Çağdaş Hukukçular Derneği

ÇHD’den Y ve S tipi hapishaneler raporu

Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) İstanbul Şube Hapishane Komisyonu, Y tipi, S tipi ve yeni tip Yüksek Güvenlikli hapishanelerle ilgili değerlendirme raporunu açıkladı.

Dernek, Mart ayında Marmara (Silivri), Tekirdağ F Tipi ve Edirne F Tipi hapishanelerinden pek çok tutuklu ve hükümlünün yeni açılan bu tip hapishanelere istekleri dışında sevk edildiklerini belirtti: “Bu yeni hücre tipi hapishaneler hakkında Adalet Bakanlığı kamuoyunu bilgilendirmediğinden hapishanelerin yapısı hakkında uzun süre belirsiz yaşandı.”

Ters kelepçeye itiraz eden avukata 10 ay hapis cezası

Müvekkiline ters kelepçe takılıp, işkence yapılmasına itiraz eden Avukat Engin Gökoğlu’na “Kamu görevlisinin görevini yapmasını engellediği” gerekçesiyle 10 ay hapis cezası verildi. Polislerin aleyhte ifadeleri alınırken, yargılama sırasında ÇHD davasından tutuklu olan Gökoğlu ise savunma yapamadı. Mahkeme buna karşın, hakaret ve kamu görevlisine görevini yaptırmama suçundan Gökoğlu’nu mahkum etti.

18 Yıldır Tutsak Olan BAKİ YAŞ'tan sorgulatan bir mektup

Yaşadığınız hak ihlallerini anlatın” diyorlar. Ben de onlara “özgürlüğümüz zorla elimizden alınmış, gerisinin ne önemi var? “ diyorum. Örneğin, tecritle ilgili “ceza içinde ceza olmaz” sözü. Bu fikir, onu öne sürenlerin niyeti iyi de olsa, gelir şuna dayanır. “Size verilen mahkumiyetler meşrudur ama tecrit olmasın.” Hayır. Bizi içerde bıraktığı her saat, burjuva egemen sınıf suç işliyor; şimdilerde “kampüs” adını verdiği zulüm kalelerini, dışarıdakilerin gözüne kanlı bir gürz gibi sokmaya devam ettiği için suç işliyor.”   

Baki YAŞ

İdamımızı İstediniz..!

Anayasa değişikliği olmasaydı, geçirecektiniz yağlı ilmeği boynumuza…

Yahut, dünyanın başka topraklarında, sizin emperyal efendileriniz oturturlardı bizi elektrikli sandalyeye, akıtırlardı ölümcül zehri damarlarımıza.

Şimdi sömürünün niteliği gereği, böyle ölüm cezalarını gerekli bulmuyorsunuz ama daha ağırını biliyorsunuz: ömür boyu hücre… ve fakat, “öyle bir ibret-i alem olsun ki” diyorsunuz, “Taksim Meydanında sallandırır” gibi büyütsün gözleri ürkü ile.