"Tecrite Son"

TKMP hapishanelerde süren insanlıkdışı uygulamaları dillendirmeye devam ediyor



Hemen her gün dillendirilen demokratikleşme ifadelerinin gerçekliğine bakmak için, bugün hapishanelerdeki uygulamalara bakmak yeterlidir. Hapishanelerde günden güne saldırılar keyfi bir biçiminde örgütlenirken devlet çıkardığı yasalar ve yargı mekanizmaları ile bu saldırılara dayanak hazırlıyor. Bu saldırılardan güç alan hapishane idareleri ise keyfi uygulamalarını boyutlandırmaya devam ediyor. Tecrite Karşı Mücadele Platformu hapishanelerdeki psikolojik ve fiziksel işkenceye karşı, disiplin cezalarına ve sürgün sevklere karşı Bakırköy Kadın Hapishanesi önünde eylem yaptı.



“Tecrite Son” pankartının arkasında toplanan kitle “Hasta tutsaklar serbest bırakılsın”, “Devrimci tutsaklar onurumuzdur!”, “İnsanlık onuru işkenceyi yenecek!”, “Görüş hakkı engellenemez!” sloganlarını attı.



TKMP adına yapılan basın açıklamasında ise şu ifadelere yer verildi;

 

Bu saldırıların bir durağı da daha önce de tutsaklara yönelik boyutlu saldırıları ile gündeme gelen, Ankara Sincan F tipi Hapishanesi'nde tutsak görüşüne  giden arkadaşların görüşü keyfi dayanaksız bir şekilde engelleniyor. Bu zindanda saldırıların kazandığı boyut dikkat çekicidir.

Kırıkkale F tipi Hapishanesi'nde sohbet hakkı 10 saat olması gerekirken 6 saat uygulanmaktadır. Açık görüş haftası ve “arama” yapıldığı günler bahane edilerek o günlere denk gelen sohbetimiz iptal edilmeketedir. 11 Mart’ta Varikusel ameliyatı olan Yusuf Kenan Dinçer'in ameliyat sonrası hijyenik olmayan sağlıksız koşullarda tutulmakta ve kaldığı mahkum koğuşunda kirli nevresim ve battaniye kullanmakta ve diyet raporuna rağmen diyet verilmemektedir. Kanser hastası Mete Diş ise tedavisi engellenerek katledilmek istenmektedir.



Burada amaçlanan tutsakların örgütlü duruşuna, iradesine ve tüm bunlara yön veren bilincine saldırmak ve yok etmektir. Bu bakımdan hapishane idaresi, aslında Adalet Bakanlığı’nın Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü’ne gönderdiği “Her ne şekilde olursa olsun hapishanelerdeki devrimci örgütlerin tasfiye edilmesi gerekmektedir” şeklindeki talimatına uygun davranmaktadır. Tam da bu yüzden hücrelere yapılan baskınların, tutsaklara yönelik işkencenin sorumlusu Adalet Bakanlığı’dır.

Basın açıklaması ardından konuşma yapan Nihat Göktaş, hapishanedeki arkadaşını ziyaret gittiğinde karşılaştığı durumu anlattı. Cezaevi ve savcılığın birlikte verdiği karara göre daha önce hapishanede yatmış veya bir şekilde yargılanmış hiç kimsenin görüşe alınmayacağı kararı olduğunu ve bu nedenle arkadaşını göremediğini söyledi.

Kaynak: alinteri.net