarına stend takılmış. Üç damarı ise yüzde 70-80 oranında tıkalı. Sürekli ağrıları var. Reflü-gastrit var. Akciğerinde yeni tespit edilmiş üç yara var. Nefes almakta güçlük çekiyor. Daha önce prostat ameliyatı olmuş.

BAKANA SORULAR

CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, Adalet Bakanı Sadullah Ergin’e cezaevlerindeki hasta tutukluların durumunu sordu. Tanrıkulu, Meclis Başkanlığına sunduğu yazılı soru önergesinde Adalet Bakanına  şu soruları yöneltti;

* Cezaevlerinde bulunan kalıcı hastalığı olan ve çeşitli hastalıklardan tedavi gören mahkum sayısı nedir? Hastalıkları nelerdir?

* Kanser tedavisi gören mahkum sayısı kaçtır? Tedavileri hangi sağlık kuruluşunda devam etmektedir?

* Mahkumların tedavisi uzman doktorlar tarafından mı revir doktorları tarafından mı yapılmaktadır? Tedavisi hastanede ve uzman doktorlar gözetiminde yapılması gereken ağır hastaların mahkum koğuşlarında veya revirde yapıldığı iddiaları doğru mudur? Doğru ise konu ile ilgili herhangi bir tedbir alınmış mıdır?

* Tekirdağ 2 No’lu F Tipi Cezaevinde bulunan ve ayağında platin bulunan mahkuma işkence yapıldığı iddiaları doğru mudur? Kocaeli Kandıra 1 No’lu F Tipi Cezaevinde bulunan testis kanseri mahkuma işkence yapıldığı iddiaları doğru mudur?

230 TUTUKLUNUN DURUMU AĞIR

Hasta tutuklular ile ilgili 12 Nisanda, Diyarbakır Cezaevi önünde bir açıklama yapan İHD Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici, 411 hasta tutuklu için Adalet Bakanlığıyla görüştüklerini belirterek, “Adalet Bakanlığı ile yaptığımız görüşmelerde anladığımız şey şu; sürece endeksli tutum sergiliyorlar. Sürece paralel olarak belki bazı değişiklikler yapılabilir ama tüm hasta tutsakların tedavi veya tahliye kararını Adalet Bakanlığı kendi inisiyatifinde tutmuş durumda” dedi. Tutukluların hasta raporunu aldıktan sonra, adli tıptan cezaevinde kalmaması gerektiği yönünde rapor alsalar ve savcılıktan da serbest bırakılmasına dair talep  gelse dahi bu son kararı Adalet Bakanlığının verdiğini ifade eden Bilici, “Bazı hasta tutsakların, tahliye edilmeleri gerektiği yönünde raporlar olmasına rağmen Adalet Bakanlığı adım atmıyor. Çıkan yasa kesinlikle hasta tutsakların sorununu çözmüyor, onların tahliyesine veya tedavilerine cevap olamıyor” dedi. Bilici Adalet Bakanlığı’na verdikleri raporda durumlarına dikkat çektikleri 230 ağır hastanın hiçbir koşul öne sürülmeksizin derhal serbest bırakılmalarını talep ettiklerini dile getirdi. (Diyarbakır/EVRENSEL)

evrensel.net - Bu sayfa 178 kere görüntülendi.Güncelleme tarihi: 2013-04-16 08:25:04